'Adaletsizliğin normalleştiği dönemdeyiz'

CHP Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, bu ülke için huzur, refah ve mutluluk vaat edenlerin, ülkeyi açlığa, yoksulluğa ve sefalete mahkûm ettiği, şiddeti ve vahşeti sıradanlaştırdığı, adaletsizliği normalleştirdiği bir dönemden geçildiğini söyledi

Hükümet politikaları hakkında CHP parti görüşlerinin açıklandığı basın toplantısı düzenleyen CHP Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, sözlerine Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanan Daron Acemoğlu’nu kutlayarak başladı.  

Bu ülkeye huzur, refah ve mutluluk vaat edenlerin, ülkeyi açlığa, yoksulluğa ve sefalete mahkûm ettiği, şiddeti ve vahşeti sıradanlaştırdığı, adaletsizliği normalleştirdiği dönemden geçildiğini belirterek, “Kadın haklarından, ekonomik krize, çocuk haklarından gıda güvenliğine, hayvan haklarından sağlığa, eğitime kadar art arda felaketler yaşıyor, toplum olarak büyük yozlaşmanın, çürümüşlüğün pis kokuları arasında nefes alamaya çalışıyoruz. İstanbul’da 2 kadının vahşice öldürülmesinin üzerinden 10 gün, işkence yapılıp ve cinsel istismara uğrayan Sıla bebeğin hayatını kaybetmesinin üzerinden 7 gün geçti. Minik Narin'in katillerinin hala tespit edilememiş olmasına kahrolurken, bir özel hastanede SGK'dan günde 8 bin lira alabilmek için hasta olmayan bebeklerin küvöze koyulduğu ve 12 bebeğin bu nedenle hayatını kaybettiği haberi kanımızı dondurdu. Aralarında doktor ve hemşirelerin de olduğu bu organize kötülüğün üzerine giden savcının ise açıkça tehdit edildiği ortaya çıktı. Aklımıza bir kez daha Albert Camus’un ‘bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın’ sözü geldi. Gebze'de yasal hakkımızı kullandık savunması yapan, insan demeye dilimizin varmadığı kişilerce onlarca hayvan dostumuz katledildi” dedi.

CEZASIZLIK ALGISI YOK CEZASIZLIK DURUMU VAR

Bu yaşananların hiçbirisi tesadüf, münferit olaylar olmadığını da ifade eden Yücel, “Bu yaşananlar, 22 yıllık AKP iktidarının yönetme tercihlerinin sonucu. AKP’li yöneticiler sanki bütün bu olanlar kendilerinin izlediği politikalarının sonucu değilmiş gibi pişkin pişkin açıklamalar yapıyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, son dönemde ülke gündemine oturan, kadın ve çocuk cinayetlerine ilişkin “yargı sisteminde cezasızlık” algısının giderilmesi için çalışma yaptıklarını söylemiş. Görünen o ki; Adaletsiz sistemin sözde Adalet Bakanı, yargı sistemindeki cezasızlık durumunu yeni fark etmiş. Sayın Tunç, ortada cezasızlık algısı yok, yıllardır süregelen cezasızlık durumu var. Ceza yargılamasını, bütünlüklü bir sistem olmaktan çıkardınız. İnfaz sisteminde, anlık ve neredeyse kişisel tercihlere göre değişiklikler yaptınız. Kişiye özel elbise diker gibi, kişiye özel yasa çıkardınız. Binlerce kadın ve çocuk katilini, tecavüzcüyü, istismarcıyı, gaspçıyı, uyuşturucu satıcısını sokağa saldınız. Kanunları amacından ve anlamından kopardınız. Mağduru ve kurbanı yok sayan, suçluyu cezalandırmayan, suç işlemeye teşvik eden bir sisteme adalet sistemi demeye utanmadınız. Hal böyle iken TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, İstanbul Sözleşmesi varken de cinayetler vardı, yokken de var. Bu tartışma bizi kısır bir noktaya kilitliyor” demiş. Ya insan bunları söylemeye biraz olsun utanır! Sen kime hizmet ediyorsun Derya Yanık? Bir de İnsan Hakları İnceleme komisyonu başkanı olacaksın. Böyle bir profilin İstanbul Sözleşmesi'nin anlamını, kadına yönelen şiddeti, kadın cinayetlerini anlamasını beklemiyoruz. Umuyoruz ki bir kadın olarak, kadınların şu son 20 yılda en önemli kazanımlarından biri olan ve Anayasa'ya aykırı olarak bir gecede feshedilen İstanbul Sözleşmesi’nin kadınları yaşattığını anlar ve kadınlara ve çocuklara karşı saygısız, kaygısız, vurdumduymaz düşüncelerinden bir an önce kurtulur” diye konuştu.

