Gıda güvenliği alarm veriyor: İşte en riskli alanlar

Dünya Gıda Günü, Türkiye'de gıda güvenliği konusunu yeniden gündeme taşıdı. Son denetimlerde sağlıksız gıdaların ortaya çıkması, tüketicilerin beslenme hakkı ile ilgili endişelerini artırdı. Fiyatlardaki yükseliş sağlıklı gıdaya ulaşmayı zorlaştırırken, düşük gelir grupları ciddi sıkıntılar yaşıyor.

ÇOCUKLAR BESLENEMİYOR
Dünya Gıda ve Tarım Örgütü'nün verilerini değerlendiren Prof. Dr. Ramazan İnci, yetersiz beslenme oranlarının alarm verici seviyelere ulaştığını belirtti. Özellikle kadınlar ve çocukların en fazla etkilenen gruplar arasında olduğunu söyleyen Prof. Dr. İnci, “İnsan, hayvan ve çevre bütüncül olarak ele alınmalı” dedi.

16 Ekim 2024, Dünya Gıda Günü, Türkiye'de önemli bir konuyu yeniden gündeme taşıdı. Son dönemde yapılan denetimlerin ardından güvenli olmayan gıdalar kamuoyuna duyuruldu ve medyada geniş yankı buldu. Artık yediğimiz ve içtiğimiz her şeyden şüphe eder hale geldik. Tükettiğimiz gıdaların sağlıklı olup olmadığı konusunda endişelerimiz giderek artıyor. En temel ihtiyacımız olan gıdalar hakkında bile güven sorunu yaşıyoruz. Peki, bu nasıl düzeltilebilir?

Ege Üniversitesi Temel Tıp Bilimleri Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı'ndan emekli Prof. Dr. Ramazan İnci'ye konuyu sorduk. Prof İnci bakın neler anlattı.

TEMEL İHTİYAÇLARDAN BİRİ

Hava ve sudan sonra, insan yaşamının sürdürülebilmesi için en temel ihtiyaçlardan biri de gıdadır. Bu ihtiyaç, herkesin yeterli ve sağlıklı besine erişimini zorunlu kılar. Gıda hakkı, tıpkı yaşam, özgürlük, çalışma ve eğitim gibi Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ve uluslararası sözleşmeler tarafından tanınan temel insan haklarından biridir. Ancak Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) verilerine göre, dünyada yaklaşık 3 milyar insan sağlıklı gıdaya erişim sağlayamıyor. Yetersiz beslenme, mikro besin eksiklikleri ve obezite gibi sorunlar neredeyse her ülkede yaygın. Sağlıklı gıdaya erişimin kısıtlı olduğu birçok yerde insanlar, daha ucuz ve sağlıksız alternatiflere yönelmek zorunda kalıyor. Bu da dünya genelinde ciddi bir halk sağlığı sorununa yol açıyor.

DÖNÜŞÜME GEREKSİNİM VAR

Gıda güvensizliğini tetikleyen faktörler arasında çatışmalar, iklim krizi ve ekonomik şoklar önemli yer tutuyor. Tarımsal gıda sistemleri, iklim değişikliğinin etkileri başta olmak üzere, afetlere ve krizlere karşı oldukça savunmasız. Bu nedenle tarımsal gıda sistemlerinin dönüştürülmesi artık kaçınılmaz bir ihtiyaç haline geldi. Böylece hem iklim değişikliğiyle mücadele edilebilir hem de herkes için daha barışçıl, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gelecek sağlanabilir.

