5 yaşındaki çocuğunuz gününü anlatamıyorsa dikkat!
Dil ve konuşma gelişimi, çocukların hayat boyu sürecek iletişim becerilerinin temellerini oluşturuyor. Uzmanlar, erken çocukluk döneminde yaşanan dil gecikmelerinin sadece konuşmayı değil, sosyal ve akademik başarıyı da etkileyebileceği konusunda uyarıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, çocuklarda dil gelişiminin doğal bir süreç olduğunu ancak bazı durumlarda bu sürecin sekteye uğrayabileceğini söylüyor. 2 yaşına gelen bir çocuğun hâlâ kelime öbekleri kuramaması halinde dil gecikmesinden şüphelenilmesi gerektiğini belirten Tahmincioğlu, “4-5 yaşındaki çocukların gün içinde yaşadıklarını uzun ve karmaşık cümlelerle anlatabilmeleri beklenir” diyor.
Kısa cümleler, eksik bağlaçlar, kafa karıştıran yanıtlar…
Çocukların yaşlarına uygun olarak dilin pragmatik (iletişimsel) ve semantik (anlam) yapılarını kullanmaları gerektiğini vurgulayan Tahmincioğlu, “Yalnızca kelime hazinesine bakmak yeterli değildir. Cümle kuramayan, sorulara ilgisiz yanıtlar veren, sohbet başlatmakta veya sürdürmekte zorlanan çocuklarda dil gelişiminde aksama olabilir” diyerek ebeveynlere uyarılarda bulundu.
Tahmincioğlu’na göre bu çocuklar genellikle kısa, basit ve çoğunlukla somut ifadelerle kendilerini anlatır. Bağlaçları kullanamazlar, 5N1K sorularına yanıt verirken zorlanabilirler. Bu durumlar, gelişimsel dil bozukluğunun işareti olabilir.
ERKEN TANI, İLERİDEKİ SORUNLARI ÖNLÜYO
Dil ve konuşma bozukluklarında erken müdahalenin önemine dikkat çeken Tahmincioğlu, “Dil gelişimindeki aksamalar, çocukların okul öncesi ve okul dönemindeki öğrenme süreçlerini olumsuz etkiler. Uygun terapi yöntemlerine hızlıca başlanması, dil bozukluğunun ileride oluşturabileceği akademik ve sosyal sorunları azaltır” ifadelerini kullandı.
DİJİTAL EKRANLARLA UZUN VAKİT GEÇİREN ÇOCUKLAR RİSK ALTINDA
Günümüzde çocukların ekranlarla iç içe büyüdüğüne dikkat çeken Tahmincioğlu, iletişim ihmali ve sınırlı sosyal etkileşimin gelişimsel dil bozukluklarının temel nedenlerinden biri olduğunu belirtti. Araştırmalara göre 2 yaş altındaki çocuklarda ekran süresinin günde iki saati aşması, dil becerilerinin gelişimini ciddi şekilde yavaşlatıyor.
Tahmincioğlu, “Bir restoranda çocukların birbirleriyle oyun oynamak yerine tabletlere dalmış olduğunu görmek sıradanlaştı. Oysa çocukların yaşıtlarıyla sosyal etkileşim içinde olması, gelişimsel süreçleri destekler. Ekran bağımlılığı ise tam tersine dil gecikmesine yol açabiliyor” dedi.
HER YAŞTAN BİREYDE GÖRÜLEBİLİR
Sadece çocuklarda değil, yetişkinlerde de dil ve konuşma bozukluklarının görülebileceğini ifade eden Tahmincioğlu, artikülasyon ve fonolojik bozukluklar hakkında da bilgi verdi: “‘R’ sesini çıkaramamak hem 7 yaşındaki bir çocukta hem de 40 yaşındaki bir bireyde görülebilir. Bu seslerin eksik ya da yanlış kullanımı, konuşma bozukluğuna işarettir.”
Artikülasyon bozukluklarında bireyler bazı sesleri hiç çıkaramazken, fonolojik bozukluklarda heceleri veya sesleri yer değiştirebilirler. Tahmincioğlu, okula başlamadan önce bu tür bozuklukların mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
EBEVEYNLERE DÜŞEN GÖREV BÜYÜK
Uzmanlar, ebeveynlerin çocuklarla daha fazla zaman geçirmesi, onlarla sohbet etmesi ve oyun oynaması gerektiğini söylüyor. Tahmincioğlu, “Çocuklarla kurulan her kelime, gelişimsel dil bozukluğuna karşı atılmış bir adımdır. Aile içi etkileşim ne kadar sağlıklıysa, dil gelişimi de o kadar güçlü olur” diyerek sözlerini tamamladı.