Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi, Barış Terkoğlu'nu ağırladı
Çiğli Güzeltepe Mahallesi'nde yapımı devam eden Süleymancılar tarikatına ait Kuran İlimlerine ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı yurt inşaatını takibe alan Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi, tarikat yapılanmaları konusunda düzenlediği toplantıda Barış Terkoğlu'nu ağırladı
Geçtiğimiz mayısta kurulan Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi (ÇHTM), Güzeltepe Mahallesi'nde bitmek üzere olan inşaatın Süleymancılar tarikatına ait Kuran İlimlerine ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı'nın yurt inşaatı olduğunu öğrendi, kuruluş toplantısında bu meselenin takipçisi olacağını duyurdu. Meclis üyeleri ve mahalleli ile yapılan toplantılar, Güzeltepe Mahalle Meclisi'nin kurulmasına ön ayak oldu. 2 Temmuz'da, Sivas Katliamı'nın yıldönümünde, "Mahallemizde tarikat yurdu istemiyoruz" sloganıyla yürüyüş düzenleyen ÇHTM, tarikat yurdunun kapısına, “Bu yurt Çiğli halkı tarafından kapatılmıştır” yazılı bir mühür vurdu. Çiğli Belediyesi Fakir Baykurt Salonu'nda gazeteci-yazar Barış Terkoğlu ve ÇHTM Sözcüsü Av. Emel Diril'in katılımıyla düzenlenen, "Türkiye'de Tarikat Gerçeği ve Laiklik Mücadelesi" başlıklı buluşma ile devam etti.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi'nin kuruluş sürecini anlatan ÇHTM Sözcüsü Av. Emel Diril, şunları söyledi; "2023 seçimleri sonrası oluşan meclis, cumhuriyet tarihinin en gerici, en sağcı meclisi. Bu meclis emekçi halkı, yoksulu, cumhuriyetçi birikimi temsil etmiyor, yoksul, emekçi çocukları karanlığa mahkum ederken, çocuklarını okutmak isteyen ailelerin çaresizliğinden yararlanıyor. Devlet eğitime yatırım yapmıyor, yurt yapmıyor. Bilinçli şekilde tarikatlara, cemaatlere bırakıyor. Gördüğünüz gibi, piyasacılık ve gericilik birbirini besliyor. Güzeltepe'de verdiğimiz mücadele Sivas Katliamı'nı planlayan, besleyen, güçlendiren sermaye düzeni ile. Üniversite var, devlet yurdu yok. Konut sorunu ülkenin sorunu iken üniversitenin olduğu yerlere cemaat vakıfları kale gibi yurtlar inşa ediyor. Süleymancılar cemaati yurdunda yangın çıktı. Bununla mücadele, kavga etmek zorundayız. Yaptığımız yürüyüşte mahallelinin attığı slogan şuydu: ‘Güzeltepe, Aladağ olmayacak!' Bu sembolik bir slogan değildi, bu toplumsal hafızayı yansıtıyor. Aladağ'da aynı tarikatın yurdunda 11 kız çocuğumuz yanarak öldü. Tarikatlara, denetimsizliğe, piyasacılığa, gericiliğe kurban gittiler. Ne acı ki aynı tarikat, Güzeltepe'de yurt açmak istiyor. İşletilmeye başlanmayan yurt geçtiğimiz hafta yandı! Çocuklarımız olsaydı, kim hesap verecekti? Güzeltepe'de çocuklarımızı tehdit eden Süleymancılar yurdu, Milli Eğitim Bakanlığı ile Çiğli Belediyesi'nin ruhsatları ile açılıyor. 2020”de CHP'li Çiğli Belediyesi ruhsat vermiş. Yanlıştan dönülsün. Bu karanlık tabloya izin veremeyiz! Toplantının bildirisini dağıtan arkadaşımız, ‘Hava, su, güneş, laiklik' diyordu. Çok anlamlı. Ben de sözlerimi böyle bitireyim: 'Hava,su, güneş, laiklik.'"
Toplantının konuğu gazeteci-yazar Barış Terkoğlu yıllar önce aynı salonda yine cemaat yurtları konusunda toplantıya katıldığını hatırlatarak, “Sadece Çiğli'ye karşı değil, cumhuriyete karşı proje. Cumhuriyet eşitlik devrimi. Dünyanın bütün eşitsizliklerini çözmese de şeklen eşitlik projesi cumhuriyetin, insanların eşitliği felsefesine dayanan yurttaşlık kavramının temeli olduğuna dikkat çekti. Terkoğlu, "Cumhuriyet olmasaydı eğitim herkesin hakkı olabilir miydi? Cumhuriyetten önce ayrıcalıklı sınıfların hakkıydı, cumhuriyet herkese eğitim hakkı verdi. Tarikat yapılanmaları eşitliğe, yurttaşlığa, cumhuriyete karşı. İnsanları sömürmek için örtü. Süleymancıların yurtlarına gidin, yoksul, işçi, asgari ücretle çalışan emekçilerin, inandıkları için verdikleri paralarla inşa edilmiştir. Bu tarikat yapıları, biat etmiş yoksul insanlara kendi inançlarını bıçak gibi çevirip sokmak için üretilmiş. Bursa'daki, Aladağ'daki, Konya'daki tarikatlardan insanlar nasıl çıktılar? Cemaat yapısı kurarsanız, laik, sosyal, demokratik hukuk rejimini ortadan kaldırıp, Türkiye'yi tarikat devletine çevirip, yurttaşların hakkını tarikatların dağıttığı lütfe dönüştürürseniz, insanlar iş, aş bulmak, tedavi olmak için bunların kapısına gider. Türkiye'de laik cumhuriyet rejiminin kendini uygulatır hâle getirmesi, yurttaşları tarikatlara bağımlılıktan kurtaracak. Cumhuriyet, tarikatlardan kurtulma, emekçi, eşitlik, insanları sömürüden kurtarma mücadelesi. O zaman tarikatlardan kurtulabiliriz. Cumhuriyetin kazanımlarını kaybedersek, her şeyi kaybederiz; çocuklarımızı sopayla bekleyen inançlarını sömüren işsizlikle terbiye eden sömürerek terbiye eden yapı olan bu cemaat yurtları var olmaya devam eder. Bu yüzden, bu işin tek bir çözümü var: Emekçi karakterli bir cumhuriyeti yeniden yaratmak" diye konuştu.