Bu söz ne kadar da acı değil mi? Sözden ziyade filmin çekildiği o döneme geri dönmek aslında çok acı. 2023’ten 1980’li yıllara dönmüş durumdayız.
Bu film, Sulhi Dölek’in ‘Kiracı’ isimli kitabından sinemaya uyarlanıyor. 1987 yılında çekilen film, bir devlet memurunun yaşadıklarını ele alıyor. Baş rollerini ise Kemal Sunal ile Füsun Demirel paylaşıyor.
Evli ve üç çocuk babası normal derlet memuru Kerim (Kemal Sunal), ekonomik krizin pençesi altında çocuklarını, karısını ve kaynanasına bakmak zorunda. Aldığı maaşın yarısını evin kirasına veriyor, kalanıyla ise evin diğer giderlerine harcıyor. Ve sık sık ev sahiplerinin kira zamlarından bunalırken girdiği zorlu yolculuktan da bıkmış, usanmıştır.
Filmin bir sahnesinde şu cümle geçiyor:
“Bir daire aylığından çok daha fazla kira getiriyorsa, demek ki bir daire kadar bile değerimiz yok! Okumuş, yazmış bunca yıllık devlet memuru, üç çocuk, bir karı ve bir de kaynana sahibi aklı başında bir adamın apartman dairesi kadar değeri olmaz. Ne acı! Temelli ölmüş!”
İşte o söz, bugünü anlatıyor.
Bugün 2023’ün değil, filmin çekildiği o 1987’li yılların tam içerisindeyiz.
Yıl: 2023 ve bugün alınan asgari ücret 11 bin 402 lira. Ev kirası ise ‘en kötüsü’ 10 bin lira. Uygun ve temiz, düzenli bir evde oturmak için (Tesisatı yeni ve alt yapısı ve mutfak dolaplarının sağlam olduğu, kapıların yeni, pençelerinin ise soğuğu geçirmediği) 12 veya 15 bin lira verebilmesi gerekiyor.
İşte bugün bir devlet memurunun aldığı en düşük maaş 22 bin TL. Yani 22 bin liranın yarısı 11 bin lira yapar. Ve yine alınan maaşın yarısı, apartman dairesine gidiyor. Bu da demektir ki, “Bir devlet memurunun bir apartman dairesi kadar değeri olmaz.”
Pekâlâ, 11 bin 402 lira asgari ücret alan çalışan ne yapsın?
Onlar ise kirayı 10 bin lira verdiğinde kalan bin 402 lirayla ne yapabilir? Fatura, çocukların giderlerine dahi yetmez.
Mümkün mü?
Bu sebeple iki asgari ücretlinin maaşı en düşük devlet memurunun maaşına denktir. Bu da bir asgari ücretlinin maaşının kiraya gittiğini diğer asgari ücretlinin maaşının ise evin giderlerine, çocuklarının ihtiyaçlarına gidiyor.
Geriye ne kalıyor?
“Temelli ölmüş!”