Ege Bölgesi için 'kömür' uyarısı
Enerji, iklim değişikliği gibi konularda uluslararası otorite olarak kabul edilen The London Energy Club Yönetim Kurulu...
Enerji, iklim değişikliği gibi konularda uluslararası otorite olarak kabul edilen The London Energy Club Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öğütçü, Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği'nin (ESİAD) konuğu oldu. 'Küresel Sınamalar Işığında Enerji Arzı ve Güvenliği' başlıklı toplantıda konuşan Öğütçü, yeni dünya düzeninde enerji güvenliğinin dinamiklerini, oyun geliştiricilerin neler olduğunu ve bu durumun Türkiye'yi nasıl etkilediğini anlattı. Türkiye'nin enerjide, özellikle de fosil yakıtlarda yüzde 90'ın üzerinde dışa bağımlı olduğunu belirten Öğütçü, 'Doğalgazda yüzde 98, petrolde yüzde 95, kömürde yüzde 50'nin üzerinde ithalatımız var. Bu nedenle enerji aslında hem ekonomimizin hem jeopolitikamızın bel kemiği. Türkiye artık ağır sanayiden, katma değeri yüksek ve daha az enerji tüketen akıllı sanayilere, teknolojilere geçmek zorunda. Eğer bunu yapmazsak, enerji konusunda zaten kıt kaynaklara sahip bir ülke olarak daha da sıkıntı çekeceğiz. Enerji ithalatına geçen yıl 96.5 milyar dolar enerji ithalatına harcamış bir ülkeyiz. Bu yıl belki 100 milyarı da geçeceğiz. Türkiye'nin cari açığında çok büyük bir pay bu' dedi.
GÜVENLİK MESELESİ
Bölgesel bazda enerjinin nasıl üretilip dağıtılacağının da büyük önem taşıdığını dile getiren Öğütçü, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Ege jeotermalin neredeyse anavatanı. Dünya jeotermal kapasitesinin neredeyse yüzde 10'u Türkiye'de ve bunun tamamına yakını Ege'de. Rüzgar ve güneş enerjisinde de önemli bir bölge. Ama bu bölgede kömürü kullanmamak lazım. Bu bölgede nükleer olmaz. Çünkü turistik bölgeler yeşil alanlar var. Dolayısıyla coğrafyaları öyle bir seçeceksiniz ki nerede doğalgaz, nerede kritik mineral, nerede rüzgar, güneş, jeotermal, hidrojenden enerji üretilecek, bunları doğru belirleyeceksiniz. Bunları Ankara'dan yapmak lazım. Sadece piyasa mekanizmasına bırakılmayacak kadar önemli. Çünkü enerji stratejik bir alandır ve aynı zamanda milli güvenlik meselesidir. Gıda, enerji suyun ikmal güvenlikleri birbiriyle bağlantılıdır. Su olmadan enerji olmaz, enerji olmadan gıda olmaz. Üçü birbiriyle bağlantılıdır. Bu üç alanda denklemi iyi kuramadıysanız her zaman sıkıntı yaşarsınız.'
ÇÖZÜM YENİLENEBİLİR ENERJİDE
Enerji arz güvenliği ve iklim değişikliği krizine karşı çözümün yenilenebilir enerji kaynakları olduğunu ifade eden ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu da şöyle konuştu: Başta rüzgar, güneş, hidrolik, jeotermal, biyokütle olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi giderek artıyor. Uluslararası Enerji Ajansı-UEA tespitlerine göre, temiz enerji teknolojisi yatırımlarının bu yıl 1,7 trilyon doları geçeceği ve sadece güneş enerjisine yatırımın dünyada, petrol üretim yatırımlarını ilk kez geride bırakacağı öngörülüyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının 2025'in başlarında kömürü geride bırakarak küresel elektrik üretiminin en büyük kaynağı haline geleceğı öngörülüyor. 2050 yılına kadar, elektrik üretiminin neredeyse yüzde 90'ının yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacağı tahmin ediliyor. Bu bağlamda, temiz enerji teknolojilerinin tüm dünyada hızla gelişiyor olması anahtar unsur. Yükselen enerji fiyatları ülkemiz ekonomisi bakımından da hayati bir mesele. Türkiye'nin enerji ithalatı için ödediği tutar 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 90,5 artış kaydederek 96,5 milyar dolara yükseldi. Bu yılın ilk 5 ayında ise enerji ithalatımız 31,7 milyar dolar seviyesinde. Ülkemizde de farklı enerji türlerinde, yenilikçi, inovatif üretim sistemlerine geçilmesi, enerjide dışa bağımlılığımızın azalması bakımından hayati önem sahip.'
Haber Merkezi