Bu sergide dokunmak serbest
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi denizlerdeki 400 farklı canlı türünü sergiliyor. Ziyaretçiler deniz canlılarını dokunarak tanıyor
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi'nde aralarında nadir görülen ve nesli tükenme tehlikesi altında olan canlıların yer aldığı 400'ün üzerinde tür, tahnit yöntemi ile sergileniyor. Nano balıktan kılıç dişli yılan balığına, köpek balığından deniz kaplumbağasına kadar birçok farklı türün yanı sıra Türkiye'den başka bölgede olmayan nadir türler de merkezde tanıtılıyor.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi bünyesinde yer alan ve içinde Türkiye'de sadece burada sergilenen türlerin bulunduğu Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi'nde, 400'ü aşkın canlı sergileniyor. Türkiye'deki tek örnek olan kılıç dişli yılan balığından köpek balığına, koruma altındaki caretta carettadan nano balığına kadar nadir görülen ve nesli tükenme tehlikesi altında bulunan birçok orijinal tür, tahnit (bozulmasını önlemek için ilaçlayıp mumyalama) işlemiyle merkeze kazandırılıyor. Denize ilgisi olan her yaştan vatandaş da merkezi gezebiliyor.
Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi'nde üniversitenin Su Ürünleri Fakültesi öğrencilerine yönelik çalışmalar yapıldığını anlatan Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tevfik Tansel Tanrıkul, “Burası, balık türlerini tanıtmak, ülkemizin denizlerindeki balıkların orijinal örneklerini göstermek için düzenlenmiş koleksiyon. Bizim denizlerimizde şu an yaşayan ya da soyu tükenmek üzere olan balık türlerimiz var. Denizlerde yaşayan balıklar açısından ele alındığında Türkiye'deki en geniş koleksiyon merkezi” dedi.
Soyları tükenmekte olan balık türlerinden de bahseden Prof. Dr. Tanrıkul, şunları kaydetti: “Bu türler arasından, halkın yağ balığı olarak bildiği ve nesli tükenmek üzere olan ‘ruvettus' türü var. Güney Ege kıyılarının derin sularında, Marmaris ve Fethiye'de bulunan bir tür ve sayıları oldukça azaldı. Dünyada var olup ülkemizde olması normal olmayan balık türü olarak da ‘kılıç dişli yılan balığı' (pulsuz müren) mevcut. Hint kökenli bir balık. Bu tür bizim bölgede çıktı ve avcılar tarafından yakalandı. Türkiye'de tek örneği bizde. Ege Denizi'nin 2 bin 500 metre derinliğen çıkan köpekbalığı türümüz de var. Nadir bir tür olduğu için görülme imkanı pek olmuyor.”
Denizlerdeki balık türlerini daha bilinçli olarak çocuklara öğretmek, denize ve balıklara sempatisini arttırmak amacıyla, eğitimler düzenlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Tanrıkul, çocukların bu sayede buradaki balık türlerini birebir görebildiklerini belirtti.
Öğrencilerin merkezdeki balıklara dokunabildiğine işaret eden Tanrıkul, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim müzede dokunmak serbest. Böylece çocuklar korkularını gideriyor. Sempatisi varsa, çocuk bunlara yaklaşma, temas kurabilme eğiliminde oluyor. Deniz canlıları gerçekten çocuklarımızın ilgisini çekiyor. Köpek balıklarından, balık ve denizden korkan çocuklarımız için bunların doğanın varlığı, denizlerde doğal olarak yaşayan canlılar olduğu, korku filmlerinde görüldüğü gibi insanları parçalayan canlılar olmadığını anlatıyoruz.”
Çocuklara en çok deniz kaplumbağalarının sempatik geldiğini söyleyen Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, “Caretta carrettaların da çok masum hayvanlar olmadığını öğretiyoruz. Gerçekler doğrultusunda çocukları eğitmeye çalışıyoruz” diye konuştu.