20 Haziran Dünya Mülteci Günü’nde mültecilere bakış
Afranur Şimşek-Bugün 20 Haziran Dünya Mülteci Günü. Artan yoksulluk, savaş ve çatışmaların her geçen gün artmasıyla...
Afranur Şimşek-Bugün 20 Haziran Dünya Mülteci Günü. Artan yoksulluk, savaş ve çatışmaların her geçen gün artmasıyla birlikte mültecilerin sayısı da giderek yükseliyor.
Mülteci, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanımlanan bir hukuki statüye sahip kişidir. BM'nin tanımına göre mülteci; ırkı, dini, milliyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan, korkusu nedeniyle geri dönmeyen veya dönmek istemeyen kişidir. Mülteci olmak için başvurularının tamamlanması gerekmektedir. Başvuruları tamamlanmayan kişilere ise sığınmacı denir.
Mülteci sayısının doğru bir şekilde anlaşılabilmesi için bir kişinin sığınmacı statüsünden mülteci statüsüne geçmesi gerekmektedir. Bu nedenle, verilen mülteci sayıları halk arasında bazen karışıklığa neden olmaktadır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'ne göre herkesin zulüm karşısında başka ülkelere sığınma hakkı vardır ve bu ülkeler tarafından sığınmacı olarak kabul edilme hakkına sahiptir. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, 1950 yılında milyonlarca insanın haklarını korumak ve yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Tüzüğü'nü tanımlamıştır. Mültecilerin sayısı hala dünya genelinde siyasi kaygılar, zulüm, savaş, ekonomik problemler ve güvenlik sorunları gibi birçok sebeple ülkelerini terk edip mülteci statüsü için başvuruda bulunmaktadır. Mülteci statüsü geçici bir statü değildir.
Kitlesel Akın kavramı ise mülteci veya sığınmacı olmaktan farklıdır ve Birleşmiş Milletler'in Geçici Koruma Yönetmeliği'nde tanımlanmıştır. Kitlesel akın, aynı ülkeden veya coğrafi bölgeden kısa bir süre içinde ve yüksek sayılarda gerçekleşen ve bu nedenle bireysel olarak uluslararası koruma statüsünün belirlenmesinin usulen uygulanamayacağı durumları ifade eder. Suriyelilerin Türkiye için kitlesel akın oluşturduğu tarih olarak 28 Nisan 2011 kabul edilmiştir.
Türkiye'de kayıtlı Suriyeli mülteci sayısı Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü UNHCR tarafından 3,6 milyon olarak açıklanmıştır. Ayrıca, 320.000 kayıtlı mülteci diğer ülkelerden gelmektedir. Kayıt dışı olarak bulunan kişiler mülteci olmamakla birlikte, kaçak, sığınmacı veya düzensiz göçmen gibi adlandırmalarla anılırlar. Gayri resmi verilere göre Türkiye'de bu sayı 10 milyonun üzerindedir. Türkiye, BM verilerine göre dünyada en fazla sığınmacı ve mülteciye ev sahipliği yapan ülkedir.
Mülteci konusu Türkiye'de kutuplaşmayı tetikleyen ve önemi her geçen gün artan bir konudur. BM Mülteci Ajansı'nın verilerine göre dünyada yerinden edilen kişilerin sayısı rekor seviyededir. Bu durumun olumsuz etkileri arasında kültürel uyuşmazlık, ekonomik şartların zorlanması, siyasi baskı ve güvenlik kaygıları yer almaktadır. Aynı zamanda, yerinden edilenlerin çoğunun çocuk olduğu ve birçok ülkede refakatsiz çocukların sığınma başvurusunda bulunduğu bilinmektedir.
Mülteci sorununda dağılım eşitsizliği büyük bir rol oynamaktadır ve bu durum daha fazla mülteci akınına yol açmaktadır. Düşük ve orta gelirli ülkeler toplam mültecilerin %83'ünü barındırmaktadır. Türkiye, BM ve AB verilerine göre mültecilere en fazla ev sahipliği yapan ülkedir. 2022 yılında sadece AB'ye 49.720 Türk vatandaşı iltica başvurusunda bulunmuştur.