CHP Lideri Özgür Özel: Umut CHP iktidarındadır!

İYİ Parti'den istifa eden Adnan Beker neden CHP'ye katıldı? Özgür Özel, büyük usta Edip Akbayram'ı anarken hangi mesajları verdi? Türkiye'de kadın işsizliği ve kadın cinayetleri hakkında çarpıcı veriler paylaşan CHP lideri, İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili ne söyledi? Bolu Kartalkaya'daki yangın faciasını ve adalet arayışını gündemine alan Özel, mücadele mesajları verirken hangi vurguları yaptı? İşte grup toplantısında öne çıkan başlıklar:

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, gündeme dair kritik açıklamalar yaptı. Konuşmasının öncesinde İYİ Parti'den CHP'ye katılan Adnan Beker'e rozet takan Özel, Beker'in partisine katılımını büyük bir coşkuyla kutladı. Beker, katıldığı toplantıda, 'Buradayım çünkü birlik ve beraberlik içinde bir şeyleri değiştirebileceğimize inanıyorum. İnşallah partimizi hep birlikte iktidara taşıyacağız' diyerek, Cumhuriyet Halk Partisi'ne olan inancını ifade etti.

Özgür Özel, konuşmasına geçtiğimiz pazar günü hayatını kaybeden büyük usta Edip Akbayram'ın vefatını duyurarak başladı. Akbayram'ın sadece şarkılarıyla değil, yaşamı ve mücadelesiyle de halkın kalbinde iz bıraktığını belirten Özel, 'Her dönemin insanı olmadı. Her dönem insanlıktan yana oldu' dedi. Akbayram'ın mücadelesinin ve sözlerinin partililere her zaman ilham verdiğini vurgulayan Özel, onun izinden giderek, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kararlılıkla yoluna devam edeceğini belirtti.

CHP Lideri Özel'in yaptığı açıklamalardan öne çıkan başlıklar şu şekilde:

'Geçtiğimiz pazar akşamı Büyük Usta Edip Akbayram'ın vefat haberini büyük bir üzüntüyle öğrendik. Bu dakikalarda çok sayıda milletvekili arkadaşımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, belediye başkanlarımız, il örgütümüz cenaze törenindeler. Edip Akbayram yalnızca şarkılarıyla her birimizin hayatında iz bırakmış bir müzisyen, bir sanatçı değil, aynı zamanda yaşantısıyla da bizlere örnek olan bir mücadele insanıydı. Her daim işçinin, emekçinin, ezilenin hikayesini anlattı. Kendi tabiriyle ezilenlerin melodik sesiydi. Cumhuriyetin sanatçısıydı. Cesaretini halktan alıyordu. O yüzden herkesin hocaefendi diye peşinden koştuğu zamanlarda FETÖ örgütünün ödülünü reddetme cesaretini gösterebilmişti. Türküler Yanmaz albümünü Madımak'a adadı. Her dönemin insanı olmadı. Her dönem insanlıktan yana oldu.
Bizler bu salonda bulunan herkes ne zaman ayağımız takılsa, sendelesek ayağa kalkarken hep onun bir şarkısıyla ayağa kalktık. Şehirleri, ilçeleri kaybettik. Büyük şehirleri kaybettik zaman zaman. Seçimleri kaybettik. Bir sonrası için inanın çocuklar dedi. İnanın motorları maviliklere süreceğiz. Güzel günler göreceğiz dedi. Düştüğümüz yerden kalktık. Birbirimizin elinden tuttuk. Ayağa kalktık. Sonra sonra Edip ağabey haklı çıktı. Çıkmadı mı? Ankara'da güzel günler görmedik mi? İstanbul'da güzel günler görmedik mi? İnanın çocuklar, inanın güzel günler göreceğiz ve hep birlikte motorları maviliklere süreceğiz. Türkiye'de de güzel günler göreceğiz. Edip ağabey sana söz veriyoruz. Selam olsun sana. Güzel günler göreceğiz ve senin huzuruna bir kez de böyle geleceğiz.

'BUGÜN 100 KADINDAN 38'İ TÜRKİYE'DE İŞSİZ'

Açılışta selamladım. Bugün ülkenin dört bir yanından gelen emekçi kadınlar aramızda. En başta şehit anneleri gaziler, eşleri engelli evladı olan anneler, çiftçi kadınlar, emekli kadınlar, kooperatifçi kadınlar, afetzede kadınlar salonumuzdalar ve her biri dertlerini, her bir hafta bu kürsüden dile getiren ve bu kürsüyü onların kürsüsü haline getiren Cumhuriyet Halk Partisi'yle tüm bir yıl gösterdikleri dayanışmayı 8 Mart'ın öncesindeki salı günü göstermek için buraya koştular, geldiler.

