Turgay Kılıç

Tek değer Atatürk!

Turgay Kılıç

Yeni yıla girdik.

Ve bu yıl da tek derdimiz ‘Ekonomi.’

Alım gücümüz düşüyor, kendi paramız, cebimizdeki o kâğıt paralar değer kaybediyor.

Hayatımıza giren kredi kartları, kâğıt paraları elimize aldığımızda gözümüze ilişen tek değer ‘Atatürk’ün kendisi. Onu da öyle bir çizmişler ki, 200 TL’den samimiyetle gülen Atatürk’ü, 5 liraya gelindiğinde ise samimiyetsiz bir gülüşe dönüştürdüler. Asıl bunu konuşmamız gerek.

2009’da 200 TL tedavüle çıktığında dolar 1,5 TL idi. Yani 1 TL’nin karşılığı 1,5 dolardı. Ve 200 TL’nin karşılığındaki dolar değeri 133 idi. Bugün ise 1 dolar 29 TL ve 200 liralık değerinde ise 6,8 dolar yapıyor.

Aradan geçen 15 yılda yüzde 22 oranında artış olmuş.

Pekâlâ, asgari ücret?

İşte orası da yine alım gücünün milim milim düşmesindeki en büyük etken. Asgari ücret 2009’da 544 ve 563 TL idi.

2024’te ise asgari ücret 17 bin 2 TL oldu. Dolar ise 29 TL oranında gidip geliyor.

Doların TL karşısındaki değeri artığında, zamanla değerini kaybeden kâğıt paranın üzerindeki ‘Atatürk büstü’nün değerini kaybetmediğinin bilincindeyiz. Ama Atatürk büstü, 200 TL’den 5 TL’ye düşen paranın miktarında gülümseme, bakışlar değişiyor. Nitekim Mustafa Kemal Atatürk’ün değerini de kâğıt parayla yok etmeye çalışmalarının yanı sıra, sokakta hilafet çığırtkanlıkları yapanlarla, ‘Müftülük’ gibi devlet kurumunun var olmasına değer katan ve Tokyo’ya dahi cami yaptıran Atatürk’e hakaret edilmesine göz yumularak yapılıyor.

Cumhuriyet’i kuran ve ülkenin her sınıfını, her branşındaki işçisini, emekçisini, çiftçisini, medyasını, kolluk kuvvetini düşünen Atatürk, kendini bilmez cübbeli, sarıklı, sakallıların hedefinde olması sadece içişlerindeki ‘muhafazakâr’ kesimin derdi değil.

Bunun yanında ‘Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE)’ de Atatürk’ten nefret ettiği çok açık. Nitekim bunu da ‘Arap sevdası krizi!’ başlıklı yazımda da belirtmişti.

Asgari ücretin hiçbir değeri olmamasıyla gelen bu yeni zam da tek seferlik bir zam olacak!

Ekonomistler, bu durumu ‘Öldük, daha da öleceğiz’ diyerek yorumluyor. Ve bugün asgari ücretlinin yanı sıra ayda 7 bin 500 lirayla geçinmeye mahkûm edilen emekliler de yaşayan ölüler sınıfına girdi.

Bir ölüyü kaç defa gömebilirseniz, asgari ücretliyi de o kadar gömecekler.

Her geçen yıl asgari ücretlinin sayısı artıyor.

Çünkü tarlada çalışan eski nesil, çiftçi nesil; artık yeni nesli tarıma katamıyor ve tarımda yetkisiz olan gençler, arazileri satarak şehre yerleşip asgari ücretli çalışan sınıfına giriyor.

Bu da “Çiftçinin köylünün efendisi” olmaktan çıkartıp, “Çiftçi, asgari sömürüye tabii tutan patronun kölesi” haline geliyor.

Mühendis, öğretmen atanamadığından ‘asgari ücretle’ bir işe giriyor; işte o zaman ‘yeni nesil’ öğretmenin eseri değil, yine sömüren patronun eseri oluyor.

Bunlar, Atatürk’ün sözleri ve ilkeleri. İşte bunlar yoksa; Atatürk de yok oluyor!

Ama başaramayacaklar!

Yazarın Diğer Yazıları