Akşener Kurultay’da konuştu: Hayatımın en büyük pişmanlığı…
İYİ Parti'nin seçim nedeniyle ertelenen 3'üncü Olağan Kurultayı bugün yapılıyor. Yeni dönemde izlenecek yol haritası belirlenecek....
İYİ Parti’nin seçim nedeniyle ertelenen 3’üncü Olağan Kurultayı bugün yapılıyor. Yeni dönemde izlenecek yol haritası belirlenecek. Partinin yönetim kadrosu şekillenecek. Genel Başkan Meral Akşener kurultayda yeniden aday olacak. 50 üyeden oluşan Genel İdare Kurulu da seçilecek. Merkez Disiplin Kurulu’nun da belirleneceği kurultayda, bin 350 delege oy kullanacak.
İYİ Partili kaynaklardan alınan bilgiye göre, yönetim kadrosunda büyük ölçüde değişim yapılması beklentiler arasında yer alıyor.
Akşener, kurultayda açıklamalarda bulundu. Kurultaya gelenlere seslenen Akşener, konuşmasına teşekkür ederek başladı. Akşener, burada yaptığı konuşmada, “Biz bu parti seçime girebilsin diye CHP’den 15 milletvekili istedik. Hayatımın en büyük pişmanlığıdır. Savaşmalıydık, bileğimizin gücüyle o seçime girmeliydik. Savaşmadık. Sayın Kılıçdaroğlu’na buradan bir kez daha teşekkür ediyorum ama o gün bugün o 15 milletvekilinin bedelini ödeyemedik. Ömer Seyfettin’in diyetine döndü bu iş, bir türlü bedelini ödeyemedik” ifadelerini kullandı.
Akşener’in açıklamaları öne çıkan satırbaşları şu şekilde:
“3. olağan kurultayımıza hoş geldiniz. Teşkilat yöneticilerimize, milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, sandık müşahitlerimize ve üyelerimize şükranlarımızı sunuyorum. Ailelerinizi, çocuklarınızı görmeme pahasına canla başla çalıştınız. Bu parti yaşamaz dediklerinde demiştik ki, yaşatacağız. Yaşattık mı? Yaşattık. Milletimizin sesi olacağız dedik. Olduk mu? Olduk. Siyaset esnaflarının rahatlarını bozduk. Kendi çirkinliklerine göre siyasete yön vermeye çalışan nobranların tezgahlarını bozduk. Milletimize kulak vermek için il il, ilçe ilçe gezdik. Milletimizin sesini dinlemek için sokakları, dükkanları, evleri dolaştık. İYİ Parti nobranlara karşı buradayım diyenlerin partisidir. Esarete karşı müdafaa-i hukuk diyenlerin partisidir. Mandacılığa hayır diyenlerin partisidir. Milletimizi ve memleketimizi geçmişin kavgalarına hapsetmek isteyenlere karşı İYİ Parti bugündür. İYİ Parti’yi milletimiz kurdu, biz sadece tabelayı astık. Tam da bu nedenle İYİ Parti’nin yolu milletin yoludur.
Yolumuz doğru olduğu için nice çileye katlandık. Davamız doğru olduğu için nice zorluğa direndik. Sözümüz doğru olduğu için nice iftiraya göğüs gerdik. Hele ki bir şey olamadığına öfkelenip, bizatihi içimizden yapılan iftira, hakaret ve çirkinliklere göğüs gerdik. Şahsen hiçbir düşmanın, hiçbir rakibin beni hapse atmayı isteyenler dahil, benimle ilgili asla iddia etmedikleri, söylemedikleri pis iftiralara şahit oldum. Allah bana bunu gösterdi ama affetmeyeceğim, hesaplaşacağız. Bana iki şey bu ülkede söylenemedi, kendi arkadaşlarım söyledi. Biz bugünlere koltuk sahibi olmak için gelmedik, zengin olmak için de gelmedik. Zengin olmayı hayal edenler kapı dışarı.
Ben Meral Akşener, ben sadece oylarınızla genel başkanlığa seçilmiş, başka hiçbir sıfatı olmayan buradaki tek kişiyim! Beni, mansıpla satın alabilen oldu mu? Beni parayla satın alabilen oldu mu? 30 yıllık siyasi hayatımda para ile ilgili hiçbir isnat olmamışken, bunu yapanlar kahrı perişan olsun inşallah! Biz bugünlere milletimiz için geldik, hırslara esir olmadık. Makamla alakası olmayan tek kişi olarak sarhoş olmam da mümkün değil herhalde. Biz bugünlere milletimizin teveccühü ile geldik. Ağzımdan ben sözünü duymadınız. Biz diye diye geldik.
