Kılıçdaroğlu, 4 ayaklı stratejiyi açıkladı: Demokrasi, üretim, sosyal devlet, sürdürülebilirlik

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi kapsamında düzenlenen Millet İttifakı Genel Başkanlar Buluşması başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 4 ayaklı stratejilerini Demokrasi, üretim, sosyal devlet, sürdürülebilirlik olarak açıkladı.

TAKİP ET

İzmir Büyükşehir Belediyesi himayesi altında İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi kapsamında düzenlenen Millet İttifakı genel Başkanlar Buluşması başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in açılış konuşmasının ardından konuşan CHP Lideri ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, 4 ayaklı stratejilerini Demokrasi, üretim, sosyal devlet, sürdürülebilirlik olarak açıkladı.

'DEMOKRASİNİN ÖZÜ DENETİM'

Bugüne kadar büyük sıkıntılar çekildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, 'Öyle bir düzen kuralım ki kim iktidara gelirse gelsin Türkiye bu krizlerle karşı karşıya kalmasın. Dört ayaklı stratejiden bahsedeceğim; güçlü bir demokrasi. Demokrasinin gelişmediği bir yer gelişmemiştir. Dünyaya baktığımızda kişi başına gelirin en yüksek olduğu ülkelerin tümünde güzel bir demokrasi anlayışı var. Biz de demokrasimizi geliştirmek kuvvetler ayrılığı ilkesini güçlendirmek zorundayız. Demokraside işin özünde denetim vardır. Bunu mutlaka hayata geçirmek gerekiyor. Siyasi kurumun halkın hesap vermesi gerekir. İktidar halka hesap veremiyorsa orada demokrasi yoktur. Demokrasinin varlığı halktan toplanan vergilerin halka verilmesidir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e geçerken Ulusal Vergi Konseyi kuracağız. 85 milyondan toplanan vergilerin nerelere harcandığını bütün Türkiye'de işsizinden emekçisine sanayicinse kadar herkes bilecek. Bunun taahhüttü yaptık. Sağlıklı işleyen demokrasilerde siyasi kurumun lekelenmemesi vardır. Siyasi Etik Kanunu çıkaracağız. Eğer siyaset ahlak zemininde yürürse pek çok sorun çözülür siyasetçi ile halk arasındaki güven sarsılması siyasi etik yasasının olmamasından ötürü' dedi.

'ÖZGÜRLÜK OLACAK'

Kılıçdaroğlu, halktan topladıkları vergilerin nerelere harcandığının bilineceğini kaydederek, 'Harcanan paraların sağlıklı bir şekilde hesabının verilmesi lazım. Bunun için 6 lider oturduk tartıştık ve TBMM'de kesin hesap komisyonu kuracağız. Kaynakların nereye harcandığının hesabı verilecek. Kesin Hesap Komisyonu Başkanı ana muhalefet partisinden olacak. İkinci ayak üreten Türkiye. Her alanda üreten bir Türkiye. Kaynaklarımız var, ovalarımız, dağlarımız var. Herkes üretecek. Herkes üretim zincirinin halkası olacak. Herkesin ürettiği Türkiye dışarıya el avuç açmayan Türkiye'dir. 21'inci yüzyılda neyi nasıl üreteceğimizi iyi bilmek zorundayız. 21'inci yüzyılın ekonomisi artık bir sanayi değil bilgi ekonomisi.  Hangi ülke bilgi üretirse o ülke kalkınır. Bilgi üniversitelerde üretilir. Bizim iktidarımızda üniversitelerde her türlü düşünce özgürce karşılanacak. Hiç kimse farklı düşündüğü için atılmayacak. Üniversitelerin ürettiği bilgiler sanayici tardından elle tutulur hale getirecek. Bilgi üreten teknoloji üreten Türkiye hedefini gerçekleştireceğiz' diye konuştu.

