Ege'de deprem fırtınası devam ediyor: Tsunami riski gündemde!
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, Ege Denizi'nde süren deprem fırtınasının şu an için Türkiye'ye doğrudan bir tehdit oluşturmadığını ancak 6 ve üzeri büyüklükteki depremlerin tsunami riskini artırabileceğini belirtti.
Ege Denizi'nde Santorini Adası'nın kuzeydoğusunda bir haftadır süren deprem fırtınasında en büyüğü 4,9 olmak üzere 500'ün üzerinde sarsıntı meydana geldi.
Ege Denizi'nde, Santorini Adası'nın kuzeydoğusunda son bir hafta içerisinde en büyüğü 4,9 olan 500'ün üzerinde sarsıntı kaydedildi. Uzmanlar, bölgedeki depremleri 'deprem fırtınası' olarak nitelendirirken, Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, şu an için Türkiye'ye doğrudan bir tehdit olmadığını ancak 6 ve üzeri büyüklükteki depremlerin tsunami riskini artırabileceğini belirtti.
EGE'DEKİ DEPREMLERİN SEBEBİ NE?
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), 28 Ocak'tan bu yana büyüklüğü 4,8'e ulaşan 400'ün üzerinde, son günlerde ise 4,9'a varan 100'ün üzerinde sarsıntı meydana geldiğini duyurdu.
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Önalan, depremlerin bölgedeki aktif faylarla bağlantılı olduğunu ve Ege Denizi'nin dünyanın en aktif sismik bölgelerinden biri olduğunu belirtti. Önalan, Afrika levhasının Ege plakasının altına dalması ve Anadolu levhasının yılda ortalama 2,5 santimetre batıya kayması nedeniyle Ege Bölgesi'nde sıkışma rejiminin oluştuğunu ifade etti.
'KAYALARDA DEFORMASYONLAR MEYDANA GELİYOR'
Başkan Önalan, bölgedeki sarsıntıların büyük volkanik hareketlerle bağlantılı olabileceğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
'Yunanistan'ın güneyinden başlayıp Girit Adası'nın güneyini kat edip Anadolu topraklarına doğru devamı olan bir Girit süturu var. Zon (kuşak) boyunca Afrika levhası Ege plakasının altına dalıyor. Diğeri de Anadolu levhası. Yıllık ortalama 2,5 santim batıya doğru kayıyor. Burada bir sıkışma rejimi var. Bu sıkışma rejimi, Ege bölgesinin depremselliğini tanımlayan bir durum. Burada geçmişte çok büyük depremler ve büyük volkanik hareketler olmuş. Bu depremleri 'deprem fırtınası' olarak nitelendiriyoruz. Bunun iki nedeni var. İlki, sığ derinliklerde gerçekliyor. Derinlikler yaklaşık 1 ile 5 kilometre arasında. Biraz uzaklaştıkça 7-8 kilometreye kadar gidiyor. Deprem büyüklükleri de 3 ile 4 arasında seyrediyor. Zaman zaman 5'e yükseliyor. 3 gündür devam eden depremler söz konusu. Magmanın ısıttığı hidrotermal sular yukarıya doğru hareket edince kayaların içerisinde bir basınç oluşturuyor. Bu basınçla birlikte kayalarda deformasyonlar meydana geliyor. Çok büyük deformasyonlar bu depremlere neden oluyor diye düşünüyoruz. İlki, bu depremlerin gittikçe sönümlenerek belli bir noktada artık durağın hale gelmesi. Fakat 3 gündür devam eden bir stabil durum var. İkincisi istemediğiniz bir durum. Çok büyük bir depreme evrilmesini hiç istemiyoruz. Şu andaki durum bize, depremlerin belli bir noktada duracağını gösteriyor ama bunlar kesin değil, sadece tahmin.'
DEPREM RİSKİ VE TSUNAMİ TEHLİKESİ
Başkan Önalan, yaşanan sarsıntıların şu an için Türkiye'ye doğrudan bir etkisinin olmadığını ancak depremlerin büyüklüğü 6 ve üzerine çıkarsa Ege kıyıları için ciddi bir tehdit oluşturacağını belirtti. Böyle bir durumda kıyılarda tsunami oluşabileceği uyarısında bulunan Önalan, şu ifadeleri kullandı:
'Ancak biraz daha yükselir, sarsıntılar 6 büyüklüğünün üzerine çıkmaya başlarsa kıyılarımız için ciddi bir tehdit olacaktır. Ege kıyılarımızı bir tsunami riski bekliyor, bu gerçekleşebilir. 6 büyüklüğündeki depremin biraz daha yüksek olması durumda kıyılarımız etkilenecektir. Özellikle kıyılarda yapılaşmanın, alüvyonda, dere yataklarında, zayıf zeminler üzerinde gerçekleşen, yapılaşmanın olduğu yerlerde umarım olmaz. Bunu hiç düşünmek bile istemiyoruz.'
VOLKANİK AKTİVİTE RİSKİ VAR
Bölgede yaşanan depremlerin ikinci bir boyutuna dikkat çeken Önalan, Ege Denizi'nde volkanik tehlikenin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Önalan, 10 bin yıl içinde bir kez aktif hale gelen volkanların potansiyel bir tehlike oluşturabileceğini ifade ederek, 'Ege Bölgesi'nde yaşadığımız süre içinde görmediğimiz ama olması muhtemelen bir volkanik tehlike de var. Ne zaman olur bilemiyoruz. 10 bin yıl içerisinde bir defa harekete geçen bir volkan. Hiç istemediğimiz bir durum. Fakat Ege Bölgesi'nde böyle bir volkanik tehlike de elbette ki var' dedi.
'KENTLERİN NÜFUSU AZALTILMALI'
Başkan Önalan, Türkiye'nin doğal afetlere karşı halen büyük riskler taşıdığını ve yanlış yapılaşma politikalarının riskleri artırdığını belirtti. İzmir gibi büyük şehirlerde yapılaşmanın diri fay hatları üzerinde yoğunlaştığını vurgulayan Önalan, şu uyarılarda bulundu:
'Tehlike başka bir şey, risk başka bir şeydir. Biz yapılaşmada çok fazla risk aldık. Hiç yapılaşmaya gidilmemesi gereken yerleri imara açtık. Bayraklı'yı, Çiğli'yi imara açtık. Buralar tarım yapılması gereken yerler. İnciraltı'nı hala imara açmaya çalışıyoruz. Türkiye'de 24 tane kent diri faylarının üzerinde. Kentlerimiz nüfusu çok fazla. İzmir'in alt yapısı 4,5 milyonluk bir nüfusu taşıyacak durumda değil. Çok acil olarak uzun vadede afet planlarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. 30 yıl içerisinde büyük kentlerimizin nüfusunu yavaş yavaş azaltmamız gerekiyor. Bu nüfus yoğunluğu devam ettiği müddetçe, bizim afetlerle ilgili kısa vadede yapacağımız ne yazık ki hiçbir şey yok. Buna kentsel dönüşüm de dahil.'