3 maymunu oynamak
İzmir –Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından 71 bina acil olarak...
İzmir –Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından 71 bina acil olarak yıkıldı, binaların yerlerine yapılacak konutlar için inşaat çalışmalarına başlandı. Özellikle 8 binanın tamamen yıkıldığı Bayraklı’da, 133 ağır hasarlı bina tespit edildi.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, Aliağa’da 10, Bayındır’da 3, Bergama’da 6, Buca’da 35, Çeşme’de 7, Çiğli’de 15, Dikili’de 26, Foça’da 6, Gaziemir’de 6, Karabağlar’da 26, Kemalpaşa’da 19, Kiraz’da 11, Konak’ta 50, Menderes’te 20, Menemen’de 9, Narlıdere’de 1, Seferihisar’da 24, Selçuk’ta 2, Tire’de 15, Torbalı’da 26, Urla’da 18, Karaburun’da 60, Karşıyaka’da 27, Bornova’da ise 51 binanın yıkım çalışmalarına başladı.
Şimdi gelelim bu bilgileri neden verdiğimize…
2020 yılından beri devam eden yıkım çalışmaları ile ilgili bir yönetmelik var. 1 Temmuz 2022 tarihinde yürürlüğe giren Binaların Yıkılması Hakkındaki Yönetmelik, binaların yıkım esnasında uygulanacak önlemler ve esasları düzenliyor. Bu yönetmeliğin amacı, binaların yıkım faaliyetlerinin çevre ve insan sağlığı ile güvenliğine zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak belirlenmiş.
Yıkımlarda ortaya saçılan katil tozların (asbest) dahi nasıl kontrol altında tutulacağı, en aza nasıl indirileceği yönetmelikte açıkça anlatılıyor. Hatta yönetmeliğin 18. maddesinde, “Yıkım faaliyetleri sırasında oluşacak toz emisyonunun kontrolü için alınması gereken önlemler çevre yönetimi hizmeti yeterlik belgesini haiz çevre görevlisi veya çevre mühendisi tarafından belirlenir ve yıkım planına eklenir. Yıkım faaliyetlerinde oluşacak toz emisyonunun kontrolü ile ilgili TS 13633 standardına uygun olarak faaliyetler yürütülür. Toz emisyonunun kontrolü amacıyla TS 13883 Toz Bastırma Sistemleri-Mekanik Özellikleri Standardına uygun toz bastırma sistemlerinin kullanılması zorunludur” ifadelerine yer veriliyor.
Yani sıradan bir vatandaşın bile anlayabileceği yönetmelik diyor ki; yıkım yaparken tozun çevreyi ve insan sağlığını tehdit eden asbesti hortumla sulayarak yok edemezsiniz. Toz emisyonu için özel makineler kullanmanız lazım.
Peki, İzmir’de neler oluyor?
Çarşaf çarşaf sosyal medyada reklamını yapan yıkım firmaları bile bu yönetmelikten habersiz olacak ki, hiçbir önlem almadan yıkmaya devam ediyor. Firmaların kendi sitelerini açıp bakın, mecralarında bırakın önlem almayı toz için en ufak sulama dahi yapılmayan fotoğrafları paylaşıyorlar.
Sadece İzmir mi?
Hayır hayır tüm ülkede bu böyle… Asbest Söküm Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, kontrolsüz yapılan yıkımlarda ortaya saçılan asbest ile şu anda sokakta oynayan 10 yaşındaki çocuğun 30’lu yaşlarında kanser gibi ciddi hastalıklarla burun buruna kalacağını söylüyor. Manşetimize de taşıdığımız “İzmir’de 1 milyon çocuk kanserden ölecek” haberimizde asbestin ne kadar tehlikeli olduğunu da anlatmıştık.
Yani demem o ki; bu yönetmelik bu kadar açıkken, firmalar bunu görmezden gelerek yıkımlara devam ederken, çevre ve insan sağlığı tehdit altında iken yöneticiler ne yapıyor?
Yoksa görmüyor, duymuyor, bilmiyor muyuz?
Yazık ki ne yazık…