Türkiye'nin katma değeri yüksek ürün üretmek zorunda olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, 'Katma değeri yüksek ürün üreten bir Türkiye'yi inşa etmek zorundayız. Bunun yolu üniversitelerin bilgi üretmesi sanayicinin o bilgiyi kullanmasıdır. Bugün bilgi ekonomisine sahip olan ülkeler üretiyor. Milet İttifakı iktidarında biz başkalarının pazarı değil üreten ve dünyaya mal ihraç eden bir ülke olacağız. 3'üncü ayağımız güçlü bir sosyal devleti inşa edeceğiz. Güçlü bir sosyal devleti inşa edemezseniz istediğiniz kadar üretin. Orada huzurunuz da olmaz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği güzel bir Türkiye'yi demokrasi ile sosyal devlet ile yeniden inşa edeceğiz. Bugün Türkiye'de sosyal devlet büyük bir yara almış durumda. Son 5-6 yılda Türkiye'de alt gelir gruplarından bir avuç zengine milyarlar aktarılıyor. Bunu düzeltmek Millet İttifakı'na nasip olacak. Aile Destekleri Sigortası'nı da hayata geçireceğiz. Her ailenin her bireyi güvenli olacak. İnsan onuruna yakışır bir düzen inşa edeceğiz' ifadelerini kullandı.

'ÖNCÜLÜK YAPACAĞIZ'

4'üncü ayağın sürdürülebilirlik olduğunu ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, 'Demokrasi getirdiniz, ürettiniz, sosyal devleti inşa ettiniz ama durduğunuz zaman geri gidersiniz. Siz değişime ayak uydurmak zorundasınız. Sürdürülebilirliğin anahtarı devlette liyakattir. Değişime ayak mı uyduracağız, öncülük mü yapacağız? Biz yapalım onlar bizi izlesin. Değişime öncülük yapan bir Türkiye, gerektiğinde dünyada öncülük yapar. Biz bu Türkiye'yi inşa etmek istiyoruz. Eğitimin merak duygusunu büyütmesi gerekir. Merak duygusunu büyütüyorsa Türkiye'de sürdürülebilirliğin önünü açarsınız. Çocuklarımız neyi merak ediyorlarsa araştırabilecekleri alanlar açacağız' açıklamasını yaptı.

BABACAN'DAN NEBATİ GÖNDERMESİ

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, konuşmasında Nureddin Nebati'ye gönderme yaparak başladı. Babacan, 'Ekonomik terimlerin biliyorsunuz anlaşılması zor olabiliyor; neo klasik, epistemolojik kopuş, heterodoks yaklaşım gibi ama ben fazla rakamlar ve grafiklerle sizi yormayacağım. Bunlar da TÜİK verileri, artık ne kadar inanıyorsanız' dedi.

'NE KADAR ADALET O KADAR EKONOMİ'

Enflasyonu düşük ve öngörülebilir hale indirildiğinde ekonominin büyüdüğünü söyleyen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 'Şeffaflık ne kadar yükselirse, ekonomi o kadar büyüyor. Şeffaflık azaldığında ülke fakirleşiyor. Hukuk ve eğitim olmazsa olmaz. 2013'te en son benim katıldığım İzmir İktisat Kongresi'nde bir konuşma yaptım dedim ki, eğitim ve hukukta gerekenleri yapmazsak orta gelir tuzağına düşeceğiz. Ve şu an Türkiye orta gelir tuzağında. Endişeye mahal yok. Bu tuzaktan nasıl çıkacağımızı biliyoruz. Ne kadar çok demokrasi o kadar ekonomi, ne kadar eğitim o kadar ekonomi, ne kadar adalet o kadar ekonomi' dedi.

Ali Babacan, Türkiye'deki sorunların çözümü gerçek anlamda güçlü bir demokrasiden geçtiğini dile getirerek, 'Dünyada bütün enerji denklemi değişmiş durumda. Türkiye gibi büyüyen enerjiye ihtiyacı olan bir ülkenin dünyayı iyi takip etmesi gerekiyor. Dünyada da gelir dağılımı bozuldu. Dünyada da zengin daha zengin, yoksul daha yoksul oldu. Liberal bir demokrasi mücadelesi devam ederken devletin rolünün ne olması gerektiği de tartışmalı. Güzel ülkemiz için ne yapmalıyız. DEVA Partisi'ni kurduğumuzda yarınlarla ilgili hazırlığımızdı. 6 altı parti olarak bir araya gelerek Ortak Mutabakat Metni'ni imzaladık tarihte başka örneği yok. Bu tam bir Türkiye mutabakatı. Tam bir hazine var burada' diye konuştu.

'TUZAĞI KIRIP ATACAĞIZ'

Gençlerin kaçmak değil yaşamak istediği bir Türkiye hedeflediklerini söyleyen Babacan, 'Maalesef orta gelir tuzağına düştük ama bu tuzaktan çıkış mümkün. Endişeye mahal yok. Doğruları yaptığımız sürece Türkiye bu tuzağı kırıp atar. Ülkemizde de otokrat yönetime karşı bir haysiyet mücadelesi var. Kurumların yok edildiği, kuralların tanınmadığı, hukuk devletinin ayaklar altına alındığı bir yönetime karşı geniş mahallelerin ortak mücadelesi var. Bizler, bu demokrasi feryadının sesiyiz' ifadelerini kullandı.

