Kalemimi kırmama ramak kalmıştı… Veya daha da sivriltmeye…
Çünkü gerçekleri yazarken yazılması gerekenlere çok zaman harcamak gerek ve de anlatmaya gerek çok şey var. Bunun için kalemimi çok fazla sivriltmem gerektiğini düşünüyorum.
Nitekim medyanın düştüğü durumda, bir gazetecinin kendini ifade etmesi artık çok güçleşti. Dönemimizde ‘şantaj’ işleri arttığından birçok ‘dürüst’ ve ‘namuslu’ gazetecinin kendine güvenilir bir kaynak oluşturma çabası her zaman yıllar alır. Ya da bir ömür…
Bunu düşünerek kalem oynatmak zor değil, çaba ve azim gerek. Önemli olan zorluğu değil, ne yapılması gerektiğini bilmek. Ne yapılması gerekiyorsa, nasıl yapılması gerekiyorsa onu yapmak… Durmadan yapmak!
Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Basın hürdür, sansür edilemez” dediği dönemden bugüne “Basın, istediğini yazamaz, hür değildir” dönemine geldik.
Olsun, bir avuç gazeteci de kalsak; gazetecinin “Basın hürdür”ünü koruyacağız!