Galatasaray ve Fenerbahçe Spor Kulüpleri’nin oynayacağı final maçı olan Süper Kupa krizi, hepimizin beklediği bir krizdi. Bunu bilmemek veya ‘Bu nasıl olur?’ diye hayretler içine girişmek ahmaklık olsa gerek!
Çünkü, Arapların Türkiye’yi sevmediğini; İngilizler, Yahudiler, Amerikalılar da biliyor. Nitekim bu ülkeler de Arapları sevmiyor, sadece ‘petrol’ için onların yaşamalarını istiyor, ama nefes almalarını değil!
Size İngiliz Thomas Edward Lawrence’yi anlatmak isterim. Nam-ı diyar “Arabistanlı Lawrence”
Lawrence, arkeolog ve yazarlık unvanına erişen, Ortadoğu üzerinde çalışmalar yapan, Arapların hayatlarını, Araplardan daha iyi öğrenen bir istihbarat ajanı, modern bir gerilladır.
Onu burada övecek değilim; ama gelinen noktada hepimiz bir şeyleri anlıyoruz.
Kahire’de görev yaptığı sırada meslektaşlarını eğiten Lawrence, Arapları ve bedevileri kontrol edebilmenin tekniklerini ve etkili casusluk faaliyeti yapabilmenin 27 maddesini yazmakla birlikte 20 Ağustos 1917’de ise The Arap Bulletin’de yayımlamış.
Lawrence, Mekke şerifi Hüseyin bin Ali’nin oğlu Emir Faysal komutasında bulunan düzensiz orduyla birlikte Osmanlı’ya karşı gerilla mücadelesi vermekle kalmamış, Arapları, Medine’deki Osmanlı muhafız birliklerini şehirden çıkarmamaları için ikna etmiş.
Kaynaklar, Lawrence’nin 1. Dünya Savaşı’nın sonlarında İngiliz hükümetini, Arapların bağımsızlığının İngilizlerin yararı olduğu konusunda başarı elde edebiliyor.
Casusların Kralı
Tarihte ‘Casusların Kralı’ olarak da bilinen Arabistanlı Lawrence, iki bin yıl önce süregelen Ortadoğu’ya hakimlik hevesi; Çin, Amerika, İngiltere Rusya ve diğer bazı ülkelerin ağzının suyunu akıtmıştır. Bunun için de o dönemlerde en ideal casus, Lawrence’ydi.
Arap milliyetçiliğinin yanında olabilmek için İslam, Kuran, çağdaş Türkçe, çağdaş Farsça ve Arapça dilleriyle birlikte İbranice, Aramca dillerini de elinde bulunduran Lawrence, 16 Ağustos 1888’de Birleşik Krallık Galler’de dünyaya gözlerini açıyor.
Casus Lawrence’nin Osmanlı hamlesi
Arabistanlı Lawrence olarak bilinen Thomas Edward Lawrence, rivayetlere göre Medine savunması yapan Halil (Kut) Paşa’ya Hz. Muhammed’in kabrinin bulunduğu bölgeyi terk etmesine yönelik yüklü bir rüşvet teklifinde bulunuyor. Halil Paşa, bölgeyi savunmadan düşmana rüşvet karşılığında terk etmeyi kabul etmiyor.
Demiryolunda tahribatlar
Arap aşiretlerinin demiryolu üzerindeki tahribatları, Osmanlı Devleti’nin yaşadığı iletişimini zarara uğratıyor. Kut’ül Amare’deki Osmanlı zaferinden sonra Lawrence, Eylül 1918’de Şam’da gerçekleştirdiği saldırıda Osmanlı’ya ağır bir mağlubiyet yaşatıyor. Lawrence’nin bu hamlesi yaklaşık 5 bin askerin başının alınmasına sebebiyet veriyor.
Lawrence’nin itirafı
Ve Lawrence, “Evet, onları ben kışkırttım. Ama böylesine vahşice kan dökeceklerini hiç tahmin etmemiştim. Bazı mahalleri gezerken silahsız Türk askerlerinin nasıl öldürüldüklerine bakamadım; tiksindim bu vahşetten” itirafını yapacaktır.
Arabistanlı Lawrence, 19 Mayıs 1935’te bir motosiklet kazasında beyine aldığı darbeyle hayatını kaybetti.
Süregelen Arap hayranlığı
Galatasaray ve Fenerbahçe’nin oynayacağı Süper Kupa final maçı, aylar öncesinden yapılan anlaşmayla Suudi Arabistan’ın Riyad Stadyumu’nda oynanması istenmişti. Henüz gündemde değilken, gazetemiz konuyu gündeme taşımış ve politikacıların tepkilerini dile getirmişti.
Söz konusu Arap hayranlığı içerisinde;
*İstanbul Borsa’sının yüzde 10’unun Katar’a verilmesi,
*İstanbul Kanal’ının yapılması için bazı arazinin yüzdelik payının Katarlı bir kraliçeye verilmesi,
*Türkiye’de yoksulluk varken Tunus’a 5 milyon dolar bağış yapılması,
*Suudi Kralı için 3 gün yas ilan edilmesi yer alıyor.
Türkiye, Araplar için her şeyi yaptı, Lawrence’den ders almadan.
Ama iki ezeli rakip olarak bilinen Türk takımlarının oynanacağı final maçının Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye sınırlarında değil de Suudi Arabistan’da oynanma kararı nasıl bir skandalsa; Arapların “Atatürklü resim, koreografi kullanmayın; ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ yazmayın” demesi gibi absürt yaklaşımları da o derece skandaldır.
Bu sevdanın zararını bile bile o utancı yaşatmaya çalıştılar. Aslında biliyorlardı bunların olacağını…
Yeni yılın yeni krizlerine hazırlıklı olun!
Yaşananlar 2024’ün temeliydi…
