CHP Lideri Özel: Turizm bakanı acziyetini ifade etti!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ihraç edilen teğmenlerden 128 milyon lira tazminat talep edildiğini açıkladı. CHP Grubu'nda yapılan oylama sonucunda, tazminatın parti tarafından karşılanmasına oybirliğiyle karar verildi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Grup Toplantısı'nda gündeme dair kritik açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Demokrat Parti'den istifa eden ve bir süredir bağımsız milletvekili olarak görev yapan Cemal Enginyurt ve Salih Uzun'un CHP'ye katıldığını açıkladı. Yeni üyelerine başarılar dileyen Özel, 'Gerek Meclis'te gerekse 81 il ve 973 ilçede bizimle birlikte demokrasi ve yeniden kurtuluş mücadelesi verecekler. Aramıza hoş geldiniz' dedi.
KARTALKAYA'DAKİ YANGIN FACİASI
CHP Lideri Özgür Özel, Kartalkaya Otel'de yaşanan facianın üzerinden iki hafta geçmesine rağmen yetkililerin hl sorumluları belirleyemediğini söyledi. Olay günü İçişleri Bakanı'nın tüm sorumluların 10 gün içinde tespit edileceğine dair taahhütte bulunduğunu hatırlatan Özel, Değerli milletvekillerimiz, 78 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olan Kartalkaya Otel faciasının üzerinden tam 2 hafta geçti' diye konuştu.
CHP Lideri Özel'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Hem Sayın Enginyurt'a hem Uzun'a Bundan sonra gerek Meclis'te gerek 81 ilimizde 973 ilçemizde bizimle birlikte verecekleri demokrasi ve yeniden kurtuluş mücadelesinde başarılar diliyorum. Aramıza hoş geldiniz diyorum.
Demokrat Parti'den istifa eden bir süredir bağımsız vekiller olan Cemal Enginyurt ve Salih Uzun CHP'ye katıldı.
Değerli milletvekillerimiz, 78 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olan Kartalkaya Otel faciasının üzerinden tam 2 hafta geçti.
'SORUMLULAR ORTADA YOK'
İçişleri Bakanı olay günü tüm sorumluların 10 gün içinde belirleneceğini taahhüt etmişti. Bugün o sözün üzerinden tam 14 gün geçti. Sorumlular ortada yok. Sorumluluklar ortada yok. Adalet Bakanı'nın önce resmi yazı ile görevlendirdiği, sonra kabul etmeyip, 'Bu rapora Bolu Belediyesi'ni ilave etmezseniz almayız.' dedikleri,
'ORTADA HİÇBİR RAPOR YOK'
'Bu rapordan Turizm Bakanlığı'nı çıkarmazsanız almayız.' dedikleri rapora önce 'korsan' dediler. Resmi görevlendirme yazısını açıkladık. İsimleri açıkladık. Resimleri açıkladık. O günkü bilirkişi, 7 kişilik bilirkişi heyeti, mesleki namuslarına da kişisel onurlarına da sahip çıktılar ve suçlu görmediklerini o rapora ilave etmediler.
Suçlu gördüklerini de çıkarmadılar. Bu sefer önce dediler ki: 'O rapor korsandır, yoktur.' Bizim bu raporu ifşa etmemizden ve bilirkişinin raporunun arkasında durmasından sonra bu kez 'İhtiyaç gördük, heyeti genişletiyoruz.' dediler. Mevcut bilirkişiyi inkr edemeden. O günden bugüne yeni bilirkişiler geldiler, birkaç gün çalıştılar ama ne eski rapor ne o rapora yeni bilirkişilerin ilavesi ne ayrı bir rapor, ortada hiçbir rapor yok.
'AK PARTİLİLER BİRBİRİNİ SUÇLUYOR'
Oysa gözaltındakiler hkim karşısına çıkarken o rapora göre sorumlulukları belirlenecek, gözaltından tutukluğa sevki talep edilecek ya da edilmeyecek. Hkim tarafından karar bilirkişinin bulduklarına göre verilecekti. Ama rapor İl Özel İdaresi'ni, dolayısıyla Bolu Valiliği'ni sorumlu tuttuğu için, rapora bu yönüyle Turizm Bakanı katılıp 'Bunlar sorumlu.' dediği için, rapor diğer taraftan Turizm İl Müdürlüğü'nü, Turizm Bakanlığı'nı sorumlu tuttuğu için, raporun da bu yönüne Bolu Valisi kabul edip 'Doğrusu budur.' dediği için raporun iki parçası birbirini suçlayan Ak Partililerden ve onların atadıklarından oluşuyor.
'HAKİKATİN KARŞISINDA HAREKETSİZ KALDILAR'
Ne raporda ne bir başka yerde olmayan sorumluluğu sosyal medya faaliyetiyle CHP'ye yüklemeye çalışanların milletin gönlünde yeri olmadığı, herkesin bu meseleyi doğru yerden okuduğunu gördüler.
Gözlerine far tutulmuş tavşan gibi hakikatin karşısında hareketsiz kaldılar. 14 gündür kıpırdayamıyorlar. 14 gündür bilirkişi raporu olmaksızın tutuklamalar yapıldı ve 14 gündür hlen daha Bolu Cumhuriyet Başsavcısı'nın Ankara'dan yediği tazyik üzerine hakikatten 'AK Parti'yi nasıl sıyırırım, buraya Cumhuriyet Halk Partisi'ni nasıl bulaştırırım?' bunun çabası var.