200 kişilik kurucucular kurulu koyduk. Herkes borç çıkardı! Çocuğunun çikolata parasını koyduğunu iddia ettiler, bazısı, ben master paramı koydum dedi. Biz hanginizden para istedik? Hepiniz buradasınız. Meclis’e girdiniz, milletvekilleri para mı istedik sizden? Bugün sizden para mı isteniyor? Genel merkez yapıldı, 15 liralık çöp kutularını aldım ben. O gün bana, bu parayı nereden buldun diye niye sormadınız? Nasıl buldun, nereden buldun niye demediniz? Çünkü sorumluluk almanız gerekiyordu doğru mu, kaçtınız. Bugün Meral Akşener’i düşmanlarının suçlamadığı atmadığı iftiralarla suçladınız. Kahrolun. İşte bu yüzden bizim siyaset anlayışımızın yönü milletimizdir.
“ÖYLE ÇİRKİNLİKLER YAPILDI Kİ”
Sandığa gelmeden, parti içindeki sandıklardan konuşalım. Ben parti kurulduktan, genel başkan seçildikten itibaren demokrasiyi oluşturmaya çalıştım. Önce kurultayda blok liste yaptım, itiraz ettiniz. Sonra, hiç insan işaret etmeden, çarşaf liste yaptım. Anahtar listeler çıktı, seçilemeyenler su koyuverdi, itiraz etti. Anladım ki o gün, benim görevim insan seçtirmekmiş! Benim başka bir hakkım, hukukum yokmuş. 20 Eylül 2020’de döndüm, 100 kişilik başka insanların da aday olabileceği bir yarı çarşaf yaptım, onda da kimseyi mutlu edemedim. Ağır çirkinlikler yaşadım. Kurultaylar hesaplaşma yeridir. Ben hesap vereceğim, siz de hesap vereceksiniz!
Öyle çirkinlikler yapıldı ki, günlerce uyuyamadım. Söyleyemeyeceğim öyle pislikler oldu ki… Gördüm ki herkes her şeyi istiyor, yetmiyor. Vekillik olunuyor yetmiyor, GİK üyeliği isteniyor, genel başkan yardımcılığı isteniyor. Kardeşim, kadrolar sınırlı! Bırakın birileri de o görevleri yerine getirsin.
“15 MİLLETVEKİLİNİN BEDELİNİ ÖDEYEMEDİK”
Sonra Altılı Masa meselesi ortaya çıktı. Biz fedakarlık yapan insanlarız ya, Türkiye bizim için önde ya, genel başkanı bu konuda her türlü fedakarlığı yapan insan ya… Dolayısıyla biz önce bu parti seçime girebilsin diye CHP’den 15 milletvekili istedik. Hayatımın en büyük pişmanlığıdır. Savaşmalıydık, bileğimizin gücüyle o seçime girmeliydik. Girmiyorsak da gereğini yapmalıydık. Savaşmadık ve 15 milletvekili istedik, Sayın Kılıçdaroğlu’na buradan bir kez daha teşekkür ediyorum ama o gün bugün o 15 milletvekilinin bedelini ödeyemedik. Ömer Seyfettin’in diyetine döndü bu iş.
Beraber seçime girdik. Biz psikolojik olarak kendimizi çok kötü hissettik. Ben kendimi çok kötü hissettim, çok aşağılanmış hissettim, çok çaresiz hissettim. Asla hayatımın hiçbir döneminde hissetmediğim kadar çaresiz hissettim. Çünkü savaşmadık. Ben savaşı severim. Yapamadık. Tayyip Erdoğan ile ters düştük mücadele ettik, korkum olmadı. Her hafta tutuklanacağımı söylediler, korkum olmadı ama cesaret edemedik savaşmadık, mücadele etmedik 15 milletvekili aldık. Bu bize kuyruk siyasetine maloldu. Ama eğriye eğri, doğruya doğru… Bu aynı zamanda Türkiye’ye büyük bir iyilik yaptı. Demokrasinin ne kadar önemli olduğunu, işbirliğinin CHP’ye sahada bulunan her renkten siyasi görüşteki insanların önyargılarının değişmesine sebep oldu. Bu değişme Altılı Masa’ya Millet İttifakı’nı getirdi.
“HERKES HADDİNİ BİLECEK”
Sonra bir şey yaptık. Belki de bir borç ödemeydi bilmiyorum. Sayın Koray Aydın’ın önerisi benim de arkasında durduğum GİK’in önemli karşıladığı… Hiçbir kararı tek başıma vermedim. Başarısızlık varsa benimdir. Demokrasi mi diyorsunuz. Şimdi öğreneceğiz hep birlikte. Demokrasinin gereklilikleri, sonuçları var. Kılıçdaroğlu’ndan randevu aldım gittik. İki parti yerel seçimlere birlikte gitmeyi teklif ettik, sonuçta bir başarı çıktı. Beni en çok etkileyen, üzen ne oldu biliyor musunuz? İstanbul’un seçimini biz değil HDP kazandırdı. Bilmem nerenin seçimini biz değil, HDP kazandırdı. Hesap veriyorum hesap soracağım sonra. Artık bu partide şımarıklık bitmiştir. Hadsizlik, saygısızlık bitmiştir! Herkes haddini bilecek.
