Avukat Çiler Nazife Koşar: Nar Mevsimi ile küllerimden doğdum

Yağmur Karadağ/YENİ İZMİR- Avukat Çiler Nazife Koşar'ın ikinci kitabı 'Nar Mevsimi' yaklaşık 1 ay önce tam...

TAKİP ET

Yağmur Karadağ/YENİ İZMİR- Avukat Çiler Nazife Koşar'ın ikinci kitabı 'Nar Mevsimi' yaklaşık 1 ay önce tam da nar mevsiminde okuyucularıyla buluştu. 'Nar Mevsimi'nin içerisinde anı-öykü türünde yazılmış 35 yazı bulunuyor. Kitabın 15 günde ilk baskısı tükendi, ikinci baskıya girdi.

Avukat Koşar, narın Arapça'da 'ateş' anlamına geldiğini, kötücül duygulardan ve nazardan koruyan; meyvelerinin olağanüstü güç ve güzelliği, bolluk ve bereketi getirdiğine inanılan kutsal bir ağaç olduğunu ifade etti.  Aynı zamanda Türk kültürü ve İslam inancında 'nar'ın kutsal olduğunu ve cennet meyvesi olarak da bilindiğini dile getiren Avukat Koşar, 'Nar bereketin ve doğumun sembolü. Öte yandan hayat gibi. Sembolü bereket ancak umudu ve güzel olan her şeyi temsil ediyor aslında. Kanaatkr insanlar gibi dayanıklı da. Hayatın zorlukları karşısında kolay yılmayan, çabuk yorulmayan, umudunu yitirmeyen vakur bir gurur anıtı sanki. Aksi olsa binlerce yıldan günümüze gelebilir miydi?' dedi.

Avukat Çiler Nazife Koşar

'YENİ BİR BEN'

Bölündükçe, kopan her parçasından tıpkı nar gibi yeni bir ben doğduğunu, üzücü bir yangın olayı yaşaması ve daha sonrasında annesini kaybetmesinin ardından, mücadele etmekten çok yorulduğu bir zamanda, savaştan galip ayrılmak istediğini belirten Avukat Koşar, 'Nar Mevsimi'nin yolculuğunu şu ifadelerle anlattı:

'Geçmiş zaman daima tozludur, nemlidir, zordur, ödenmiş bedellerdir, adı üstünde geçmiştir ve eskidir. Aradan çok uzun yıllar geçti. Bu yaşa geldim sağ salim ve tek parça, yaralarım kapandı yolunca yordamınca. Tam her şey yoluna girdi derken, Nisan ayının sonlarında gecenin bir vakti, ansızın gökten düşen yıldırım gibi, her şeyimizi küle çeviren bir yangın yaşadık.

'Yarayla alay eder yaralanmamış olan.' diyor Shakespeare bir sonesinde. O kadar yarayla başa çıkamadım bir süre, bu amansız ve zamansız yangının alıp götürdüklerine, içine çekip öğüttüklerine gücüm ve tahammülüm yetmedi. Derdimi anlatmaya değer bulduğum bir insan, kullanmaya gereksinim duyduğum tek bir sözcük bile yoktu. Kendi içimde yaptığım bu kavgayla ne kadar uzaklaşabilirdim kendimden bilmiyordum. Kaçmak istiyordum sadece. Geriye dönüp baktığımda bir mahşer kalabalığı geliyor hala gözümün önüne. Her yer kapkara. Yerlerde sere serpe yitirdiklerim, genzimde çok keskin bir yanık kokusu var. Bir anda her yeri saran sinsi yangının dumanından boğuluyorum. Uzaklarda yankılanan haykırışlar, hıçkırıklar… Yüreğimde daha önce hiç hissetmediğim kadar büyük bir korku, tarifsiz.

Bir süre kayıtsız kalıyorum etrafımdaki siren seslerine. Katran karası suyun üstünde yüzen siyah beyaz fotoğrafları garipsemiyorum mesela. Balkondaki limon ağaçlarımı görüyorum sonra. Saksıları patlamış yediverenlerin, toprak sımsıkı yapışmış birbirine. Portakal çiçeklerimin üzerinde hala kıvılcımlar var. Karşımda hiç tanımadığım bir adam, şoktan çıkayım diye bağırıyor suratıma. Bir anda görmeye başlıyorum ve gördüğüm her şey beni benden koparıyor, bin parçaya bölünüyorum. Kendimi de koparmak istiyorum aslında. Ben bölündükçe, kopan her parçamdan yeni bir ben doğuyor adeta. Nar gibi.

Yine de biraz ürküyorum. Bu defaki yıkım, öyle camdaki buğuyu elle siler gibi silip, kolayca yok edilecek cinsten değil. Ama mücadele etmekten artık çok yorulduğum bu zamanda, karşımda yeni cepheler açmaktan yılmayan bu savaştan, galip ayrılmak istiyorum.'

SİMURG GİBİ

Yaşadığı üzücü yangın olayını 'sürmüş ama nihayet müvekkilin suçsuzluğunu ispatlayabildiğim bir ağır ceza duruşmasının çıkışı gibi artık üzerimden atmak istedim' diyerek anlatan Avukat Koşar, 'Tıpkı kaldırımda yeşermiş bir çiçek, küllerinden doğmuş bir Simurg gibi. Dimdik ayaklanıp, filizlenivereyim. Ayrılıklar, ölümle yüz yüze gelişler, başlangıç ve bitişler, gidiş dönüşler, kırgınlıklar, kaçışlar olmasın artık hayatımda. Güvenli bir limanda durmak, yatağında uslu bir su gibi akmak, bir yerlere kök salmak istedim. Zaman kavramını yitirdim. Tüm bu onulmaz kayıpların ve oradan oraya sürüklenişlerin ardından, yepyeni ama bana çok yabancı bir evin, her tarafı denize bakan ferah geniş salonunda, dökülüverdi içimden Nar Mevsimi'nin ilk narları. 'Nar Mevsimi' tam da Nar mevsiminde o yangının küllerinden doğdu' ifadelerini kullandı.

DOĞUM GÜNÜNDE İLK İMZA GÜNÜ

Avukat Çiler Nazife Koşar, 18 Kasım Cumartesi günü, doğum gününde saat 15.30 ve 18.30 saatleri arasında Alsancak Yakın Kitabevi'nde 'Nar Mevsimi'nin ilk imza gününü gerçekleştirecek.

Bakmadan Geçme