CHP İzmir Milletvekili Sevda Erden Kılıç: Kadın dayanışmasını yaşatmak için elimden geleni yapıyorum!

28. Dönem CHP İzmir Milletvekili Sevda Erden Kılıç Yeni İzmir Gazetesi'ne 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar...

TAKİP ET

28. Dönem CHP İzmir Milletvekili Sevda Erden Kılıç Yeni İzmir Gazetesi'ne 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne özel demeç verdi. Kılıç siyasette kadının temsiliyetinin hiçbir zaman yeterli olmayacağını vurguladı.

 ''KADIN DAYANIŞMASI

Ataerkil bir toplum düzenine vurgu yapan Sevda Erden Kılıç, sistemin kadına siyasal hayata katılmasında ket vurduğunu ifade etti. Kılıç açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

Özellikle yerel siyasette kadınların daha çok olması için hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Bugüne kadar siyasette başarılı olmuş partilerin temelinde hep 'kapı kapı çalışan kadınlar' olduğunu iyi biliyoruz. Kadınların emeklerinin çok ama bir yandan da görünür olmadığı bir ortamda kadınlar olarak birbirimize daha çok destek olmamız gerektiği açık. Bu noktada tabii ki en başta, kadınların siyasete katılımı konusunda senelerdir kadın hakları alanında mücadele veren kadın örgütleriyle bu mücadele verildiğini ve verilmeye devam edildiğini söylemek isterim. Sadece siyasi temsil açısından değil ülkemizin en temel problemlerinden olan kadına karşı şiddeti önlemek, engellemek, tamamen ortadan kaldırmak için de, kadınların ekonomik hayata, sosyal hayata katılımlarını, iş hayatına katılımını arttırmak için aynı mücadeleyi onlar yapıyorlar ve bizler de destek olmaya çalışıyoruz. Ben kendi adıma bunun için çaba sarf ediyorum, kadın örgütlerinden çok şey öğreniyorum ve her zaman 'kadın dayanışmasını' yaşatmak için elimden geleni yapıyorum.

EŞİT TEMSİLİYET

Kadınların siyasete katılımın önündeki engellerden bahseden Kılıç, bunlardan birinin kurumsal engeller olduğunu söyledi.  Kılıç siyasi kariyer yapmak isteyen kadınların lider odaklı siyasi parti engeline takıldığının da vurgusunu yaptı ve şöyle konuştu:

Siyasi partilerdeki karar mekanizmalarının çoğunlukla erkekler tarafından kontrol edilmesi de kadınların bu alanda ilerleme kat etmesini zorlaştırmaktadır. Bu kontrolün somut etkilerinin en yoğun olarak görüldüğü alan da partilerin aday listesi oluşturma politikalarıdır. Siyasetin 'erkek işi' olarak görülmesi sebebiyle, kadınların siyasete uygun olmadığı düşünülmektedir. Bu yüzden kadınlar bu alanda varlık gösterebilmek için daha fazla çaba sarf etmek zorunda kalmaktadır. Biz ne bir eksik, ne bir fazla. Meclis'te eşit temsiliyet istiyoruz. Ve vazgeçmeyeceğiz.

''MÜCADELEDEN VAZGEÇMEDİM''

Bir şey olmak için bir şeyler yapmak için siyasete girdiğini söyleyen Kılıç, ''1999 seçimlerinde CHP adına müşahit olarak siyasete başladım. Sonrasında bir kadın olarak mücadelem devam etti. Siyasi hayatı sona eren, daha akil adamların, belli yaş üstündeki kişilerin yer aldığı disiplin kurullarında, bu tabunun da yıkılması gerektiğini düşünerek, il disiplin kurulu üyeliğine aday oldum ve en genç kadın olarak bu kurula seçildim. Tabi daha sonrasında anne olma sürecim gelişti. Bu süreçte siyasete ara vermek zorunda kaldım. Kadının siyasetteki yeri ve zorlukları konuşulurken bu durumu da ele almak gerekiyor. Anne oluyorsunuz, en önceliğiniz bebeğiniz oluyor ve siyasete ara vermek durumunda kalıyorsunuz. Ama o sırada siyaset devam ediyor. Bu sefer anne olarak siyasi hayatıma devam ettim. İl başkan yardımcılığı ve İzmir'de ilk kadın il sekreteri olarak görev yaptım. Örgütün de kantarına çıkmak gerekir diyerek milletvekilliği seçimleri için ön seçime de girdim. İki kere parti meclisi üyeliğine de seçildim.  Ama bunları yaparken hep mücadele ettim. Bu zorlu yarışta tabi erkeklerle tabiri caizse silahlarınız eşit olmuyor. Orantısız bir güç var karşınızda. O yüzden mücadeleden vazgeçmedim. Hep doğru bildiğim yolda ilerledim ve iki dönemdir milletvekilliği yapıyorum'' dedi.

''YETKİ AZ SORUMLULUK ÇOK''

Kadınların siyasette aktif söz sahibi olduklarında da asla yeterli mi sorusundan vazgeçmemelerinin altını çizen Kılıç, ''Ülkemizde emeği çok ancak bir o kadar da görünmez olan kesimiz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği her alanda olduğu gibi siyasette de kendini gösteriyor. Toplumun bir gerçeği var ki erkeklere verilen yetki ne kadarsa, kadınlara verilen sorumluluk da o kadar. Eşit dağılmamış. Yetkimiz az, sorumluluğumuz çok. Milletvekili de doktor da avukat da olsanız, hangi görevi yerine getirirseniz getirin anne, eş, kız kardeş, birinin kızısınız. Bunun sorumluluğu var. Ayakları yere basan siyaset yapmak gerekiyor. Toplumun bilincini, örf, adet, gelenek, görenekleri de kabul edip böyle siyasete bakmak gerekiyor. Bunları aşmak adına bir toplumsal dönüşüme ihtiyaç var. Siz kadınlara yönelik kotaları artırabilirsiniz ama toplumla örtüşmüyorsa, hiçbir anlamı olmaz. Arkasından dolanmak zorunda kalırsınız koyduğunuz kotaların da yaptığınız yasaların da. Bu soruna önce insan hakkı olarak bakmak gerekiyor. Çünkü kadın hakkı öncelikle insan hakkıdır. O yüzden eğitim çok önemli. Küçük yaştan itibaren eğitimle bu farkındalığı arttırmalıyız. Bunun yanında yönetenlerin de bu konuda büyük sorumluluğu var'' şeklinde konuştu.

''YILMAYIN''

Siyasete girmek isteyen kadınlara tavsiyelerde bulunan Kılıç açıklamalarına şöyle devam etti:

Yılmayın. Kadınların siyasete girmesinin önündeki engeller, yaşam alanlarından başlıyor. Kadınların özel alanlarında kendilerine yüklenen yükümlülükler ve roller o kadar kalıp hale gelmiş ki; kadın evdeki yükümlülüğü ile diğer yükümlülükleri arasında bir alana sıkışıp kalabiliyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği tam da buradan başlıyor zaten, evden, evimizden. Öncelikle kadının eşit bir görev paylaşımını burada başlatması önemli. Cesaretli olmak, kalabalık olmak, geleneksel mekanlara girebilmek ama bunun yanında geleneksel mekanların dışında da siyaset üretebilecek mekanizmalar geliştirebilmek yine bizim elimizde. İletişim ve teknoloji çağındayız; geleneksel siyaset mekanizmalarına mahkum değiliz. Kendinize güvendiğiniz ve inandığınız an, üstesinden gelemeyecek bir engel olduğunu düşünmüyorum.

Aysun Güler

Bakmadan Geçme