BBG Melih'in gözü artık yıldızlarda

2000’li yıllarda adından söz ettiren yarışma programı “Biri Bizi Gözetliyor” un birincisi Melih Değirmenci ile keyifli...

TAKİP ET

2000'li yıllarda adından söz ettiren yarışma programı 'Biri Bizi Gözetliyor' un birincisi Melih Değirmenci ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Televizyon serüvenini kamera arkasında sürdüren, Cast Online Ajans oyunculuk ajansının sahibi Değirmenci, sinema televizyon sektörünün en büyük cast hizmetini veriyor.

Değirmenci, 'Üniversitede okurken BBG yarışmasına katıldım ve o yarışma ile beraber televizyon sektörüne geçiş yaptım. Kamera önü benim işim, oyunculuk okudum. Şunu fark ettim, sektöre girdiğimde hiçbir şey bilmeyen 19 yaşında bir çocukmuşum' dedi.

Şimdi gelin Melih Değirmenci'ye kulak verelim…

Tuğçe Yerdelen: 15 yarışmacının 3 ay, 7/24 gözetlenen bir evin içinde 100 bin TL'nin sahibi olmak için yarıştığı Biri Bizi Gözetliyor (BBG) televizyon sektörüne damgasını vurdu. Yarışmanın final gecesi ise Türk televizyon tarihinin o güne kadarki reyting rekorunu kırmasını sağladı. Adeta final gecesinde hayat durdu. Bize biraz o dönemi anlatır mısınız?

Melih Değirmenci: Üniversitede okurken BBG yarışmasına katıldım ve o yarışma ile beraber televizyon sektörüne geçiş yaptım. Öncesinde organizasyon işleri yapıyordum. 2000'den bu yana da 22 yıldır televizyon sektöründeyim. Ancak ara verdiğim bir süreç oldu. Kebapçılık yaptığım ve babamın işiyle ilgilendiğim bir zaman var, fakat ardından yine medya sektörüne döndüm.

 

'ANADOLU'DA OYUNCU OLMAK İSTEYENLERE KAPI OLMAYA ÇALIŞIYORUZ'

Tuğçe Yerdelen: yıllarda büyük bir üne kavuştunuz, tüm Türkiye'de BBG Melih'i olarak anıldınız ve dizilerde, sinemalarda oyunculuk yaptınız, kamera önü mü yoksa kamera arkasını mı daha çok sevdiniz?

Melih Değirmenci:Kamera önü benim işim, oyunculuk okudum. Şunu fark ettim, sektöre girdiğimde hiçbir şey bilmeyen 19 yaşında bir çocukmuşum. Benim gibi genç yaşta sektöre atılan birçok insan var. Mağdur olan, kullanılan insanlar var. Ajans adı altında para toplayan insanlar var. Biz cast ajansımızla insanlara yol göstermeye çalışıyoruz. Anadolu'dan oyunculara ve oyuncu olmak isteyenlere kapı olmaya çalışıyoruz.

Tuğçe Yerdelen: Online Ajans oyunculuk ajansınız, İzmir merkezli ama İzmir dışında da Türkiye'nin pek çok ilinde kendinizden söz ettiriyorsunuz.

Melih Değirmenci: Evet, İzmir merkezliyiz fakat Türkiye'ye hükmeden bir ajansız. Türkiye'deki en büyük 3 ajanstan birisiyiz. 300 bine yakın datamız var. 8 ayrı şehirde iş yapıyoruz.

'TOPLAMDA 9 TANE DİZİNİN CASTLARINI YAPIYORUZ'

Eskişehir'de Gönül Dağı, Makedonya'da Balkan Ninnisi, Makedonya ve İstanbul merkezli Sıfırıncı Gün işini yapıyoruz. Gold Film'in Dokuz Oğuz filmini Fox TV'ye yapıyoruz. Ruslara Muğla'da 2 adet iş yapıyoruz. Halihazırda 2 tane TRT projesi var, onlar Eskişehir bölgesinde. Antep'te ise Kaçış'ın, ikinci sezonuna başlayacağız. İstanbul'da Kasaba Doktoru, Atv 'ye de başladığımız yeni bir dizimiz var. Toplamda 9 tane dizinin castlarını yapıyoruz.

Tuğçe Yerdelen: Her türlü ticaretin ve özellikle dizi, sinema sektörünün merkezi İstanbul iken, İzmir'de olmak sizi zorluyor mu?

Melih Değirmenci:İzmir kendi içine çok kapalı bir şehir olduğu için dışarı açılmak zorunda kaldık. O açılımla İzmir'e değer katmaya çalışıyoruz. Benim gibi savaşan insanlar var. Birçok holding ve iş yeri hala İzmir merkezli kalmaya çalışıyor. Genel söylem şudur: 'Bu işler İstanbul'da olur' Ancak artık dünya çok küçüldü. Mesafeler kısaldı. Eskişehir'den oyuncumu hızlı trene bindirip İstanbul'daki çekime yetiştirip, akşama ise evine geri gönderiyorum. Uçak var, transferler var. Yapımcılık anlamda İstanbul'un çok kıymeti kalmadı.