Anayasa tartışması açmanın gündem değiştirmenin en bilindik yolu haline geldiğini vurgulayan Yücel, ekonomik gelişmeler hakkında da şunları söyledi; “Enflasyon açıklandı, işsizlik arttı, yoksulluk sınırı 70 bin liraya dayandı, vergiler vatandaşın sırtına bindikçe biniyor, okul öncesinden tut, üniversiteye kadar çocuklar, gençler yeterli gıda alamıyor, dengeli beslenemiyor. Üniversitelilerin yüzde 73’ü iş bulamazken, gençlerin yüzde 80’i ülkede bir gelecek görmezken, 
sokağın derdini görmezden gelen AKP'nin gündemi Anayasa ve değiştirilemez ilk 4 madde. Kimden hangi sözü aldınız, hangi niyetinizi bozdunuz da Anayasa’nın ilk 4 maddesini gözden çıkarmaya karar verdiniz! Buradan AKP iktidarına ve Numan Kurtulmuş’a sesleniyoruz. Anayasa’nın ilk 4 maddesine dokunamazsınız, izin vermeyiz. Nokta. Geçtiğimiz günlerde Halk TV ekipleri, İzmir Karabağlar'da inşa edilen ve bir tarikata ait olan kaçak yurdu, haber yapmak istediklerinde, oradaki zorbaların saldırısına uğradı. Belediye ekipleri, binayı yıkmaya geldiklerinde, ne idüğü belirsiz sarıklı zorbalar belediye ekiplerine görevlerini yaptırmıyorlar.  Emniyet ve valilik, belediye ekiplerinin can güvenliği ve görevlerini yapabilmeleri için kolluk desteği vermiyor. Bunlara Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı seyirci kalıyor. İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı’na soruyoruz. Devletin gücü tarikatlara ve cemaatlere işlemiyor mu? 

“AKP, adına Savunma Sanayi Fonu diyerek hazırlamış olduğu yepyeni bir soygun teklifini TBMM Başkanlığına sunuldu” diyen Deniz Yücel, “Türk toplumunun en hassas noktalarından biri olan “vatan savunması” AKP tarafından siyasi malzeme haline getirilmiş ve halkın milli duyguları sömürülerek yeni bir soygun teklifi hazırlanmış. Eleştirenler en iyi ihtimalle terörist ilan edilecektir. İsrail bize saldırabilir söylemleriyle sahte dış tehdit ve savaş gündemi yaratmaya çalışan AKP, sebebi olduğu ekonomik krizi bu şekilde perdelemeye çalışıyor. Bu soygun teklifi 2025'in ilk ayı yürürlüğe girecek. Vatandaş kredi kartını hayatta kalmak için kullanıyor. Merkez Bankası 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde kredi kartı harcamalarının en büyük kısmının marketler ve alışveriş merkezlerinde olduğunu daha yeni açıkladı.  Risk Merkezinin verilerine göre bu yıl ocak-ağustos döneminde 736 bin 513 kişi bireysel kredi borcunu, 899 bin 47 kişi de kredi kartı borcunu zamanında ödeyemediği için bankalar tarafından icra takibine alındı. Eylül’ün son haftasın bireysel kredi ve kredi kartı borçları 13,4 milyar lira artarak 3 trilyon 575 milyar liraya ulaştı. Bu rakamlar tek bir yere varıyor. Halk geçinemiyor. AKP’nin İsrail ile ticareti sınırladık ya da sonlandırdık sözleri anlamını yitird. Bal gibi İsrail ile ticaret devam ediyor. İnsani yardımlar dahi, hava yoluyla zar zor ulaştırılabilirken, biz demir çelik ihraç ediyormuşuz! Ticaret Bakanlığı bu iddiaları neden yalanlamıyor?  Sükût ikrardan mı geliyor? Sen bir taraftan İsrail’le ilgili rüzgâr yapıp, bir taraftan da perde arkasından Yunanistan’la ne işler çeviriyorsun ondan haber ver. Birleşmiş milletler toplantısında Miçotakis ‘Türkiye ile ikili ilişkilerimizi iyileştirmek için yeni yollar aramaya devam edeceğiz. İklim değişikliği ve göç gibi ortak sorunlarımızda daha fazla iş birliği imkânı bulunuyor. Olası her tür gerginliğin dindirilmesi amacıyla iletişim kanallarını açık tutuyoruz’ dedi. Hemen ardından Yunanistan Dışişleri Bakanı iki ülkenin son 15 aydaki yakınlaşma sürecinde, yeterli güven seviyesine açık iletişim kanallarıyla adım adım ulaştıklarını kaydetti. İki ülke dışişleri bakanlarının kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge'nin belirlenmesine yönelik liderlerinden talimat aldıklarını belirti ve bu kapsamdaki tüm konuların Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Kasım’da Atina'ya yapması planlanan ziyarette ele alınacağını ifade etti. Hakan Fidan’a Yunanistan’la ilgili ne talimat verildi? Biz sizin Yunanistan’a tavizden başka bir şey verdiğinize şahit olmadık. Ortağı olduğumuz F35 projesinden atıldık, Yunanistan’ın bugün F35 leri var. Tarihte ilk kez hava kuvvetleri bakımından Yunanistan’dan geri kaldık. Şimdi Almanya lütfetti de Euro Fighter uçağı almak için bir kapı açıldı. Teknolojik üstünlük bakımından Euro Fighter F35’in gerisinde. Doğru diplomasi ve milli çıkarlarımıza  uygun, akılcı dış politika uygulanmazsa uluslararası arenada daha çok itibar kaybederiz. AKP İktidarı Türk dış politikası tarihine en tutarsız iktidar olarak geçecektir” şeklinde konuştu.
 

Bakmadan Geçme