Kaliteli ve nitelikli bir şeyler üretmenin yok olduğu bir sistemin içinde, psikolojik sorunların her geçen gün arttığı ve travmaya yol açan olayların sıklıkla yaşandığı bir ülkede mutlu ve keyifli olmak nasıl mümkün olabilir?
Çocuk işçiliğin arttığı bir ülkede,
Sosyal mecralarda ‘para’ için her türlü edepsizliğin dolduğu bir ülkede,
‘Din’in siyasete, ‘siyaset’in de ‘din’e bulandığı bir ülkede kaliteli ve umutlu bir yaşam ne kadar mümkün olabilir?
Ordunun da siyasi malzeme olarak kullanıldığı bir ülkede, ‘güven’liğin ne kadar mümkün olduğunu söyleyebiliriz ki?
Doğanın betona tercih edilmesi, depremler, mevsimlerin değişmesi, insanların artık birbirine tahammül edemeyişi… Bunların hepsini bir taşa bağlarsak, taş dahil dayanamaz ve çatlar!
İnsan bunların karşısında nasıl dayanabilsin?
Geçen günlerde önüme bir video düştü. Sosyal medyada sık sık video izler ve anlatılanları, icatları, psikolojik terim ve sunumları özellikle takip ederim. Komedi ise vazgeçilmezimdir.
Siyah çarşaflı bir kadının videoda ‘Para İslam’da’ deyişini izlerken verdiği detayları da dikkatlice dinledim.
Aynen şöyle diyor:
“Para İslam’da. Eskiden ‘Huzur İslam’da’ diye bizi büyüttüler; ama öyle değilmiş. Ben istersem bu ilmim ve bilgimle çarşafa girer, makyajı siler, bir cemaat kurar ve bir yılı bulmadan saraylara sahip olabilirim.”
Yanlış bilgi değil bu, olabilir!
Nitekim olanlar oldu.
Türkiye’de ‘Camiye yardım’ ile yurttaşlardan para topladılar. Ardından ise yurttaşlar her geçen ay daha da yoksullaştı.
Ve bu artık bütçe ayırmaya gitti. Ülkede en önemli ve fayda sağlayarak kurumlardan Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi, 35 trilyon 910 milyon 653 bin TL iken Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bütçesi 8 trilyon 75 milyon 405 bin TL olarak belirlendi.
Yani ‘para’ Diyanet’te!
Boşuna mı Amerikalı Lawrence’nin iyi bir eğitim alarak Arapları Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmayı başardı? Bu tamamen ‘din elden gidiyor’ yaygarasıyla koparılan bir hezeyan ve Türkiye’de ‘Alevi-Sunni’ çatışmasını doğuran bir altyapıydı.
İşte o alt yapı şiddet, üst yapı ise ‘para’ oldu.
Artık huzuru ‘para’da arayanlar; başarabilirse ‘sosyal medya’ ile başaramayan ise ‘cübbe, sakal, dua’da buluyor.
Sizin için para nerede?
