‘Avrupa'nın çöplüğü olduk’

yenikiraz.com’dan Semi Tektaş’ın haberine göre, konu ile ilgili yapılan ekonomik çalışmalara göre 2011 yılında 55 bin...

TAKİP ET

yenikiraz.com'dan Semi Tektaş'ın haberine göre, konu ile ilgili yapılan ekonomik çalışmalara göre 2011 yılında 55 bin ton seviyesinde olan plastik atık ithalatı, 2017'de 205 bin ton, 2020'de 438 bin ton seviyesine ulaştı. Eurostat verilerine göre Avrupa Birliği'nde (AB) plastik ambalajların yüzde 78,5'i ayrı toplanıyor ancak bu miktarın yalnızca yüzde 41,5'i AB sınırları içinde geri dönüştürülüyor. Geri kalan bölüm geri dönüşüm amacı ile farklı ülkelere gönderiliyor. Ancak geri dönüşüm amacı ile gönderilen ülkeler ve uygulamaları değerlendirildiğinde bu sürecin sorunun geri dönüşüm olmadığı ve atıkların kontrolsüz biçimde doğayı kirlettiği sonucu ortaya çıkıyor. 2020 yılında AB ülkeleri ürettikleri 32,7 milyon ton atığın 13,7 milyon tonunu ülkemize gönderdi. AB'ye aday ülkelerin de 2020'de, 2016'ya kıyasla Türkiye'ye 20 kat daha fazla plastik atık gönderdiği ifade ediliyor. 2014'ten bu yana plastik atık ithalatı 196 kat arttı.

TOPLUMSAL BİLİNÇ

Tüketim alışkanlıkları doğrultusunda giderek artan miktarlarda oluşan atıklar ve oluşturduğu çevre kirliliği yaşamları, sağlığı tehdit eden önemli bir problem haline geldiğini belirten Çevre Yüksek Mühendisi Helil Kınay, 'Kirlenmiş alanların çevresel rehabilitasyonu, atıkların bertarafı konusunda yaşanan sıkıntılar ve çevresel maliyetler de işin ekonomik boyutu olarak karşımıza çıkıyor. Kaynakları doğru kullanmak, İhtiyaç fazlası tüketmemek, atık oluşturmamak, oluşan atığı azaltmak ve nihayetinde yeniden kullanım, geri kazanım gibi süreçlerle miktarını azalttığımız atığın doğaya en az zararı verecek şekilde kontrollü olarak bertarafını sağlamak olarak basitçe tanımlayabileceğimiz atık yönetim sürecinde tüketimin en önemli miktarlarından birisini oluşturan plastik kullanımının azaltılmasına yönelik uygulamalar toplumun bilinçlendirilmesi, sahiplenilmesi, denetim ve uygulama süreçlerinin doğru işletilmesi ile etkinliği sağlanabilir' şeklinde konuştu.

Çevre Yüksek Mühendisi Helil Kınay

'ÇİN YERİNE TÜRKİYE'

