Başkan Özgener: Yapılan zamlar takvime yayılmalıydı

yenikiraz.com'dan Semi Tektaş'ın haberine göre, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Temmuz Ayı Meclis Toplantısı Ticaret Odası'nın Meclis...

TAKİP ET

yenikiraz.com'dan Semi Tektaş'ın haberine göre, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Temmuz Ayı Meclis Toplantısı Ticaret Odası'nın Meclis Salonu'nda gerçekleştirildi. Meclis Başkanı Selami Özpoyraz'ın yönetiminde düzenlenen toplantıda gündem maddeleri görüşüldü. Toplantıda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İzmir ve ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulundu.

Özgener, 'Temmuz ayı içinde artırılan KDV oranları, açıklanan yeni vergiler, motorin, benzin, gübre başta olmak üzere yapılan zamlar, mal ve hizmet fiyatlarında yukarı yönlü baskı oluşturdu. Enflasyonla mücadelede para politikasının sıkılaştırılması ve ekonominin soğutulması konusunda atılan adımlarda hem fikir olsak da yapılan zamların ve ek vergilerin, belli bir program çerçevesinde belirlenmiş bir takvime yayılarak yapılmasının hem halkımız hem iş dünyamız için daha doğru ve sağlıklı olacağını düşünüyoruz. 28 Haziran'da Resmî Gazete 'de açıklanan karara göre Kur Korumalı Mevduat'ta stopaj vergi istisnası yılsonuna kadar uzatıldı. 21 Temmuz tarihli gelişmeye göre ise bu mevduatların zorunlu karşılık oranları yüzde 15 olarak artırıldı. Ayrıca, döviz tevdiat hesapları ve döviz katılım hesaplarına vadelerine göre yüzde 20 ve yüzde 18 olarak uygulanan tevkifat oranları yüzde 25 seviyesine yükseltildi.  KDV oranlarıyla ilgili de birtakım düzenlemeler yapıldı. Buna göre; yüzde 18 olan KDV genel oranı yüzde 20'ye, bazı mal ve hizmetler için uygulanan ve yüzde 8 olan oran ise yüzde 10'a çıkartıldı. Tüketici kredilerinde Banka Sigorta Muamele Vergisi (BSMV) yüzde 10 yerine yüzde 15 oldu. Maktu harçlarda da artışa gidildi. 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin yol açtığı ekonomik kayıpların telafisi için ek motorlu taşıtlar vergisi getirilirken, kurumlar vergisi oranının 5 puan artışla yüzde 25'e (finans kuruluşlarında yüzde 30'a) çıkarılması gibi daha birçok düzenleme de bu ay devreye girdi.  Son alınan vergi artışı kararları ile kurumlar vergisindeki 5 puanlık yükseliş ve asgari ücretteki artış, birçok firmayı zorlayacak şartlar yaratıyor. Özellikle işgücü yoğun sektörlerden kayıt dışılığın artma ihtimaline karşı daha sıkı önlemler alınması gerekeceği düşüncesindeyiz. Bununla birlikte; vatandaşın gündelik yaşamını olumsuz etkileyen mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki sürekli artışlar, hane halkı harcamalarında özellikle gıda, ulaşım, kira, su, elektrik, doğalgaza yapılan zamlar vatandaşın yaşam standartlarını ve kalitesini düşürüyor. Bu noktada; enflasyonla mücadelede ortaya konulan kararlılığın ve programın hassasiyetle uygulanması büyük önem taşıyor' dedi.

'BELİRSİZLİK AZALTILMALI'