'KEYFİ KARARLAR ALINIYOR'

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, tarihi bir kongre gerçekleştirildiğini dile getirerek, 'Türkiye, buhran dönemi içerisinde. Cumhuriyet'in fetret dönemini sonlandıracağız. İsteseniz dişinden tırnağından artırdığıyla kademe kademe inşa ettiği varlığını bir yıkım mühendisleri projesiyle yıkmak isteseniz de yarınlara taşıyacağız. Bu tarih eşikte ülkemizi yeniden kuracak maruz kaldığı riskleri ve meydan okumaları ortadan kaldıracak siyasi bir akla ihtiyacımız var. Daha da vahim, keyfi kararlar alan bir ülkeyiz. Değişimin yüksek olduğu rekabet ile beşeri sermayemiz başta olmak üzere kullanmak ve kodlamak mecburiyetindeyiz. Bulunduğumuz bu tarih eşliğinde Türkiye'yi yeniden işleyen bir demokrasiyle, hukukuyla buluşturabileceği, böyle bir çağda denk bir siyasi akılla, bugün konuştuğumuz problemlerin konuşmayacağı bir ülkeye kavuşabileceğimizi biliyoruz' dedi.

'İYİSİNİ İNŞA EDECEĞİZ'

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i temsilen programa katılan İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale katılım sağladı. Özlale, dünyadaki değişimi öngörmek değil bu değişimi görmek ve yönetmek zorunda olduğunu belirterek, 'Toplumsal sözleşmenin en büyük temeli yaşatmaktır. Devleti yaşatmak zorundayız. Depremde binlerce insanın evi yıkıldı, şehrini terk etti. Köyler ve kasabalar enkazın altında kaldı. Bu düşünce yaşatmaz, yaşatamaz. Asıl sorumluluğu yaşatmak olan devletin, enkaz altında kalan ve yıkılan kentleri yaşatacak, acıyı azaltacak gücü yok.  Cumhuriyetin fırsat eşitliğini eğitimle yaşıyoruz. Yeniden daha iyisini inşa edeceğiz. Kadınlarımız, çocuklarımız ve bebeklerimiz için yeniden ve daha iyisini inşa edeceğiz' diye konuştu.

'UÇAK ÜRETİMİ YAPMALIYIZ'

Birinci iktisat kongresinin maddelerinin okunması gerektiğini söyleyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, '9 madde öne çıkmış, 12 başlık var, bunları okumakta fayda var. O kongreden sonra Türkiye'de ciddi bir hamle başlamış; Osmanı2nın son dönemlerinde ir takım iktisadi faaliyetler başlamış olsa da bunlar ülkemizi ayağa kaldıracak şekilde değildi. İzmir İktisat Kongresi'nden sonra oluşturulan hava neticesinde bir hava başladı ve 2. İktisat Kongresinden sonra hangi fabrikalar kurulacak, hangi finans kuruluşları gerçekleşecek bunlar şekillendi. Bence şu an Türkiye'de yapılması gereken en önemli konu Uçak üretimidir, o dönemde de uçak fabrikasın temeli atılmış imalata başlamış ama şu an neredeyiz havanda su dövüyoruz. Üzülerek bunu söylüyorum, ya uçmayın deniyor ya millet aya gidiyor, biz bir yerden bir yere ülkemizde giderken başkasının ürettiği uçakla gidiyoruz. Ben Vecihi Hürkuş'u unutmama; birkaç yüz tane uçak imal etmiş. Nuri Demirağa da unutmama, Demirağa soy adı durduk yere mi verilmiş kendisine o denemdeki hayal ve ufuk biz de bu dönemde yok. Ama bir ülkede adalet olmazsa da hiçbir şey yapamazsınız, bir ülkede adalet, ahlaki ve manevi değerler yoksa huzur olmaz. Her şeyin başında adaletin tesisi gelir, devlet adalet üzerine tesisi edilir. Adalet Mülkün temelidir' ifadelerini kullandı.

Haber: Sıla Arabacıoğlu

Fotoğraflar: Batuhan Vuruşkanlar 

Bakmadan Geçme