2023'te katma değerli ürün arayışı
Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) 2'nci Yatırım Zirvesi düzenlendi. Ortaklıklar, stratejik birleşme ve satın...
Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) 2'nci Yatırım Zirvesi düzenlendi. Ortaklıklar, stratejik birleşme ve satın alma dünyasında güncel gelişmeler ve beklentiler, finansal yatırımcılar ve fonlar, kurumsal finansmana erişimde halka arz ve sermaye piyasası olanakları, gayrimenkul ve inşaat proje finansmanı konularının gündeme geldiği zirveye İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener, ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer, iş dünyasının temsilcileri katıldı.
'BİN FİRMAYI TEMSİL EDİYORUZ'
Zirve ile yatırım dünyasının nabzının İzmir'den tutulacağını ifade eden ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, 'Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği olarak ilkini geçen yıl gerçekleştirdiğimiz ESİAD Yatırım Zirvesi'nin ikincisini düzenlemenin kıvancını yaşıyoruz. ESİAD olarak, 31 yıldır aynı heyecanla, yılmadan ülkemizi rekabet gücü yüksek bir geleceğe taşıma amacıyla çalışıyoruz. 20 milyar doların üzerinde iş hacmiyle 1000'in üzerinde firmayı temsil ediyoruz. Temel hedefimiz, ülkemizin sürdürülebilir ve istikrarlı biçimde kalkınmasına katkı sağlamak. Bu noktada, sadece ülkemizdeki değil, tüm dünyadaki gelişmelere odaklanarak, iş dünyasının ihtiyaçlarını, beklentilerini, ortak sorunlarımızı doğru biçimde analiz etmeye ve çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bu Zirveyi, sadece İzmir iş dünyasına yeni imkanlar sunmak için değil ülkemizin önemli bir ihtiyacına dikkat çekerek finansmana erişimde farklı açılımlar getirmek için düzenliyoruz' dedi.
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu
'KATMA DEĞERLİ ÜRETİM'
Jeopolitik, çevresel ve teknolojik dönüşümlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğini belirten Zorlu, 'Pandeminin etkileri devam ederken ortaya çıkan Rusya- Ukrayna savaşının dünya ekonomisini nasıl etkilediğini gördük. Piyasalardaki likidite bolluğunun yanı sıra artan enerji ve gıda fiyatlarıyla birlikte tüm dünyada enflasyonist bir dalga yaşandı. Türkiye'ye baktığımızda ise, oldukça zorlu bir dönemden geçtik. Yüksek enflasyonun yanı sıra yüksek enerji fiyatları, cari açık, yüksek döviz kuru ekonomimizi zorlamaya devam etti. Yaşadığımız büyük deprem felaketi neticesinde on binlerce vatandaşımızı kaybettik, ortaya çıkan maddi kayıplar ise ülke ekonomisini ciddi anlamda sarstı. Her şeye rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye devam etti. Büyümemizde tüketim önemli bir rol oynuyor. Yatırımın büyümeye katkısının ise ne yazık ki düşük kaldığını görüyoruz. Yatırıma, üretime ve ihracata dayalı sürdürülebilir bir büyüme için, niceliksel yönden niteliksel yöne evrilmemiz gerekiyor. Rekabet gücümüzü artırmak ve dünya ticaretinden daha fazla pay alabilmek için katma değeri yüksek üretime geçmemiz şart' diye konuştu.
OVP BEKLENTİSİ
İş ve yatırım ortamının olmazsa olmazının finansman olduğunu söyleyen Sibel Zorlu, 'Finansmana erişim, uzunca bir süredir iş dünyamızın en temel sorunu haline geldi. Ülkemizde yeniden Ortodoks ekonomi politikalarına dönülmesi, pozitif bir atmosfer yarattı. İki hafta önce açıklanan ve reel ekonomik durumu temel alarak daha gerçekçi hedefler ortaya koyan Orta Vadeli Program (OVP), iş dünyasının beklentisiydi. Ayrıca, seçimlerin ardından AB ile ilişkilerimizin tekrar canlanacağına dair verilen olumlu sinyaller, yatırım ortamının güçlenmesi bakımından ümit verdi. Bu olumlu havanın ekonomiye sağlayacağı katkıların siyasi saiklerle bozulmamasını diliyoruz. Aynı şekilde Dünya Bankası'nın, önümüzdeki 3 yıl içinde Türkiye'nin kamu ve özel sektörüne sağladığı finansmanı 2'ye katlayarak 35 milyar dolara çıkarmayı planlaması da bir başka olumlu sinyal' dedi.
