Feminen Çağdaş Dans Performansı

Genel Sanat Yönetmenliğini Duygu Uysal Simrooğlu'nun, koreograflığını çağdaş dans sanatçısı Cansu Ergin'in üstlendiği Feminen Çağdaş Dans...

Genel Sanat Yönetmenliğini Duygu Uysal Simrooğlu'nun, koreograflığını çağdaş dans sanatçısı Cansu Ergin'in üstlendiği Feminen Çağdaş Dans Performansı'nda 8 kadın, hem kendine hem birbirlerine tanık olarak duygularını ve benliklerini keşfetme fırsatı bulurken, seyirciyi de bir farkındalık yolculuğuna çıkaracak.

Duygu Uysal Simrooğlu, Feminen'in hikayesini ve konseptini oluşturduktan sonra 2018'den bu yana birlikte çalıştığı Çağdaş dans eğitmeni Cansu Ergin'e projenin koreograflığını teklif etti. Sonrasında İksev aracılığıyla 18-40 yaş arası dansçılara bir duyuru yapıldı. Seçmelerde dansçıların fiziksel yetkinliği ile birlikte duygusal ve bedensel farkındalığı, kendini beden aracılığıyla ifade edebilme yetisine dikkat edildi.

 ESERİN HİKAYESİ

 Duygu Simrooğlu ilkokul ve lise hayatı boyunca koreografilerini kendi hazırladığı danslarla, arkadaşlarıyla sahne aldı. Üniversite sonrasında ise, fikrini kendisinin yarattığı bir projenin yapımcılığını yapmak, Duygu Simrooğlu'nun çocukluk hayaliydi. Feminen, modern dünyada kadının bir çok yönünü aynı yaşamda yaşayabilmesi fikrinden ortaya çıktı. Kadının kendisi olabilmesi için öz ebeveynliğin dört adımından geçmesi gerekiyordu. Birincisi duyguları tanımak ve yaşamaya izin vermek. İkincisi sağlıklı sınırlar koyabilmek. Üçüncüsü kendini takdir etmek. Dördüncüsü ise oyun, cinsellik ve yaratıcılık. Bu araçları kullanan kişi aslında kendini keşfetme yolunda bir yolculuğa çıkıyor. Tabii ki bu hikaye; koreograf Cansu Ergin her bir dansçının kendini birey olarak ifade etmesine alan açtıkça dönüştü. Sahnedeki her bir kadın dansçı, hem kendi hikayesini dans aracılığıyla anlatma, hem de birbirinin hikayesine tanık olma olanağı yakaladı. Her hareket bir varoluşa dönüştü. Kadının farklı yönlerini yaşaması konusu, her kadının kendisi olabilmesiyle hayat buldu.

İZLEYİCİNİN KURDUĞU BAĞ

 İzleyiciler kendi hayatlarında kendileri ile ve etraflarındakilerle yaşadıkları çatışmaları ve tüm bunların içinde kendi olma arzusunu ve bir seyircimizin deyişiyle hayata dair bir çok duyguyu deneyimleyebilirler.

PROJENİN SANATÇILARA KATKISI

Öncelikle performans günümüz ve festival tarihleri 6 ay kadar ertelendi. Ancak bu zorluk bize avantaj olarak döndü. Dansçılar olarak, çağdaş dansta teknik yeterlilikle birlikte, kendine yakın olabilme, duyguları şeffaflıkla hayattan bir an gibi yaşayabilme yetisinin de önemli olduğunu öğrendik. Toplu bir koreografide dansçıların birbirleriyle iletişimlerinin ve prova esnasında ve dans dışında yaptıkları paylaşımın dansı doğrudan olumlu yönde etkilediğini tecrübe ettik.

Haber Bülteni 

Bakmadan Geçme