Başımız gözümüz üstüne geldiler. Hepinizin karşısında saygıyla eğiliyorum. Ayrıca son yıl Polonez işçilerinin, Agrobay Seracılık'taki emekçi kadınların mücadelelerinin, Perfetti Van Melle'deki işçi kadınların, Mersin Tarsus sebze meyve halindeki kadınların mücadelesinin, Sakarya'nın Organize Sanayi Bölgesi'nde alın teri akıtan kadınların bu grup her daim yanında oldu.
Bundan sonra da kim haksızlığa uğruyorsa, kim mücadele ediyorsa onların yanında, kadın mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz. Türkiye geniş tanımlı kadın işsizliğinde yüzde 38'le tarihi zirvede. Yani bugün 100 kadından 38'i Türkiye'de işsiz. Kayıt dışı işlerde çalışan kadınların oranı ise yüzde 34. Bu tablo kadınların emeğinin sistematik olarak görmezden gelindiğinin, sömürüldüğünün, sosyal adaletin erezyona uğratıldığının en önemli kanıtı.

Türkiye'de en önemli sorun kadına karşı şiddet durmuyor. 2024 yılını 445 kadın cinayeti ile kapattık. 2025'in bu kısa 2 ayında rakam 64'ü buldu bile. Kadınların maruz bırakıldığı şiddetin kaynağı sistemin ta kendisi. Ne oluyorsa bu ülkede, ne oluyorsa bu kadınlara iyi gelmiyor. Kadına karşı şiddete iyi gelmiyor. Kadın cinayetlerine iyi gelmiyor. Bu konuları uzun uzun konuştuk. Hafta boyunca konuşmaya devam edeceğiz. Madem ki Meclis çatısı altındayız, buradan salondaki kadınların huzurunda Türkiye'deki tüm kadınlara bir sözümüzü bir kez daha hatırlatalım. 100 yıl önce olduğu gibi 100 yıl sonra da.

'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ YENİDEN YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ'

100 yıl önce olduğu gibi 100 yıl sonra da Umut Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarındadır. O iktidar olunduğunda bu bu meclise bir kez daha geldiğinizde belki bu salonda olmayacağız. İktidar partisi olduğumuz için daha büyük bir salonda olacağız. Koca koca grubumuz burada. Sizler yukarılarda olacaksınız ve sizin gözünüzün içine bakarak bugünü hatırlatacağım ve diyeceğim ki hoş geldiniz. Buraya size verilen sözü tutmanın mutluluğuyla çıkmış durumdayım. İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe aldı Türkiye Büyük Millet Meclisi. O gün bugünü hatırlayacağız. Tarihe not bırakıyorum bunu.
Tarihe not olarak düşüyorum. Bu grup İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe koyana kadar mücadeleniz mücadelemizdir. Şimdi şimdi maalesef aslında bu içinde bulunduğumuz zor şartlardan nasıl bir umuda doğru yolculuğumuzun olduğunu, nasıl kararlı olduğunuzu, nasıl kararlı olduğumuzu gördük. Bizim bizim kitabımızda korkuya yer yok. Bizim kitabımızda umutsuzluğa teslim olmaya, yılgınlığa yer yok. Ama bu memleketi yıldırmak, umutsuzluğa sürüklemek, umudu değil korkuyu ve baskıyı örgütlemek isteyenler var. Onların yaptıklarına karşı kısa kısa değinmek, hatırlatmak, gördüğümüzü ve ne yaptığımızı söylemek durumundayım.
Bu gündemi bu olumsuz gündemi yaratan biz değiliz. Ama bu gündemde olanları da yalnız bırakacak halde değiliz. Biz pazar günü bugünü de organize eden Kadın Kolları Genel Başkanımızın önerisiyle öncülüğüyle Bolu Kartalkaya'daydık. Yanan o utanç otelinin önündeydik. Karanfilleri bıraktık. Mevlütler okundu camilerde. Orada duamızı yaptık ve Bolu'da hayatını kaybeden bir aileden 8 kişinin iki anne, iki baba dört torun. Onları mezara koymuş, bir başına kalmış bir dedenin yanındaydık kırkında. Ya da bir anneannenin torunu ve annesi, kendi evladı kızı ve kızının kızını toprağa vermiş bir annenin yanında.

Bu büyük acı 40. gününde ilk gün 40 mum yanıyordu yüreğimizde. Söndü söndü söndü. O bir mum kaldı. Yüreği taş kesenlere karşı işte bu salon ve bu salonla birlikte Kartalkaya'ya adalet isteyenler o bir ateşi yüreklerinin altını yakan bir mumu hiç söndürmeyecek olanlardır. Biz o bir mumu Soma için de söndürmüyoruz. Biz o bir mumu infilak eden havai fişek fabrikasında hayatını kaybedenler için de söndürmüyoruz. Afyon için de söndürmüyoruz. Çorlu tren kazası için de söndürmüyoruz. Ermenek için de söndürmüyoruz ve Sivas Madımak için de söndürmüyoruz.'

Bakmadan Geçme