Albert Einstein'ın zorlu çocukluk yılları: Dahi olmadan önce hayatı nasıldı?
Albert Einstein, evreni anlama biçimimizi değiştiren bir dahi olsa da, çocukluk ve gençlik yılları zorluklarla doluydu. İşte bilinmeyen yönleriyle Einstein'ın hayatı...
14 Mart 1879’da Almanya’nın Ulm kentinde dünyaya gelen Albert Einstein, tarihin en önemli bilim insanlarından biri olarak anılsa da çocukluğu oldukça çetin geçti. Konuşma güçlüğü, ekonomik sıkıntılar ve sosyal dışlanma, Einstein’ın erken yaşantısının temel taşlarıydı.
KONUŞMAYA GEÇ BAŞLADI, "APTAL" LAKABI TAKILDI
Küçük yaşta konuşmaya başlamadığı için ailesi endişelendi ve bir uzmana başvurdu. Kız kardeşi Maria (Maja) Einstein’ın yazdığına göre Albert, konuşmaya başladıktan sonra bile her cümleyi kendi kendine fısıldayarak tekrar etme alışkanlığı kazandı. Ailenin hizmetçisi ona “der depperte” (aptal) lakabını taktı. Beş yaşında özel bir öğretmenden ders almayı reddeden Einstein, öğretmene sandalye fırlatarak onun evi terk etmesine neden oldu.
EKONOMİK ZORLUKLAR VE EĞİTİM MÜCADELESİ
Einstein’ın babası Hermann Einstein, kardeşiyle birlikte kurduğu sıhhi tesisat ve elektrik işinde başarılı olamayınca aile sürekli taşınmak zorunda kaldı. 1894’te aile İtalya’ya taşınırken Einstein, eğitimine Münih’te devam edebilmek için geride kaldı. Katı Alman eğitim sistemiyle baş edemeyen genç Einstein, antisemitizme ve dışlanmaya maruz kaldı. Ortaokuldan mezun olmadan ayrıldı.
GENÇLİK YILLARI: UMUTSUZLUK VE SUÇLULUK DUYGUSU
İsviçre’de üniversiteye gitmeye başladığında bile ailesinin kötü ekonomik durumu onu etkilemeye devam etti. Kız kardeşine yazdığı bir mektupta şöyle diyordu:
“Beni en çok üzen şey, zavallı ailemin talihsizliğidir. Ben aileme yük olmaktan başka bir şey değilim… Gerçekten hiç doğmasaydım daha iyi olurdu.”
DÜNYAYI DEĞİŞTİRECEK BİR ZEKA
Tüm bu zorluklara rağmen Albert Einstein, yılmadan bilim yolculuğuna devam etti. Bu erken dönem sıkıntılar, onun karakterini ve kararlılığını şekillendirdi. Zamanla görelilik kuramı başta olmak üzere birçok alanda çığır açan çalışmalara imza attı ve 1921’de Nobel Fizik Ödülü’ne layık görüldü.