Sonrası çok ilginç, biz hariç herkes kazanmayı sağladı. O gün anladım ki İYİ Parti, önemli bir kesim tarafından tehdit görülen, sadece iktidar değil muhalefetin bir bölümü tarafından da tehlike görülen bir partidir. Anladım ki İYİ Parti milletin partisidir. Sonra seçim geldi… Demokrasi hassasiyeti yüksek bugün bize hakaret eden muhteremlere söylüyorum; ne yaptım ben? Ön seçim istedim. Sürenin çok az olduğu söylendi. Sonra tüzüğün bir maddesinin bazı şartların yerine gelmesi nedeniyle mümkün olmadığı söylendi. Her şeye rağmen sonuçlarına uyacağım bir temayül yapılmasını istedim. Heyet kurdum, bu sonuçlar geldi mümkün olduğunca uydum. 16 ilde ön seçim yapmışız. Temayülde geride çıkan arkadaşlarımız bu meselede sıra satmaktan tut her türlü ahlaksızlığı öne koyan açıklamalar yaptılar. Sonuç? Sonuç arkadaş 17’de çıkmış. Madem kurucusunuz niçin siz bugüne kadar o üyenin kendisine ulaşmadınız? Bizimle ilgili ahlaksız görüşleri olan medyada partimizi yerle bir ettiniz. Siz kim Türk milliyetçiliği kim? Saygısızlar!
Şimdi kongreye gidiyoruz. 3 tane hakkım var. Bir çarşaf, iki yarı çarşaf, üç blok. Şimdi yanımda bir şey var, bu bütün üst kurul delegelerimizin milletvekillerimizin ismi olan torba. Bana kala kala, kura kaldı. Ayıp be ayıp. Ben kura mı çekeyim? Vekilleri kurayla mı belirleyeyim, GİK’i kurayla mı belirleyeyim.. Saygısızlar ne istiyorsunuz? Hesabımızı bugün ortaya koyduk yarın göreceğiz. Bundan sonra partimize saygısızlık eden, sosyal medyadan oradan buradan zarar vermeye kalkışan herkes hakkında bizzat gereğini ben yapacağım.
“BİZ ATEŞTEN GÖMLEĞİ GİYMEYE ALIŞKINIZ”
Cumhurbaşkanlığı seçimi kaybedildi, pek çok sebep sayılabilir. Önemli olan bunlardan ders çıkarmaktır. Ben uzun zamandır konuşmadım, izledim. Önce Kılıçdaroğlu’nun üzerine yürüdüler. Tırnak içinde bahsettiğim kanaat önderleri, elitler… Sonra baktılar ipin ucu kaçtı dengelemek lazım, birden bire olağan şüpheli Akşener ve İYİ Parti gündeme geldi. Biz çalışmamışız onun için seçim kaybedilmiş. 45 ilde Sayın Mansur Yavaş ile büyük çoğunluğu olan CHP’den bir kişinin çağrılmadığı kendi seçmenimizin yer aldığı mitingler yaptık. 54 noktada bizzat çalıştık. Şehirlerde adaylarımız bir oy Meral’e bir oy Kemal’e diye oy istediler. Bütün bunlara baktığınız zaman insafınız kurusun. Anlıyorum eşitlemeye çalışıyorsunuz, korktunuz dengeliyorsunuz. Aynı İstanbul’un kazanılmasının sebebi HDP’dir dediğiniz gibi. İyi bundan sonra size hayatta başarılar diliyorum. Bunlara alışmalısınız, önceliğimiz parti aidiyetidir. Bunu hissetmeyenler kapı burada. İki bizim medyamız yoktur, muhalif medya da bizim değildir. Muhalif medyanın mensupları da bizim değildir. Bize hakaret edilmenin, bize yanlış yapmanın hiçbir yaptırımı yoktur. Biz yapayalnız sadece milleti ile el sıkışmış tek siyasi organizasyonuz.
Siyasette durduğumuz yeri başkalarına göre değil, milletimizin beklentilerine göre belirleyeceğiz. Milleti küçümseyen siyaseti değiştireceğiz. Seçim kazanmayı koltuk kazanmaya indirgeyen siyaseti değiştireceğiz.
Önümüzde dikenli, çetin bir yol var. Kimse merak etmesin. Biz bu ateşten gömleği giymeye alışkınız. Siyaseti ikbal kaynağı görmediğimiz için milletimizin yolunda dimdik yürümekten gocunmayız. Bizi bu yoldan döndürmek isteyenler olabilir. Onların bizden alıp götüreceği sadece tozdur. Güneşi örnek alırız, batmaktan korkmayız, doğmaktan bıkmayız! Sahip olduğumuz güç, millete inanmanın eseridir. İnanç varsa imkan da var diyen atalarımızın şiarıyla eğilmeyiz, bükülmeyiz, vazgeçmeyiz.”
HABER MERKEZİ