'TURİZM BAKANI ACZİYET İÇİNDE OLDUĞUNU İFADE ETTİ'
Turizm Bakanı son televizyonlar önüne çıktığında 25 kez 'Bilmiyorum, haberim yok, bilemiyorum.' diyerek aslında nasıl bir acziyet içinde olduğunu ifade etmişti.
Daha sonra kendisinin 2 yıl önce, 3 yıl önce çıktığı bir televizyon programı çıktı. O programda kendi ağzından tane tane 'Belediyelerin iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı dediğiniz aslında nedir biliyor musunuz? Yangın belgesidir, itfaiye içeriklidir.
'BİZDE SINIFLANDIRMA BELGESİ VARDIR'
Bu belgeyi verirler, bir daha turizm tesislerinde denetleme yapmazlar. Bizde ise öyle değildir. Bizde sınıflandırma belgesi vardır. Bakanlığın belgesi, işletme belgesidir ve bakanlık düzenli olarak buraları kontrol eder, düzenli olarak gider, denetler.' diyerek aslında Bolu Belediyesi'nin bir kere gitmesi gerektiğini ama daha sonra denetimin, rutininin kendilerinde olduğunu ve bir şey istenecekse kendilerinin isteyeceğini açıkça söylemiş.
'BU MIZRAK DAHA FAZLA BU ÇUVALA SIĞMAZ'
İçişleri Bakanı hlen daha verdiği söze rağmen sessiz bir şekilde duruyor. Bu utanç, maalesef, 'Bu mızrak daha fazla bu çuvala sığmaz.'
Bu utanç daha fazla gizlenemez ama bekleyecekler, bekliyorlar. 21 Ocak'ta yangın sürerken onlar önce 6, sonra 10 kaybımız var deyince biz 66 kaybı bilip 'Valilik ya da bakan açıklayacak, onların görevidir, onlar açıklasın, spekülasyon olmasın.' diye beklerken 6 saat Ankara İl Kongresi'ni bekletip Kürşat Zorlu'ya orada yangın sürerken sanki yangından kaçıyormuş Kürşat Zorlu gibi rozet takıp biz haftalık grup toplantısını ertelerken Ankara İl Kongresi'ni bir güzel yapıp oradaki konuşmasından sonra gerçek rakamı açıklayanlar bu sorumluyu da 23 Şubat'ı bekletip büyük kongrelerini yapıp güya bu yangının bakan üzerinden görevden alınınca AK Parti'nin sırtına yük olmasına engel olup çok sayıda bakan değişirken bu ve diğerlerini birlikte değiştirip bu işten kurtulma yoluna gidiyor.
'SORUMLU SİZSİNİZ'
Ben buradan Sayın Erdoğan'a sesleniyorum. Ankara İl Kongresi ayıplı bir işti. Yanlış yaptınız. Şimdi büyük kongreyi beklemek daha büyük bir yanlıştır. Bu bakanı derhl görevden alınız. Çünkü onu ne gün görevden alırsanız alın şu gerçeği değiştiremezsiniz: Bu bakanı da iktidarınız boyunca bu ülkeye felketler yaşatan bütün bakanları da atayan kalem sizsiniz. Kalem sizin, mürekkep sizin, sorumlu sizsiniz. Bunu değiştiremezsiniz.
Meclis, facianın araştırılmasıyla ilgili bir araştırma komisyonu kurdu. Elbette oy da verdik, üye de veriyoruz, çalışmalarını da bekliyoruz.
'BU MECLİS'İN ÖNEMLİ GÖREVİDİR'
Ancak bu komisyonun otele gidip 'Yangın nasıl çıkmış? Sorumlu kimmiş? Neymiş?' diyerek bir süreç içinde yer alması yerine bu komisyonun Kartalkaya yangınından hareketle Türkiye'de bir daha benzer facialar yaşanmasın diye, bir anneanne 6 torununu birden kaybetmesin diye, bir baba iki oğlunu, onun iki oğlunu elleriyle toprağa görmesin diye, okullar kapanıp da karne sevinciyle eve koşan 36 bebek, evlat dün okul başı yapamayıp sıralarında karanfiller olmasın diye bu Meclis'in oturup bütün kanunları, bütün mevzuatları, sorumluluk alanlarını, yetkileri, eksik yetkilendirmeleri mutlaka doğru tarif etmesi ve Türkiye'yi bir daha bu meclis üyelerinin yaşanmayacağı şekilde gerekli yasal düzenlemeleri yapması bu Meclis'in önemli görevidir.
'BUNLARI BİR SAVCI TUTUP DA SORGULAYAMIYOR'
Peki, oradaki sorumlular ne olacak? Yerelde sorumlular yargılanacak. Yargı ne karar verirse ona hepimiz de süreçleri yakından takip ederek adil yargılama, delillerin doğru tartışılması, delillerin karartılmaması noktasında hukukçu milletvekillerimizle, barolarla, meslek örgütleriyle birlikte işin üstünde olacağız.
Ama bu işin yerelde değil, daha yukarıda, burada, Ankara'da, tepelerde sorumluları var. Bunları bir savcı tutup da sorgulayamıyor. Örneğin Turizm ve Kültür Bakanı'na sorulacak çok sorunun, arılanacak çok cevabın ve gerçekten sorulacak bir hesabın olduğuna bu milletin yüzde 99,9'u ikna olmuş durumda.
Ama bunu yapmak için bir soruşturma komisyonu kurmak gerekiyor Meclis'te. Bakanlar, Meclis'te kurulacak bir soruşturma komisyonu, bunun kurulma talebi suç duyurusudur.
O dilekçenin Meclis'e gelmesi savcılık aşamasıdır. Meclis'teki komisyonun oluşturduğu raporun oylanması mahkemeye sevktir.