• Haberler
  • Gündem
  • 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!

Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç tarihi olarak kabul edilen ve Türk milleti için dönüm noktalarından biri olan 19...

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç tarihi olarak kabul edilen ve Türk milleti için dönüm noktalarından biri olan 19 Mayıs, her yıl tüm yurtta “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanıyor.

Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup çıkan Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesinin ardından düşman gemileri Çanakkale Boğazı’ndan geçerek İstanbul’a demirledi. Anadolu, düşman kuvvetleri tarafından adım adım işgal edilmeye başladı.

İstanbul hükümeti, Anadolu’da işgale karşı direnenleri engellemek ve asayişi sağlamak üzere Mustafa Kemal Paşa’yı 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirir.

16 Mayıs’ta Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan Samsun’a hareket eden Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a gelir.

19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıkarken ülke her bakımdan yokluk ve yoksulluk içindeydi. 1911-1918 arasında aralıksız neredeyse 7 yıldır devam eden yıkıcı savaşlar Osmanlı Devleti’ni paramparça etmişti. Bu savaş sürecinde devlet, milyonlarca insan, yüz binlerce kilometrekare toprak kaybetmişti. I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti’nin elinde Doğu Trakya, İstanbul ve Anadolu kalmıştı. Halkın yaklaşık yüzde 80’i köylerde yaşayıp tarımla uğraşmakta, yaklaşık yüzde 70’i salgın hastalıklarla pençeleşmekte, yaklaşık yüzde 95’i okuma-yazma bilmemekteydi. Okula gitmesi gereken çocukların yaklaşık üçte ikisi okula gidememekteydi. Halk, tarikat-cemaat kıskacındaydı. Ülkede ne yeterli fabrika, ne yeterli yol, ne yeterli okul, ne yeterli öğretmen, ne yeterli hastane, ne yeterli doktor vardı. Ülkede kültür-uygarlık kurumu yok denecek kadar azdı. Ülke her bakımdan dışa bağımlıydı. Ülkenin milli varlıkları ve temel kaynakları yabancıların elindeydi. Kadın, medeni ve siyasi haklarından yoksundu. Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı’nı kaybedip 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması ile I. Dünya Savaşı’ndan çekildikten kısa süre sonra ordular dağıtıldı, silah ve cephaneye el konuldu, tüneller, tersaneler, demiryolları, limanlar İtilaf devletlerince kontrol edildi.

İNANÇ 

Büyük önderin Samsun’a çıkışı, Yunan askerlerinin denize döküldüğü 9 Eylül 1922’ye kadar sürecek büyük mücadelenin ilk adımı olur.

Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarken saraya/sultana değil, millete dayanacak; sarayı/sultanı değil, vatanı milleti kurtaracaktı. Ancak dönemin koşulları gereği belli bir süre halife/padişahı da kurtarmaktan söz edecekti. İkincisi, asıl düşmanın emperyalizm olduğunu bildiği ve antiemperyalist bir mücadele verdiği halde – halk, büyük devletleri gücendirmekten çekindiği için – önceleri büyük devletlere doğrudan cephe almayacaktı. Bu onun kurtuluş stratejisiydi. Atatürk, Nutuk’ta bu stratejiyi şöyle anlatıyor:

“Millet ve ordu padişah ve halifenin hainliğinden haberli olmadığı gibi, o makama ve o makamda bulunana karşı yüz yılların kökleştirdiği din ve gelenek bağlarıyla içten bağlı ve sadık.(…)

Bir başka önemli noktayı daha söylemek gerekir. Kurtuluş yolu ararken İngiltere, Fransa ve İtalya gibi büyük devletleri gücendirmemek temel ilke gibi görülmekteydi.(…)

Öyleyse kurtuluş yolu ararken iki şey söz konusu olmayacaktı. İlkin İtilaf devletlerine karşı düşmanlık durumuna girilmeyecekti. Sonra da padişah ve halifeye canla başla bağlı ve sadık kalmak temel koşul olacaktı.”

HABER MERKEZİ

Bakmadan Geçme