Dünyanın İlk robot sanatçısı Ai-Da'nın eseri rekor fiyatla satıldı!

Robotlar sanatçı olabilir mi? Yapay zeka sanat dünyasında ne kadar ileri gidebilir?

Beyza Çolak'ın özel haberine göre, sanat ve teknolojinin buluştuğu bir dönüm noktasında, Ai-Da, dünyanın ilk ultra gerçekçi robot sanatçısı, bir Alan Turing portresi ile tarihe geçti. Yapay zeka tarafından üretilen bu eşsiz eser, Sotheby's müzayede evinde yapılan bir satışta 1,32 milyon Amerikan doları gibi rekor bir fiyata alıcı buldu. Peki, bu tarihi satış ne anlama geliyor ve robotların sanat dünyasındaki geleceği nasıl şekillenecek?

İNSANİ ROBOT TARAFINDAN YAPILAN ESER REKOR FİYATLA SATILDI!

Ai-Da, insan benzeri bir humanoid robot olarak, iki yıl süren yoğun bir geliştirme sürecinin ardından yaratıldı. Oxford Üniversitesi ve Birmingham Üniversitesi'nden yapay zeka uzmanları, robotun görsel sanat üretme yeteneğini geliştirmek için sanatçılar ve programcılarla birlikte çalıştı. Ai-Da, adını Ada Lovelace'dan alıyor ve Alan Turing'in portresi gibi önemli figürleri eserlerinde yansıtıyor. Turing, yapay zekanın babalarından biri olarak, robot sanatının anlamını sorgulayan bir figür olarak robotun seçtiği ilk konu oldu.

ESERİN REKOR FİYATI: 120 BİN DOLAR TAHMİNİNE KARŞI 1,32 MİLYON DOLAR

Ai-Da'nın yaptığı "A.I. God. Portrait of Alan Turing" adlı portre, müzayede öncesinde 120 bin ile 180 bin Amerikan doları arasında bir fiyatla satışa çıkarıldı. Ancak, satış sırasında gelen 27 teklif ile fiyat beklentilerin çok ötesine geçerek 1,32 milyon dolara ulaşarak bir rekor kırdı.

Sotheby's, bu satışın "modern ve çağdaş sanat tarihindeki önemli bir an" olduğunu belirterek, yapay zeka teknolojilerinin sanat dünyasıyla giderek daha fazla iç içe geçtiğini vurguladı. Bu gelişme, teknolojinin sanatı nasıl dönüştürdüğünü ve sanat piyasasında nasıl bir etki yarattığını gözler önüne seriyor.

-DA'NIN SANAT ANLAYIŞI: YENİ TOKNOJİLER VE ETİK SORULAR

Ai-Da, sanatının değerinin yeni teknolojiler hakkında diyalog yaratma ve izleyicileri yapay zekanın ve bilgisayar teknolojilerinin doğası üzerinde düşünmeye davet etme kapasitesinde yattığını söylüyor. Robotun yapay zekası, sadece görsel bir ürün ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda etik ve toplumsal soruları gündeme taşıyor.

Ai-Da'nın yaptığı portre, sadece görsel bir tasarım değil, aynı zamanda bir düşünsel tartışma. Turing, yapay zekanın doğasını sorgulamış bir matematikçi olarak, bu portreyle insanlık ve teknoloji arasındaki ilişkinin derinliklerini keşfetmeye davet ediyor.

Aİ-DA'NIN ESERİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Ai-Da, Turing'in bir fotoğrafına bakarak, stil, renk, ton ve dokuyu seçerek portreyi oluşturdu. Ancak robot, yalnızca teknik değil, insan benzeri düşünsel süreçlerle yönlendirildi. Ai-Da, tasarım sürecinde, "iyi amaçlarla yapay zeka" üzerine bir tartışma yürüterek Turing'in portresini yaratma fikrini ortaya koydu. Aidan Meller, Ai-Da'nın tasarımcısı ve lideri, eserin “soluk tonları ve kırık yüz hatlarının” Turing'in karşılaştığı "yapay zekayı yönetirken yaşanan zorlukları" simgelediğini belirtiyor.

SANAT VE BİLİM ARASINDAKİ KESİŞİM: Aİ-DA'NIN YERİ

Ai-Da, sanatın toplumsal ve kültürel değişimlere nasıl ışık tutabileceğini sorgulayan önemli bir figür haline geldi. Aidan Meller, Ai-Da'nın eserlerinin “büyüleyici ve etkileyici” olduğunu belirterek, yapay zekanın gücünün nasıl kullanılacağı ve bu gücün küresel yarışta bizi hangi yöne götüreceği üzerine önemli sorular ortaya koyduğunu ifade etti.

Turing'in portresi, yapay zekanın gelişiminin etik ve toplumsal sonuçlarını sorgulayan bir sanat yapıtı olarak, insanlık için derin bir anlam taşıyor.

GELECEĞİN SANATÇISI KİM OLACAK

Ai-Da'nın başarısı, robotların sanat dünyasında ne kadar büyük bir yer edinebileceğinin bir göstergesi. Teknolojinin sanata entegrasyonu, sanatçı kimliğini ve yaratıcılığını yeniden tanımlamaya başlıyor. Bu durum, gelecekte robotların sadece üretim araçları değil, aynı zamanda sanat dünyasının önemli oyuncuları haline gelebileceğini gösteriyor.

Ai-Da, sanatını sadece bir ürün olarak değil, insanlık ve teknoloji arasındaki ilişkiyi anlamak için bir araç olarak sunuyor. Bu da, sanat ve yapay zeka arasındaki kesişimin sadece estetik değil, felsefi ve etik bir boyut taşıdığını gözler önüne seriyor.

Bakmadan Geçme