CHP’den “Etki Ajanlığı” suçlamasına sert tepki

Seçim İşleri ile Seçim Güvenliğinden ve Hukuk Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ahmet Doğukan Gül, 'Etki...

Seçim İşleri ile Seçim Güvenliğinden ve Hukuk Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ahmet Doğukan Gül, 'Etki Ajanlığı' olarak tartışılan madde düzenlemesinin gerekçesinde, 'Devletin iç veya dış siyasal yararına yönelik olarak gerçekleştirilen bazı faaliyetlerin cezalandırılması kabul edilmektedir. Bu kapsamda iktisadi, mali, askeri, milli savunma, kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni, teknolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan, kritik altyapılar ve enerji gibi diğer yararlar da devletin iç veya dış siyasal yararları kavramı içinde kabul edilecektir. Dolayısıyla bu gibi yararlar aleyhine gerçekleştirilen faaliyetler de suçun konusunu oluşturabilecektir.' yer alan ifadelerin kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Seçim İşleri ile Seçim Güvenliğinden ve Hukuk Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ahmet Doğukan Gül, basın mensuplarının ajanlık ile suçlanmakla karşı karşıya kalma ihtimaline değinerek,

'Süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na 9. Yardım Paketi hepimizin muayene üzerine sunulacaktır. Tabi hazırlanan 9. Yardım Paketi düzenlemesinin içerisinde kamuoyunda etki yaşanma olarak da tabir edilen bir düzenlemeye yer verilmiştir. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan taslak metinde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye'de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranların hapis cezası ile cezalandırılacağı ifade edilmektedir.

Teklifin yasalaşması halinde başta sizlerle basın mensupları olmak üzere sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler bir nevi düşmanlaştırılacak ve ajanlık olarak değerlendirilme riskiyle karşı karşıya da kalacaklardır. Bu durum aynı zamanda insanların araştırma yapmak ve bilgi toplama hakkında kısıtlamaktadır. Ancak ceza kanunu hepimiz biliyoruz ki amacı hemen hak ve özgürlükleri korumaktır, kısıtlamak değildir. Ancak ceza kanunu hepimiz biliyoruz ki amacı hemen hak özgürlükleri korumaktır, kısıtlamak değildir.

Baskı altına atmak ve basın özgürlüğüne darbe vurmak amacıyla kabul edilebilir bir yönün içeriği olmayan bir düzenlemedir. İktidar, önceki süreçlerde nasıl yargı erkini toplumu ve kamuoyunu sindirme aracı olarak yollandıysa, aynı şekilde bu düzenlemeyi de hayata getirerek yargı erkini bir nevi kullanmayı hedeflemektedir. Hukuki dayanaktan yoksun olan ve ceza hukukunun da ruhuna aykırı olup sorun teşkil eden bu düzenlemeye karşı İl Hukuk Komisyonumuzla birlikte hem hukuksal farkındalık oluşturmak hem de kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bu açıklamayı yapma zorunluluğumuz tbii olmuştur.' şeklinde konuştu.

DEMOKRATİK MUHALEFETİ BASTIRMAK İSTİYORLAR

Avukat, Dr. CHP İzmir İl Hukuk Komisyonu Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Önceki Dönem Başkanvekili Murat Aydın ise söz konusu etki ajanlığı paketini 'baskıcı anlayışın bir aparatı' olarak nitelendirerek, 'Gündemin içerisinde kaynamakta olan bir konuya dikkat etmeliyiz. Çünkü bu konu önümüzdeki süreçte özellikle basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü bakımından ve toplumsal ve siyasal muhalefetin baskı alınması bakımından önem arz edecek. O yüzden en baştan tepkimizi göstermemiz gerekiyor. 30. Yargı Paketi olarak tartışılan ve Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmesi istenen yasa değişikliğinin içerisinde bir suç düzenlemesi var. Yeni bir suç oluşturuluyor. Etki ajanı suçu. En başta ve açıkça söyleyelim. Bu girişim ifade özgürlüğü, demokratik muhalefeti bastırmak için yapılmış bir suç uydurma girişimidir.
Suç uydurulabilir. Hukuk eliyle, yargıya araç kılarak toplumun ve basını baskı altına almak girişimidir. Cumhuriyet Halk Partisi her kademesiyle bu girişime karşı çıkacak ve bu düzenlere vazgeçilmesiyle dair talebini toplumla birlikte yükseltecektir. Türk Ceza Kanunu'nda eklenmesi öngörülen madde, hukuki güvencelerden yoksun, muğlak, siyasi iktidarın istediği gibi eğip bükeceği ibareler taşıyor.
Bu düzenlenenin tek amacı toplumu baskı altına almak. İktidarın hoşuna gitmeyen her çalışmayı, her araştırmayı, her sözü ajanlıkla suçlamaya açık bir hükümle karşılaşırız. her sözü ajanlıkla suçlamaya açık bir hükümle karşılaşırız.
Aslında ifade özgürlüğünün elde kalan son kırıntılarını da yok etmek isteyen siyasi iktidar, iktidarını kaybetme korkusu arttıkça baskıyı arttırmaya ve bu yolda iktidarda kalmaya çalışıyor. Kişilerin ve kurumların araştırma yapması, bu araştırmaların sonuçlarını kamuoyuyla paylaşması ve fikirlerini dile getirmesi suç sayılamaz. Fikirlerini dile getirmesi suç sayılamasın.' ifadelerini kullandı.

LEYLA BİLGİ

Bakmadan Geçme