SAĞLIKSIZ ETLER HAYATİ BİR KONU

Son günlerde, özellikle sağlıksız etlerin pazarda yer almasıyla birlikte gıda güvenliği tartışmaları artmış durumda. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yaptığı denetimler sonucunda, piyasada sağlıksız etlerin varlığı tespit edildi ve kamuoyuna duyuruldu. Sağlıksız etler, mikropların yayılması için büyük bir risk teşkil ederken, bu etler aracılığıyla bakteriler, virüsler, parazitler ve toksik maddeler insanlara bulaşabiliyor. Geçmişte yaşanan trişinelloz gibi vakalar, sağlıksız et tüketiminin yol açabileceği ciddi sağlık risklerini bize hatırlatıyor. Gıda güvenliğinin sağlanması, halk sağlığını korumanın vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu noktada, veteriner hekimlerin denetim süreçlerindeki rolü büyük önem taşıyor. Son yıllarda artan gıda fiyatları, birçok insanın sağlıklı beslenmeye erişimini zorlaştırıyor. Yükselen fiyatlar ve düşen alım gücü, sağlıksız gıda tüketimini teşvik ediyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM

Bu yıl Dünya Gıda Forumu'nun belirlediği tema, ‘Bugün ve yarın için, herkes için iyi gıda' oldu. Bu tema, sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemini vurguluyor. Sağlıklı gıdalar; enerji alımında dengeyi sağlayan, çeşitli ve besin ihtiyaçlarını karşılayan ürünlerdir. Ancak bu hedefe ulaşmak için tarımsal gıda sistemlerine yapılan yatırımların artırılması ve yenilikçi yaklaşımların benimsenmesi gerekiyor. Sürdürülebilir tarım, biyolojik çeşitliliğin korunması ve doğal kaynakların sorumlu kullanımı gibi konular, sağlıklı bir gıda sisteminin temelini oluşturur. Türkiye'de tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması ve ormanlık alanların tahrip edilmesi, bu hedeflere ulaşmayı zorlaştıran faktörler arasında yer alıyor. Gıda kaybını ve israfını önlemek, temiz enerji kaynaklarına yönelmek ve tarımsal gıda sistemlerine daha fazla yatırım yapmak, daha iyi bir gelecek için atılması gereken adımlar arasında.

SIFIR AÇLIK HEDEFİ

Dünya genelinde gıda güvenliği denetimleri sıklaştırılsa da sağlıklı beslenmeye ulaşmak hala zor. Bu zorluk, Birleşmiş Milletler'in 2030 yılına kadar amaçladığı ‘sıfır açlık' hedefine ulaşma olasılığını tehlikeye atıyor. Özellikle düşük gelir grupları, sağlıklı beslenmeye ekonomik olarak erişmekte ciddi sıkıntılar yaşıyor. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü'nün raporlarına göre, 15 ila 49 yaş arası kadınlar arasında obezite ve kansızlık oranları alarm verici düzeyde artmış durumda. Çocuklar ise birçok ülkede hala yetersiz besleniyor. Bu tablo, gelecekte sağlıklı nesiller yetiştirmek için gıda sistemlerinin köklü bir şekilde dönüşüme ihtiyacı olduğunu gösteriyor.

TEK DÜNYA, TEK SAĞLIK

Sağlık, insan, hayvan ve çevre arasında koparılamaz bir bağ içerir. Tek Sağlık (One Health) yaklaşımı, bu bağı en iyi açıklayan çerçevelerden biridir. İnsan sağlığı, hayvan sağlığı ve çevrenin sürdürülebilirliği, birbirine bağlı olarak ele alınmalı ve bu bütüncül yaklaşımla korunmalıdır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Birleşmiş Milletler Çevre Programı, Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü, Tek Sağlık yaklaşımını benimseyerek insan, hayvan ve çevre sağlığı için birlikte çalışmayı teşvik ediyor. Antimikrobiyal direnç, aşırı gübre kullanımı, toprak bozulması ve zoonotik hastalıklar gibi sorunlar, bu yaklaşımın ele aldığı başlıca konular arasında yer alıyor.

Unutmayalım ki tek bir dünyamız ve tek bir sağlığımız var. Bu nedenle, sağlıklı bir gelecek için tarımsal gıda sistemlerimizi dönüştürmek ve sürdürülebilir çözümler üretmek artık bir zorunluluk haline geldi.

Kaynak: Yeni İzmir Gazetesi

Bakmadan Geçme