'ŞİRKET ÇOK BORÇLANMAKLA NİYE ÖVÜNÜR?'
Zirvede konuşan İzmir Valisi Süleyman Elban da 'Aslında özellikle ekonomide daralma ya da krizin konuşulduğu dönemlerde en çok konuşulan konulardan biri yatırım ve finansman konusu. Dünyada ticaretin, sanayinin gelişmesiyle birlikte yeni yatırım ve bu yatırımlara uyumlu olarak da finansman modeli konusu gündeme gelmiştir. Bugün bu finansman modellerinin bir kısmı burada uzun uzun değerlendirilecek. Bunların bir kısmında gayet iyiyiz. Ben olaya bir başka açıdan yaklaşmak istiyorum. Yaptığımız işte aslında biraz daha olaya farklı çerçevede bakmak gerektiğini düşünüyorum. Sermaye piyasası konusu aslında gelişmiş ülkelerin vazgeçilmez finansman modellerinden biri. Halka arza gidip belirli bir finansman sağlamayı düşünürken manipülasyon yapıp şirketin değerlerini attırarak, borsadaki insanları mağdur etmek biraz garip bir şey. Ortaklık kültürümüzde çok yaygın değil. Ortak almaya çalışanın almak istediği ortağı bir şekilde dolandırıp ya da şirketini farklı değerlerde vermek ya da büyük yatırımcının küçük yatırımcıyı sıkıntıya sokarak işletmesini devralması gibi yanlış kültürel şeyler var. Kim ne yatırım yaparsa yapsın herkes dijital yatırımlar dışında aynı zamanda emlakçılık da yapıyor. İnsanlara Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) yer veriyoruz İhtiyacı aslında bin, 2 bin metrekare ama nasıl olsa değeri artar diye birkaç yüz dönüm yer alınıyor. Finansman konusunda çoğu kez yatırıma ihtiyaç var mı bence önce bunun değerlendirilmesi lazım. Yapılması gereken ölçeğin ötesinde yatırım yaparak daha fazla kaynağa ihtiyaç duyması, finansmana erişim konusundaki sorunlardan biridir. Türkiye'de bazı şirketler çok borçlu olmakla övünürler. Şirketin temel görevi borçlanmak mı? Şirket çok borçlanmakla niye övünür? Bunların hepsi bu işteki yapısal sorunları gösteriyor' dedi.
İzmir Valisi Süleyman Elban
'SAĞLIKLI BİR EKONOMİNİN GELİŞMESİ İÇİN NASIL BİR ZEMİNE SAHİP OLDUĞUMUZU NET TARİF ETMİŞTİK'
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de konuşmasında 'Geçen mart ayında düzenlediğimiz İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nde bu salonda bulunan tüm paydaşlarımızla beraber sağlıklı bir ekonominin gelişmesi için nasıl bir zemine sahip olduğumuzu net tarif etmiştik. Hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü, insan hakları, doğayla uyum ve demokrasi olmadan ekonomi olmaz. Olursa enflasyon olur, yolsuzluk, işsizlik olur. Tüm kurum ve kuramları ile işleyen bir demokrasi bu ülkenin insanlarının en temel hakkıdır. Ülke genelinde ve yerel ölçekte sadece beş yılda bir sandığa giderek değil, yaşamın her anında demokrasinin evrensel ilkelerine ve hukukun üstünlüğüne tam saygın bir sistem inşa etmek zorundayız' ifadelerine yer verdi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer