Atatürk Anı Evi 8 Eylül'de Bitecek

Özlem Kara/ Yeni İzmir– Kemalpaşa Belediyesi tarafından restorasyona sokulan Atatürk Anı evi projesi Kemalpaşa'nın kurutuluş tarihi...

TAKİP ET

Özlem Kara/ Yeni İzmir– Kemalpaşa Belediyesi tarafından restorasyona sokulan Atatürk Anı evi projesi Kemalpaşa'nın kurutuluş tarihi olan 8 Eylül'de yapımı tamamlanacak. Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı'nın, bir aksilik çıkmazsa 8 Eylül'de İzmirlilere ziyaretinin açılacağı belirtti.

Atatürk Anı evi restorasyon öncesi.

14 Ada 4 parselde yer alan tescilli Askerlik Şubesi yapısı İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde yer almaktadır. Yapının 18. Yüzyıl sonu ile 19. Yüzyıl başlarında yapıldığı ve sivil mimari örneği olduğu düşünülmektedir. Yapıya ait bir kitabeye rastlanılmamıştır. Atatürk'ün 9 ve 10 Eylül 1922 tarihlerinde bu yapıda kaldığı bilinmektedir. Kemalpaşa Belediyesi tarafından 22 Aralık 2022 tarihinde restorasyona sokulan Atatürk Anı evi, 2 katlı olup toplam yapı alanı 400 m2'dir. bahçe alanı 330 m2'dir. Atatürk Anı Evinin zemin kat çocuk müzesi, birinci katı ise Atatürk Anı Evi olarak Kemalpaşa'nın kurtuluş tarihi olan 8 Eylül'de faaliyete geçecektir. Kemalpaşa Belediyesi Atatürk Anı Evi için 4700000 TL harcadı.


ATATÜRK ANI EVİNİN HİKAYESİ
Öncelikle Atatürk'ün Kemalpaşa'ya (Nif') gelişinin tesadüf olmadığını belirten Araştırmacı yazar Rahim Sağ, 'Bu durum kesinlikle bir strateji, bir plan. Atatürk günler önce Nif'e gelmeyi ve Nif'te kalmayı planlamış. Bu durum Nutuk'ta da yer alıyor. Afyon'u kurtardıktan sonra, 20 Ağustos'ta karargaha bir telgraf geliyor. Bu telgraf kimden geliyor, İzmir'de bulunan yabancı konsolosluklardan geliyor. Yabancı konsolosluklar Yunanlıların artık savaşı kaybedeceklerini anlayarak kendi durumlarını kurtarmak için Afyon'a telgraf çekiyorlar. Ve telgrafta görüşmek istediklerini bildiriyorlar. Atatürk'te hemen cevap vererek 'Tamam sizinle görüşmeyi kabul ediyorum. 9 Eylül günü İzmir yakınlarındaki Nif kasabasında görüşelim' diyor. Arada 325 kilometre var. Savaşarak, yangın söndürerek gelen bir ordu var ve 12 gün sonraya bir randevu veriyor. Yani Atatürk buraya gelmeyi çok önceden planlamış. Ve Atatürk, yabancı konsoloslukların randevu sözünü tutacaklarını zannediyor. Çünkü randevuyu talep eden onlar. Ve Atatürk 9 Eylül'de buraya geliyor ve buraya geliyor' diye anlattı.
'MUSTAFA KEMAL BELKAHVE'DE: BİR RUYA GÖRMÜŞ GİBİYİM'
Atatürk'ün 9 Eylül günü ikindi saatlerine doğru Kemalpaşa'ya (Nif) geldiğini belirten Sağ, Atatürk'ün konakladığı yerin 1884 yılında Refit Taburu olarak kurulduğunu daha sonra askerlik şubesi olduğunu ve İşgal sırasında Yunan komutanın karargahı haline geldiğini belirtti. Atatürk'ün, İzmir'in kurtuluş haberini Kemalpaşa'da aldığını anlatan Sağ, 'Atatürk Nif' e geldiğinde, 'Burada İzmir'i görebileceğimiz yer var mı?' diyor. 'Efendim diyorlar 2 saat uzaklıkta Belkahve diye bir yer var' diyorlar ve yolu tarif ediyorlar. Belkahve' ye çıktıktan sonra Ruşen Eşref anlatıyor, oradan kimse ayrılmak istemiyor. Ve o an Mustafa Kemal meşhur sözlerinden birini söylüyor 'Bir rüya görmüş gibiyim. Bu şehre bir şey olsaydı, yazık olurdu, çok üzülürdüm' diyor. O sırada bizimkiler bir çeşmenin önünde İzmir'i izlerken, dört tekerlekli at arabasıyla gelen bir delikanlıyı görüyorlar. Diyorlar ki 'İzmir'e ne oluyor?' genç delikanlı da 'Bizimkiler İzmir'e yeni girdiler' diyor. Haberi alıyorlar ve Kadife Kale'ye bayrak çekildiğini görüyorlar. Akşam saatlerinde de Belkahve' den, Nif'e dönüyorlar. Askerlik şubesine geliyorlar, askerlik şubesine geldiklerinde yorgundular. İçleri kıpır kıpır ama vücutları yorgundu. Sesiz bir vaziyette oturmuşlar Hatta Şevket Süreyya Aydemir, Fevzi Paşa için bir benzetme yaparak 'Buda sessizliği ile oturuyordu 'der. Mustafa Kemal Paşa 'Yav İzmir'e girdiğimiz günün akşamıdır bu. Böyle sesiz mi oturacağız der. Mustafa Kemal Paşa o an yine bir Gülnihal aldı bu gönlümü Türk Sanat Müziği eserini söylemeye başlar. Diğerleri de eşlik ediyor. Repertuarın ikinci şarkısı ise dağ başımı duman almış oluyor. Bir ara kapı çalınıyor. Kapının önündeki subay, emir subayını kapıya çağırıyor ve bir şeyler söylüyor. O da İsmet Paşa'nın kulağına bir şeyler söylüyor. İsmet Paşa da 'Arkadaşlar ilk öncü birliklerimiz Bursa'ya girdiler' haberi geliyor. Bunun üzerine repertuarın üçüncü parçası olarak Bursa'nın ufak tefek taşları şarkısını söylüyorlar. Geceyi o şekilde geçiriyorlar. O geceyle ilgili iki ikonik cümle vardır. Biri Şevket Süreyya'nın şarkılar ile ilgili söylediği 'Çocuklar gibi şarkılar söylediler' cümlesidir. Tabii o sürede Mustafa Kemal'in Nif'e geldiğini duyan halk karargahın önüne geliyor, buraya mevsim meyveleri getiriyorlar, Atatürk'ün kalacak yeri için imece usulü yatak, yasattık vs. getiriyorlar. O zaman Ruşen Eşref diğer ikinci ikonik cümleyi söyler ve der ki, 'Gölgeler gibi çekingendiler' der' dedi.
10 Eylül günü Mustafa Kemal'in, Ruşef Eşref Ünaydın ile birkaç subayı İzmir'i incelemek için İzmir'e gönderdiğini söyleyen Sağ, ' O an Sakal Nurettin Paşa'dan telgraflar geliyor. Telgrafta 'Paşam, Yunan askerleri üniformalarını çıkarıp sivil kıyafetler giydiler. Ve milis olarak mücadele ediyorlar. Siz bir süre Nif'te kalın' diyor. Ama Atatürk sabırsız bir adam. Sabah Ruşen Eşref'leri yolluyor ama onları bile beklemeden öğlen saat 14.00 gibi iki otomobil olarak Nif'ten ayrılarak İzmir'e doğru yola çıkıyorlar. Yola çıkmadan önce de görüşme talep eden konsolosluklara telgraf çekiyor ve diyor ki 'Eğer görüşmek için hala gelmeyi düşünüyorsanız, lütfen herhangi bir olumsuzluğa meydan vermemek için otomobillerinize beyaz bayrak asın' diyor. Hala geleceklerini düşünüyor ve 10 Eylül Pazar günü İzmir'e giriyor' diye konuştu.

Bakmadan Geçme