Özgener, 'Yeni vergilerle bütçe açığının kapatılması ve mali disiplinin sağlanması yaşamsal önemde. Bu artışların, firmaların vergi sonrası krlarını etkileyecek düzeyde olacağı kanaatindeyiz. Piyasaların şu anda bir dengelenme döneminde olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki dönemde artacak faiz ve enflasyona karşı yeni fiyatlamalar oluşuyor. Özellikle ticari kredilerde hızlı bir daralma yaşanıyor ve normalde alınan kredilerde bankalar daha seçici davranıyor. İhracat ve yatırım kredileri hariç bu sürecin biraz daha devam edeceğini düşünüyoruz. Merkez Bankası son olarak, kredilere yönelik sadeleşme süreci kapsamında, menkul kıymet tesisi oranlarında dün değişikliğe gitti. Ticari ve taşıt kredilerinde aylık büyüme sınırı düşürüldü. Kredi nakit çekim ile Kredili Mevduat Hesabı faizleri de yükseltildi. Yeni dengelenme ihtiyacına rağmen, bankalardan sağlanan finansmanın kesintiye uğramaması gerektiğine inanıyoruz. Merkez Bankasının dün attığı adımlarla, tüketici kredilerinin daraltılma tercihinin olduğunu anlıyoruz. Ticari kredilerdeki sadeleşme adımları ile de bankaların kredi kullandırma mekanizmalarının normale dönmesini temenni ediyoruz. Piyasalar normalleşirken, finansmanın tamamen durmasının orta vadede sağlıklı sonuçlar doğurmayacağı kanaatindeyiz. Finansman kanallarının sağlıklı işleyebilmesi için bankalara, borç verenlere ve borç alanlara bir ekonomik programla perspektif verilmesinin, aynı zamanda belirsizliğin azaltılmasının önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum' ifadesini kullandı.

'VERGİ ARTIŞI GEÇİCİ OLMALI'

Özgener, 'Tüm bu risk unsurları bir araya geldiğinde, şirketlerin bilançolarında nakit akışına dikkat etmeleri gerekiyor. Enflasyon ve kur belirsizliği, artan finansman maliyeti ve haksız rekabetin artması, şirketlerin bilanço tahminlerini aşağı yönlü yenilemesine neden olabilir. Yükselen giderlere karşı, şirketlerin gelirlerini ne kadar artırabileceklerini iyi hesaplamaları gerekiyor. Daha kontrollü bir büyüme ortamında, gelir-gider dengesinin geçtiğimiz yıllardaki kadar kolay tutturulamama riskine karşı özellikle iç piyasaya yönelik çalışan firmaların ihtiyatlı olmaları gerektiği kanaatindeyiz. İşçilik maliyetleri ile vergi artışları, üretimin yurt dışına kayma tehlikesini de ortaya çıkardı. Özellikle emek yoğun sektörlerde riski büyük olarak görüyoruz. Bu nedenlerden dolayı; vergi artışlarının tek seferlik ve geçici olmasını, orta ve uzun vadede ise vergi mevzuatında sadeleştirmeye devam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Vergi gelirlerinde dolaylı vergilerin payının daha da arttığını ve maliyetin toplumun tamamına yayıldığını görüyoruz. Vergi artışları ve hayat pahalılığı, çalışanlarımızın maaşlarında da düzeltme yapılması gerekliliğini ortaya koyuyor. Ayrıca asgari ücretin yukarı çekilmesiyle birlikte üyelerimiz de çalışan maaşlarını karşılamakta ve özellikle EYT'lilerin kıdem tazminatı ödemelerinde sıkıntı çekiyorlar. Ticari kredilerdeki yavaşlama ile cari açık kontrol edilmeye çalışılıyor; ancak, kredilerde erişim zorluğu bu şekilde devam ederse, üretim ve ihracatın zorlaşması, şirket kapanmaları ve istihdam kayıplarının hızlanması tehlikesi var' diye konuştu.

'40'TA 39'

Özgener, 'Yaz sonuna kadar Merkez Bankası döviz rezervlerin artışının devam etmesi oldukça kritik. Rezervlerin artmasının yanı sıra, portföy yatırımı veya uzun vadeli yabancı yatırım çekebilmek de büyük önem taşıyor. Bu nedenle, piyasaların normalleşmesi ve makroekonomik istikrarsızlık göstergelerinin bir an önce dengeye oturması gerekiyor. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından paylaşılan raporda, Türkiye'nin, 40 standardın 39'unda uyumlu olduğunun tescil edildiğini belirterek, uygulamada sağlayacağımız etkinlik ile ülkemizi gri listeden çıkartmaya kararlı olduklarını vurguladı. Sayın Şimşek'in bu konudaki açıklaması da finansman ihtiyacını karşılamak üzere adımlar atan Türkiye için çok önemli. Bu listeden çıkmak; yatırımcının ülkemize ilgilisini artıracak, dış ticareti geliştirecek, bankacılık sistemini olumsuz etkileyen bazı yaptırımları kaldıracak, Dünya Bankası ve bunun gibi dış finansman kaynaklarına erişimi de kolaylaştıracak' dedi.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme