Ata Anı Evi'ne tarihi değer katan bağışlar
Bornova Belediyesi'nin Belkahve'deki Ata Anı Evi, Cumhuriyet'in ilk yıllarına ve Kurtuluş Savaşı ruhuna tanıklık eden önemli bir koleksiyona ev sahipliği yapmaya başladı. Anı evi yeni bağışlarla daha da zenginleşti.
Bağışlanan eserler arasında kitaplar, haritalar, tarihi belgeler ve el işçiliğiyle hazırlanmış objeler yer alıyor. Bu bağışlarla Ata Anı Evi, kültürel ve tarihi mirasını daha da zenginleştirdi.
BAĞIŞLARLA TARİHE YOLCULUK
Atatürkçü Düşünce Derneği Bornova Şube Başkanı Mübeccel Timaç ve eşi Gürkan Timaç tarafından bağışlanan eserler, Cumhuriyet'in erken dönemine ışık tutuyor. Koleksiyonda şunlar yer alıyor:
Alaca Höyük Hafriyatı (1935 ve 1936)
Türk Tarih Kurumu Pazarlı Hafriyatı (1941)
Türk Tarih Kurumu Etiyokuşu Hafriyat Raporu (1937)
Birinci Türk Tarih Kongresi (1932)
Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuruluşu (1928, Eski Türkçe)
Yakın Şark (Prof. Dr. Şemseddin Günaltay)
Ayrıca, Atatürk'ün direktifleriyle hazırlanan ve 1931-1949 yılları arasında ortaöğretimde okutulan Tarih I, II, III, IV kitapları ile 1938 yılına ait Türkiye Cumhuriyeti haritası ve eski Türkçe yazılmış diğer belgeler de koleksiyona dahil oldu.
EL İŞÇİLİĞİ İLE TARİHE DOKUNUŞ
Atatürkçü Düşünce Derneği Buca Şube Üyesi Billur Karadağ, 1952 yılında işlenmiş bir masa örtüsünü, ADD Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Çiçek'in destekleriyle bağışladı. Bu eser, dönemin zarif el işçiliğini temsil ediyor.
GEÇMİŞTEN GELECEĞİ KÜLTÜR KÖPRÜSÜ
Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, bağışçılara teşekkür ederken Belkahve'nin tarihi önemine dikkat çekti: “Belkahve, bağımsızlık mücadelesinin önemli simgelerindendir. Ata Anı Evi, geçmişimizi anlamak ve gelecek nesillere aktarmak için bir kültür köprüsüdür. Bağışlanan bu eserler, Kurtuluş Savaşı ruhunu ve Cumhuriyet'in ilk yıllarını gelecek kuşaklara taşıyacak birer hazine niteliğindedir.”
BELKAHVE'NİN TARİHİ ÖNEMİ
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, İzmir'e girmeden önce kenti seyrettiği ve “İzmir, sana bir şey olacak diye çok korktum” dediği yer olarak bilinen Belkahve, 2016 yılında restore edilerek Ata Anı Evi olarak ziyarete açılmıştı. Bugün, Kurtuluş Savaşı'nın ruhunu yaşatan bir alan olarak, ziyaretçilerine tarihi bir deneyim sunuyor.