Tuğçe Yerdelen: Oyunculuğa ilgi nasıl? Size gelen birisinin iyi bir oyuncu olup olmayacağını, ilk bakışta anlıyor musunuz?

Melih Değirmenci:Oyunculuğa ilgi çok fazla. Keşfettiğimiz değerler de var. Anadolu'da 300'e yakın oyuncu çıkardık. Büyük oranda bir kişiyle karşılaşınca iyi bir oyuncu olup olamayacağını anlıyorum ama şaşırdıklarım da oldu. Dünya oyunculuğu artık eskisi gibi değil, daha doğal oyunculuk aranıyor.

Tuğçe Yerdelen: Türk sineması ve oyunculuk değince akla ilk Yeşilçam geliyor. Sizce nedir Yeşilçam'ın alameti farikası?

Melih Değirmenci: Yeşilçam'ın hepimizdeki etkisi hala keşfetmeye çalışıyoruz. Mesela 'Hababam Sınıfı' yıllardır, keyifle izleniyor. Arzu Film; Hababam Sınıfı için Tulum Hayri, Kalem Şakir, Röfüze Ekrem, Hayta İsmail, İnek Şaban, Güdük Necmi, DomDom Ali ve diğer roller için gazetede ilan veriyor ve o ilan ile oyuncular seçiliyor. Tabii usta yönetmen Ertem Eğilmez'in de katkısı çok büyük. Eğilmez, Türkiye'nin en iyi yönetmenlerinden birisiydi. Ertem Eğilmez, doğru karakterleri bularak, Hababam Sınıfı'nın kalıcılığını sağlamıştır. 1980'lerin sonlarında annemler, Göztepe'deki açık sinemaya giderdi ve eve geldiklerinde ağlaya ağlaya gelirlerdi. Anneme ne olduğunu sorduğumda; 'Film çok güzel, ağla ağla öldük' derdi. Günümüzde çok fazla iş yapıyoruz, çok platform var ve hızlı iş yapıyoruz. Her şeyi çok hızlı yapmaya çalıştığımız için eskisi kadar çok başarılı olamıyoruz.

 

'TÜRKİYE, İŞİN HAMAMLILIĞINI YAPIYOR'

Dünya üzerinde Türkiye, işin hamamlılığını yapıyor. Dizilerin bir bölümü yaklaşık 150 dakika sürüyor.  Her hafta sinema filmi uzunluğunda dizi çekiliyor. Diziler çok tüketiliyor. Biraz daha yavaş biraz daha üzerine düşündüğümüz işler yaparsak, çok daha başarılı oluruz.

Tuğçe Yerdelen: Dijitalleşme bu kadar artarken, televizyon nerede kalacak? Televizyon izlenmeye devam edecek mi?

Melih Değirmenci:  Televizyon olduğu yerde kalır, hiç değişme olmaz. Herkes televizyon kitlesinin azalacağını düşünüyor ama ben aksini düşünüyorum. Televizyonun en büyük rakibi: sosyal medya. Dijital platformlar, ilgi çeker ama sosyal medya gibi değil. Genel izleyici kitlesi dediğimiz kitle değişmeyecektir. Evde iş yaparken çoğumuz, televizyonu açıyoruz. Evlerimizdeki televizyon varlığını koruyacaktır.

 

 

 

 

Dünyanın ve ülkemizin olumsuz etkilendiği bir pandemi süreci yaşadık. Hatta çoğu sektörde gerileme yaşandı. 

Melih Değirmenci: Pandemide kimse iş bulamaz, çoğu yer kapalıyken, biz bu sektörde insanların evine ekmek götürmesini sağladık. Sektörümüz durmuyor. Pandemi de olsa, savaşta olsa devam edebilecek bir sektör.

'İŞİMİZİ GELİŞTİRMEYE YÖNELİK PROJELERİMİZ VAR'

Önümüzdeki dönemde projeleriniz neler?

Melih Değirmenci:   Amacımız sektörde birinci olmak. Ekmek kazanıp, ekmek dağıtmayı hedefliyoruz. İnsanları keşfetmek için internetten üzerinden katılım yapabilecek, video gönderebilecek bir platform düşünüyoruz. Ayrıca eğitim kurumu açmayı düşünüyoruz. Özellikle Anadolu'da temel eğitim alabilecek bir yer yok. Örneğin; Antalya'da eğitim alabilecek yer varken, Çorum'a gittiğinizde ya da daha bakir bölgelere gittiğimizde eğitim alacak yer bulamıyoruz. Online olarak yapabileceğiz bir eğitim tasarlıyoruz. İşimizi geliştirmeye yönelik projelerimiz var.

 

 

 

Bakmadan Geçme