Bir yılı daha geride bırakıyoruz ve Türkiye’nin yarısının fazlası asgari ücretle çalışan emekçilerin gözü ‘yeni asgari ücret zammı’nda. Sendikalar sessiz. Çünkü onların açıklayacağı bir rakam, Ocak ayıyla pul oluyor.
Sendikaların eylemleri, masa dışında yapılsa da mevcut iktidar masada top çeviriyor. İşçi ve emekçinin alması beklenen asgari ücret, ‘enflasyon, alım gücü, maaş, vergiler ve diğer giderleri de ele aldığımızda’ çalışan sadece bağlı olduğu bankalara çalışıyor.
TÜRK-İŞ, Ekim ayında 4 kişilik aile için açlık sınırını 13 bin 648 lira, yoksulluk sınırını ise 44 bin 573 lira olduğunu belirtti. Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 17 bin 803 lira olarak belirlendi.
Şimdiki asgari ücret 11 bin 402 lira ve açlık sınırı arasında 2 bin lira fark var. İktidar yönetimi, yapılan toplantılarda hiçbir şekilde rakam belirtmiyor. Çünkü tartışmaları da gölgede bırakıyor ve sendikalar da rakam belirtemediğinden artık ‘alın bu maaşı susun’ diyecekler.
Nitekim her yıl olduğu gibi maaşı alıp susacağız!
Çünkü Türkiye’de hiçbir zaman asgari ücretliyi sevindiren bir maaş evresi yaşanmadı.
Tam olarak bir ‘bataklık evresi’ne girdik.
İşçiyi memnun etse patron haykırıyor, patronu memnun etse işçi haykırıyor… Bir bataklığa soktukları ülkeyi, şimdi kurtarmak için çaba gösteren de yok. Ve debelendikçe batıyoruz o bataklığa.
