Yaren Dağhan

İlişkilerinizde Sınır Koymak Sizi Özgürleştirir

Yaren Dağhan

Fiziksel sınırları görmek oldukça kolaydır. Duvarlar, çitler hatta günlük hayatta sıkça karşılaştığımız levhalar bile kuralları belirterek belirli sınırlar çizdiğinden tamamını “fiziksel sınırlar” olarak kabul edebiliriz. Kişisel sınırları görmek ise daha zordur, halbuki onlar da en az fiziksel sınırlar kadar gerçektir. Sınırlar bizi tanımlar, kim olduğumuzu ve kim olmadığımızı belirler, “benim” nerede bittiğini ve bir başkasının nerede başladığını görmemizi sağlar. Bir başka deyişle, sınırlar sorumluluk alanımızı belirleyen çizgilerdir. Sağlıklı ve dengeli bir hayat sürdürmek için kesin sınırlar çizebilmek önemlidir. Bir evin bahçesini çevreleyen çitler nasıl ki o evin sınırlarını, ev sahibinin mülkiyetini ve sorumluluk alanını belirleyen çizgiler olarak kabul ediliyorsa, bizim de bize ait olan ve olmayan sorumlulukları ayırt edebilmemiz için zihinsel, fiziksel, ruhsal ve duygulsal sınırlar belirlememiz gerekir. Bu sınırları belirleyememek, yaşantımız için son derece yıpratıcı, yorucu ve üzücü sonuçlar doğurabilir bu nedenle sınırlar sağlıklı ilişkiler kurmamızı sağlamakla birlikte aynı zamanda sağlıklı bir hayat yaşamamızıda sağlarlar. Psikolojik gelişim sürecimizle ilgili pekçok durumda olduğu gibi sınırlar ile ilgili görüşlerimizin temelleri de çocukluğumuzda atılır. Sınırlara ve mahremiyete pek özen gösterilmeyen bir aile ortamında yetişen kişilerin ileride sınır koymayı öğrenememiş yetişkinlere dönüşmesi kaçınılmazdır.

İnsanlar, sınır koyarak karşısındaki kişileri üzeceğini ve sevginin diğer insanları memnun etmekten geçtiğini düşünür. Bu nedenle sınır koyarsa sevilmeyeceğinden endişelenir veya sınırların sevgiyi engelleyeceğini düşünür. Bu düşünce, korkuyla harekete geçmeye ve ilişkileri kontrol etmeye çalışmamıza sebep olur. Böyle davranmak yerine, sınırlarımızı net bir şekilde belirterek, karşımızdaki kişilere güvenimizi göstermiş oluruz. Güven, her türlü ilişkinin güçlenmesi için en önemli unsurdur. Sınır koymanın en iyi yolu, yapmak istemediğiniz veya üstesinden gelemeyeceğiniz şeylere “hayır” diyebilmektir. Pek çok kişi günlük hayatta kimi zaman karşısındakini kırmamak ve kendinden önce karşısındaki kişiyi düşündüğü için, kimi zaman kendi fikrinden önce karşısındaki kişinin fikrini önemsediği, yani kendisinden isteneni aslında yapmak isteyip istemediğini önemsemeden karşı tarafı mutlu etmek için “hayır” diyemez. Fakat sınır koymadığınızda insanlar sizin hayatınız üzerinde söz sahibi olurlar, bu durum sizi yıpratabilir ve sinirlendirebilir. Sınır koymadığınızda, bir yandan insanların hoşunuza gitmeyen şeyler yapmasına izin verirsiniz ama aynı zamanda içten içe onlara öfkelenir ve kin biriktirmeye başlarsınız. Bu olumsuz duyguları yaşamamak için insanları yıpratmadan sınır koymak mümkün. Bunun için en önemli nokta, ikna edici olabilmek. İnsanlara karşı agresif olmadan, kararlı bir duruş sergilemeyi deneyin. Agresif davranmanız karşınızdaki kişiyi savunmaya geçirerek asıl vermek istediğiniz mesajın ulaşmasına engel olur, kararlı olmak ise mantıklı ve dürüst davranmanızı sağlar.

Sınırları belirlemek için neler yapabilirsiniz?

Sınır koymak sizi özgür kılar. Psikolojik sağlığınızı korumak ve olumsuz durumlara maruz kalmamak için “ben” kavramının ne olduğunu, kendi sorumluluklarınızın sınırını, nerede başlayıp nerede bittiğini doğru bir şekilde belirlemek çok önemlidir. Sınır koymak için neleri tolere edip edemeyeceğinizi karşınızdakine anlatmanız ve bunu yaparken de açık konuşmanız ve kararlı olmanız gerekir. İnsanların sizi daha iyi anlaması için kendi ihtiyaçlarınızı belirtmeli ve en önemlisi karşınızdakinin sizin sınırlarınızı anlamasını beklemek yerine iletişime geçmelisiniz.

 

-Hayır demeyi öğrenin. Hayır diyebildiğiniz zaman, gerçekten yapmak istediğiniz şeyleri yapmak konusunda özgürleşirsiniz. İnsanların sevgisini kaybetmekten korktuğunuz için hayır demekten kaçınmayın. Hayır demek istediğiniz durumlara hayır diyemeyerek kendinize haksızlık etmiş oluyorsunuz. İstemediğiniz durumlar karşısında hayır demeye başlayarak kendinize karşı adil olun ve insanlara sınırlarınızı belirtin.

-Karşınızdakini kırmaktan korktuğunuz için susup içinize atmayın. Hoşunuza gitmeyen davranışlar sergileyen kişilere sınırlarınızı anlatın.

-Sınırlarınıza sahip çıkın ve ihlal edilmesine izin vermeyin. Sınırlarınız ihlal edildiğinde ne hissettiğinize bir bakın, duygularınıza kulak verin. Karşınızdakinin duygularınıza saygı göstermesi için ilk olarak siz, kendi duygularınıza saygı gösterin. Siz duygularınıza saygı göstermezseniz, karşınızdaki insanlar da sizin duygularınıza saygı göstermeyecektir.

-İnsanın kendini koruması en doğal hakkıdır ve sınır çizmek insanın kendini koruma şekillerinden biridir. Sınır çizmekten çekinmeyin, bunu yaparken kendinizi kötü hissetmeyin. Örneğin çat kapı evinize gelen bir arkadaşınıza, bu davranışından hoşlanmadığınızı söyleyin.

Sınır koymazsak ne olur?

Bir ilişki içindeyken, ikili ilişkiler veya iş ilişkiler fark etmeksizin, kişisel sınırlarımızı çizmez veya çizdiğimiz sınırları esnetip, korumazsak zamanla farkına varmadan istemediğimiz şekilde hareket etmeye ve başkası gibi davranmaya başlarız. İlk başta olduğumuz kişiye yani kendimize yabancılaşır, hem kendimizden hem de karşımızdaki kişiden uzaklaşmaya başlarız. Geldiğimiz noktada, bu durumun sorumlusu olarak karşımızdaki kişiyi görürüz ve onu suçlayarak onunla çatışmaya başlarız.

Kişisel sınırlarımızı çizmek ve bu sınırları korumak kadar, bunları karşımızdaki kişiye anlatmakta önemlidir. Kimi zaman her şey bizim için açık ve net görünürken karşımızdaki kişi için aynı durum söz konusu olmayabilir. Onun da sınırlarımızın farkına varması için durumu açıkça konuşmak ve anlatmak gerekir. Güçlü bir ilişki her zaman sağlıklı bir iletişimden geçer.

Uzman Psikolog Yaren Dağhan [email protected]

Yazarın Diğer Yazıları