Dünyanın en büyük donanmasının batışı

Şubat başından itibaren Çanakkale'yi zorlayan İtilaf Devletleri donanması ana saldırısını 18 Mart'ta düzenledi. Kara savunmasının gücü ve Nusret'in döşediği mayınlara çarpan dünyanın en büyük donanması Çanakkale önlerinde batıyordu.

TAKİP ET

Birinci Dünya Savaşı'nı erken bitirmek isteyen İtilaf Devletleri, Çanakkale Boğazı'nı ve İstanbul'u ele geçirmeyi amaçlamışlardır. İtilaf Devletleri Çanakkale Boğazı'nı ele geçirebilseydi, İstanbul düşecek, Osmanlı'nın savaştan çekilmesi ile imparatorluk Rusya'sına destek sağlanacak ve savaşın seyri değişecekti.

Çanakkale harektı fikrinin yaratıcısı ve savunucusu durumunda olan İngiliz Bahriye Bakanı Churchill'in çabaları sonucunda İngiliz Hükümeti de Çanakkale Boğazı'na karşı girişilecek harektın planlarını kabul etmiştir. Çanakkale'yi deniz gücü ile aşma görevi verilen Amiral Carden'in emrinde toplamda 102 parça dünyanın en büyük armadası tarihte ilk defa bir araya getirilerek toplanır. Müttefik Deniz Kuvvetleri Şubat 1915'ten itibaren üs olarak seçilen Yunanistan'ın Limni Adası'na ve Selanik Limanı'na gelmeye başlarlar.

Savunma hattı güçlendiriliyor

Bu esnada Osmanlı İmparatorluğu ise harpten önce çok ihml ettiği Çanakkale Boğazı savunma sistemini geliştirmeye başlar. Bu nedenle önce sahil bataryaları elden geçirilir. Bu bataryalar iç ve dış savunma hattı olmak üzere iki grupta toplanır.

Meteorolojik tahmin, harektın 18 Mart günü yapılabileceğini göstermektedir. Boğaz'ı zorlayan filonun komutanı Amiral Carden durumdan çok ümitlidir, hatta emindir. Nitekim 2 Mart 1915'te Amirallik Birinci Lordu Churchill'e gönderdiği telgrafta '14 gün sonra İstanbul'dayız' diye yazar, meteorolojik tahminin dışında tahmin edemedikleri sürprizlerden habersiz olarak…

10 gün önce döşendiler

Tüm masrafı Osmanlı Donanma Cemiyeti tarafından karşılanan ve Türk mühendislerince Taşkızak Tersanesi'nde yapılan son 26 mayın, İstanbul'dan Selanik gemisi ile getirilmiş ve Yzb. Hakkı Bey komutasındaki Nusrat mayın gemisine yüklenmiştir. O dönemde Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı olan Cevat Paşa'nın verdiği 'mayın hattı döşenmesi' emrini yerine getirmek üzere 360 tonluk Nusrat, 7-8 Mart 1915 gecesinin şafağında Müstahkem Mevki Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi Bey'i de hamilen kalktığı seyirle bu mayınları müttefik donanmasının manevra sahasına, Erenköy önlerindeki Karanlık Liman'a sahile paralel olarak, büyük bir gizlilik içinde döker. Hattın bu şekilde tesis edilmesinde; düşman gemilerinin bombardıman sonunda mevki değiştirme manevralarını Erenköy Koyu'ndaki Karanlık Liman'da yapmalarının, çok iyi değerlendirilmesi etkili olmuş ve müttefik gemilerinin manevra sahasının kirletilmesi ile baskın tesiri yaratılması hedef alınmıştır. İtilf Devletleri mayınlar döküldükten sonraki 10 günlük süre içerisinde bu yeni mayın hattının varlığından haberdar olamamışlardır. İngiliz tarihçi Oglander 'Büyük Harbin Tarihi Gelibolu Askeri Harektı' adlı eserinde, 'Pek müsait başlamış olan gün, bu meçhul mayın hattının o fevkalde ve ortalığı kırıp geçiren başarısı yüzünden tam bir başarısızlıkla sona erdi. Bu 26 mayının deniz savaşının talihi üzerindeki tesiri ölçülemez' demiştir.

18 Mart 1915 Perşembe sabahı, ağır toplara sahip zırhlı gemiler armadası, 3 hat halinde Türk topçu tabyalarını bombardımana tutarak Boğaz'a girmeye başladılar. Bombardıman sonrası I'inci ve II'nci gruptaki gemiler görev değiştirmek üzere geri çekilip, her zaman yaptıkları gibi Anadolu sahillerine, yani Kepez-Erenköy tarafına doğru dönüşlerini tamamlarken, ilk önce Fransız Bouvet, müteakiben İngiliz Irresistible ve Ocean kruvazörleri mayına çarptı ve kısa bir süre içerisinde battı. Ortaya çıkan bu mayın tehlikesi, Amiral de Robeck'i yeni bir karar vermeye zorluyordu. En doğru karar; muharebeyi kesip Boğaz'ın dışına çekilmekti.

İşte müttefik donanmasına bu ağır sürprizi hazırlayan, Yüzbaşı Hakkı komutasındaki mütevazı Nusrat mayın gemisi ile onun kahraman ve cesur personeliydi. Çanakkale Boğazı'nı geçip İstanbul'a girmeyi hayl edenler hayllerini, umutlarını ve gururlarını kocaman çelik tabutlar içinde Çanakkale Boğazı'na gömerek gidiyorlardı.

 

HABER MERKEZİ

Bakmadan Geçme