Çocuğunun kaçırıldığını söylemişti: Olayın perde arkası ortaya çıktı
Eski eşinin 4 yaşındaki çocuğunu Azerbaycan'a kaçırdığını iddia eden baba Erhan Akıncı'ya, anne Gülzar Hasanova'nın avukatından yanıt geldi. Mahkeme kararıyla çocuğun velayetini aldığını ve yasal yollarla yurt dışına çıktığını belirten avukat Murat Aydın, 'Bir kaçırma söz konusu değil, baba çocuğuyla görüşebilir' dedi. Peki, olayın perde arkasında neler var? Gerçekten bir kaçırma mı, yoksa hukuki bir süreç mi yaşandı? İşte detaylar:
Eski eşi Gülzar Hasanova'nın 4 yaşındaki çocuğunu Azerbaycan'a kaçırdığını öne süren baba Erhan Akıncı'nın iddialarına, Hasanova'nın avukatı Murat Aydın'dan yanıt geldi. Aydın, çocuğun mahkeme kararıyla annesine verilen velayet kapsamında yasal yollarla yurtdışına götürüldüğünü belirterek, 'Mahkemenin kendisine verdiği velayet hakkı kapsamında çocuğunu götürdü. Bir kaçırma söz konusu değil. Babanın çocukla iletişim kurmasına, mahkeme kararı doğrultusunda görüşmesine engel bir durum yok' dedi.
ÇOCUĞUN VELAYETİ ANNEYE VERİLDİ
Bir dönem İzmir'in Bornova ilçesindeki özel bir sağlık kuruluşunda doktor olarak görev yapan Azerbaycan vatandaşı Gülzar Hasanova ile Erhan Akıncı, 2020 yılında hayatlarını birleştirdi. Çiftin evliliğinden G.M.A. isimli bir kız çocukları dünyaya geldi. 2022 yılında boşanma kararı alan çiftin davası sonucunda mahkeme, çocuğun velayetini anne Gülzar Hasanova'ya verdi. Hasanova, mahkeme kararına dayanarak çocuğunu alıp Azerbaycan'a gitti.
Baba Erhan Akıncı ise eski eşinin çocuğunu kaçırdığını iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulundu.
'KAÇIRMA DEĞİL, YASAL HAK'
Anne Gülzar Hasanova'nın avukatı Murat Aydın, müvekkilinin çocuğu mahkeme kararına uygun şekilde Azerbaycan'a götürdüğünü belirterek iddiaları yalanladı. Aydın, Azerbaycan hukukuna göre babanın çocuğuyla görüşme hakkı bulunduğunu vurgulayarak, 'Mahkemenin kendisine verdiği velayet hakkı dahilinde çocuğunu götürdü. Bir kaçırma söz konusu değil. Babanın çocukla iletişim kurmasına, mahkeme kararı doğrultusunda görüşmesine engel bir durum yok. Gülzar Hanım bu boşanma sürecinden sonra mahkemenin kendisine verdiği velayet hakkı kapsamında çocuğunu götürdü. Bir kaçırma söz konusu değil. Babanın çocukla iletişim kurmasına, mahkeme kararı doğrultusunda görüşmesine engel bir durum yok. Azerbaycan hukukuna göre çocukla görüşmekle ilgili işlemleri baba her zaman yapabilir. Gülzar Hanım'ın babayla çocuğun görüşmesini istememek gibi bir durumu söz konusu değil' dedi.
'GÜVENLİK ENDİŞESİYLE ÜLKESİNE DÖNDÜ'
Hasanova'nın boşanma sürecinde ve evlilik boyunca çeşitli olumsuzluklarla karşılaştığını dile getiren Aydın, Gülzar Hasanova'nın Türkiye'de kendisini ve çocuğunu güvende hissetmediği için ülkesine döndüğünü ifade ederek, 'Bu olayların ayrıntısına bu aşamada girmeme gerek yok ama kısaca şunu söyleyeyim. Gülzar Hanım'a evlilik süresince psikolojik ve fiziksel şiddet uygulandı. Eski eşi kendisini hekim olarak tanıttığı halde doktor olmadığını evlendikten sonra anladı. Erhan Bey bazı haberlerde kendisini mühendis olarak ya da yazılım mühendisi olarak tanıtıyor. Bildiğimiz kadarıyla böyle bir işi de söz konusu değil. Gülzar Hanım ve Erhan Bey anlaşmalı boşandılar. Mahkeme çocuğun velayetini anneye verdi' şeklinde konuştu.
'ÇOCUĞUN KAÇIRILDIĞI İDDİASI GERÇEĞİ YANSITMIYOR'
Avukat Aydın, medyada yer alan haberlerin Hasanova ve çocuğunu derinden üzdüğünü belirterek, 'Gülzar Hanım'ın tek kaygısı şu, Türkiye'de kendisi ve çocuğunu güvende hissetmiyor. Burada yaşadığı sorunlar nedeniyle kendi ülkesine, yurttaşı olduğu ülkesine ailesinin yanına taşındı. Orada hekimlik mesleğini yürütüyor. Dolayısıyla çocuğunu kaçırma hele hele sahte belgeyle kaçırma gibi bir durum asla söz konusu değil. Yasal yollardan pasaportuyla yurt dışına çıktılar ve halen de yurt dışında yaşıyorlar. Gülzar Hanım ve çocuğu yayınlanan haberlerden dolayı çok üzüldüler. Sanki bir haksızlık yapmışlar gibi, bir suç işlemişler gibi yansıtılmasından çok rahatsız oldular. Bilakis kendileri mağdur durumdayken kendisi bu tür fiillere maruz kalmışken bu duruma düşmesinden rahatsız oldu' ifadelerini kullandı.
BABA ERHAN AKINCI'DAN İDDİALARA YÖNELİK AÇIKLAMA
İddiaların hedefindeki baba Erhan Akıncı ise konuya ilişkin olarak yazılı bir açıklama yaparak iddiaları yalanladı ve yaşadığı mağduriyeti dile getirdi.
İşte iddiaların hedefindeki Erhan Akıncı'nın o açıklaması:
Kamuoyuna Duyuru
10.02.2025 tarihinde yayınlanan ve gerçeği yansıtmayan bu haber hakkında kamuoyunu doğru bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur.
1. Çocuk, Hukuka Aykırı Şekilde Kaçırılmıştır:
Haberde, çocuğun 'mahkeme kararıyla yasal yollarla yurtdışına götürüldüğü' iddia edilmiştir. Ancak anne, hukuken geçersiz bir kimlikle, hukuka aykırı ancak resmi belgelerde yasal gibi görünen bir pasaport kullanarak çocuğu Azerbaycan'a kaçırmıştır. Ayrıca, Türk mahkemelerinin verdiği kararlarda babanın çocukla her 15 günde bir yatılı olarak ve telefonla düzenli görüşme hakkı olduğu belirtilmiştir. Ancak bu görüşmeler anne tarafından ihlal edilmekte ve çocuğun babasıyla iletişimi engellenmektedir.
2. Baba Çocuğuyla Görüşememektedir, İletişim Bilgileri Bilinçli Olarak Saklanmaktadır:
Babanın çocuğuyla iletişim kurmasına engel olmadıkları iddia edilse de anne telefon hattını kapatmış, herhangi bir irtibat numarası verilmemiştir. Türk mahkemelerine ve İzmir Mağdur Destek Hizmetleri'ne herhangi bir adres veya iletişim bilgisi bildirilmemiştir. Baba, kızının nerede olduğunu, nasıl ulaşacağını bilmemekte ve görüşme hakkı tamamen gasp edilmektedir.
Ayrıca, çocuğun Azerbaycan vatandaşlığına geçirildiği sonradan öğrenilmiş olup, bu konuda ne babaya ne de Türk hukukuna hiçbir bildirim yapılmamıştır. Çocuğun vatandaşlık statüsü dahi hukuka aykırı şekilde değiştirilmiş, bu süreç gizlenmiştir.
3. Anne, Daha Önce de Görüşmeleri Engellemiştir:
Anne, çocuğun İzmir'de bulunan kreşi üzerindeki etkisini kullanarak babanın görüşme haklarını sürekli olarak ihlal etmiş, baskı uygulamış ve çocuğun babasıyla buluşmasını engellemiştir. Ayrıca, işyeri beyanlarına ve ev sahibine yönelik manipülatif söylemlerle Gülzar hasanova kendi babasının ağır yaralı olduğunu beyan etmiş babayı ve diğer herkesi manipüle ederek güveni zedelemiştir, çocuğun kaçırılması sürecini kolaylaştırmak adına çevresini yanıltmıştır.
4. Babanın Mesleği Üzerinden Yapılan İtibar Suikastı Hukuka Aykırıdır:
Haberde babanın mesleğiyle ilgili küçük düşürücü ifadeler yer almakta, bu durum çocuğunun kaçırılmasına karşı yürüttüğü hukuki mücadeleden bağımsız şekilde yalnızca itibarsızlaştırma amacı taşımaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 24-25. maddelerine göre bu, kişilik haklarına açık bir saldırıdır ve hukuki yaptırımları bulunmaktadır.
5. Şiddet İddiaları Gerçeği Yansıtmamaktadır ve İftiradır:
Haberde babanın eski eşine şiddet uyguladığı öne sürülmüştür. Ancak bu iddiaları destekleyen hiçbir resmi darp raporu, açılmış bir dava veya mahkeme kararı bulunmamaktadır. Daha önce alınan uzaklaştırma kararı, fiziksel şiddet gibi yalan beyanlarla çarpıtılarak kamuoyuna sunulmuştur. Bu durum, TCK 267 kapsamında iftira suçunu oluşturmaktadır ve yasal işlem başlatılmıştır.
6. Basın İlkeleri ve Tarafsızlık İhlal Edilmiştir:
Haberde yalnızca çocuğu kaçıran tarafın açıklamalarına yer verilmiş, babadan herhangi bir görüş alınmamıştır. Bu, Basın Kanunu'nun 14 ve 18. maddelerine aykırı olup, hukuki süreç başlatılması için Basın Konseyi'ne ve ilgili mercilere başvurulmuştur.
Avukatlara ve Kamuoyuna Çağrı
Bu durum, yalnızca bir velayet tartışması değil, bir çocuğun babasından hukuksuzca koparılması meselesidir. Bu haberi hazırlayanlar ve olayı hukuka uygun gibi göstermeye çalışanlar, eğer empati yaparlarsa, savundukları şeyin aslında savunulamayacak bir durum olduğunu göreceklerdir. Çocuğunu kaçıran bir ebeveynin hukuka aykırı eylemlerine meşruiyet kazandırmaya çalışmak, hukukun ve vicdanın karşısında durmaktır.
Türk mahkemelerinin kararları açıkça ihlal edilmekte, kaçırılan çocuğun babasıyla iletişimi tamamen engellenmektedir. Çocuğuyla görüşme hakkı elinden alınan bir baba olarak, Türk hukukunun ve uluslararası hukukun gereğini yerine getirmesini, çocuğumun hakkının korunmasını talep ediyorum.
Bu açıklamanın yayınlanmasını talep eder, hukuki sürecin devam ettiğini kamuoyuna duyururuz.
Erhan Akıncı