'Dünyanın en büyük plastik atık ithalatçılarından Çin'in 2017'de çöp ithalatını yasaklaması ile birlikte plastik atık ithalatında Türkiye öne çıkmaya başladı' diyen Kınay, 'Avrupa Birliği (AB) verilerine göre 2019'da Türkiye 11,4 milyon ton atık ile AB den en çok atık ithal eden ülke olmuştu, ülkemizi 2,9 milyon ton atık ile Hindistan takip ediyordu.  2020 yılında AB ülkeleri ürettikleri 32,7 milyon ton atığın 13,7 milyon tonunu ülkemize gönderdi. AB'ye aday ülkeler de 2020'de 2016'ya kıyasla Türkiye'ye 20 kat daha fazla plastik atık gönderdiği ifade ediliyor. 2014 den bu yana plastik atık ithalatı 196 kat arttı. Türkiye, 2021'de yaklaşık 14,7 milyon ton ile 2004'teki miktarın üç katından fazla, toplam atık ihracatının neredeyse yarısı ile AB'den ihraç edilen en büyük atık varış noktası. Türkiye'yi 2,4 milyon ton ile Hindistan takip ediyor ancak Türkiye'nin neredeyse yedide biri miktar ile. İstatistiklere göre ülkemizde farklı sektörlerde üretilen 8 milyon 612 bin ton atığın sadece 384 bin tonu toplanabiliyor. Kendi atığını toplayamayan ülkemizde sektör hammadde ihtiyacını atık ithalatı ile sağlıyor. Eurostat verilerine göre Türkiye'ye yapılan atık ihracatı 20 yılda 3 kat arttı. Bu noktada ülkemizin atık ithalatı rakamları her yıl artarak devam ederken, gelinen noktada Avrupa'nın ve Dünyanın atık çöplüğü haline gelmiş durumdayız. Petrole bağımlı olan bir süreçte atık yönetimi ve geri dönüşüme dayalı plastik hammadde üretim sektörü çevresel ve ekonomik maliyetler açısından önemli bir süreç. Ancak kendi atığını toplayamayan, geri dönüşümü sağlayamayan ülkemiz, bu sektörün hammadde ihtiyacını sağladığı atık ithalatını giderek büyütürken, Bu noktada denetimsizlik ve yetersizlik ülkemize giren atık miktarı, içeriği ve ortaya çıkan örnekler ile atık çöplüğü etiketimizi de büyütüyor' değerlendirmesinde bulundu.

'İNSAN HAKLARINA AYKIRI'

Atık dönüşlerinde çocukların, göçmenlerin çalıştığını belirten Kınay denetimin eksik olduğunu söyledi. Kınay, 'İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch- HRW) birkaç gün önce Türkiye'de plastik geri dönüşümünün sağlık üzerine etkilerinin değerlendirildiği bir rapor yayınladı. Rapor kapsamında Türkiye'de plastik atık ithalatı, tesislerdeki çalışma koşulları ve sağlık riskleri değerlendirilirken; Adana ve İstanbul'da 24'ü geçmişte ya da şimdi plastik geri dönüştürme tesislerinde çalışan 64 kişiyle konuşulduğu; konuşulan kişilerin üçte birinin çocukken çalışmaya başladığı ya da hl çocuk olduğu belirtiliyor. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan alınan lisans belgeleri ile yasal mevzuata göre 'denetim ve kontrol altında olan' tesisler, uygulama(ma) ve denetle(me) eksiklikleri; çocuklar, göçmenler ve sığınmacılar, kayıtsız, güvenliksiz çalışma koşulları ile sektör raporlarında belirtilen ekonomik ve çevresel kazancın öteki yüzünü aktarıyor' ifadesini kullandı.

KANSER VE ORMAN YANGINI

'Bu atıklara ait denetim süreçlerinin nasıl işlediği, atık olarak gelen malzemenin ne olduğu, neler içerdiği, hangi yöntemlerle nereye gittiği, nasıl kullanıldığı, tehlikelilik süreci ile ilgili verilere sahip değiliz' diyen Kınay, 'Ülkemizde sektörde hammadde olarak kullanılmak üzere ithal edilen atıklar ile birlikte nelerin ülkemize girdiğinden emin olabiliyor muyuz? Atık geri kazanım tesislerinde yaşanan şüpheli yangınlar, sayılardaki artış kuşkuları büyütüyor. Doç. Dr. Sedat Gündoğdu tarafından yapılan çalışmalarda Türkiye'de geri dönüşüm tesislerinde çıkan yangınların 5 yılda 20 kat arttığı belirtiliyor. Çıkan yangınlar ile birlikte ortaya çıkan kanser yapıcı kirleticiler ile çevre kirliliği ve halk sağlığı sorunu da büyüyerek devam ediyor. Atık tesislerinde yaşanan sorunlar, sık sık yaşanan yangınlar ile ilgili değerlendirmeler sorumlular ortaya konmadan sektörü geliştirmek de mümkün değil'  şeklinde konuştu.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme