Hacer Foggo: Üniversite okumaya giden öğrenci aynı zamanda çalışmak zorunda kalıyor!
Turgay Kılıç/YENİ İZMİR- Informal Economy, dünya'da 37 ülkede 'İstihdamda, eğitimde ve öğretimde olamayan gençler' konulu araştırmasına...
Turgay Kılıç/YENİ İZMİR- Informal Economy, dünya'da 37 ülkede 'İstihdamda, eğitimde ve öğretimde olamayan gençler' konulu araştırmasına 15 ve 29 yaş arası gençleri dahil etti. Eğitime ve öğretime katılamayan gençlere yönelik birçok ülkede gerçekleştirilen araştırmada Türkiye yüzde 27,9 oranıyla ilk sırada yer aldı.
İstihdama, eğitime ve öğretime katılamayan gençler listesinde Türkiye'nin yüzde 27,9 ile ilk sıraya yerleşmesine ilişkin değerlendirmesini, CHP'li Aktivist ve yoksulluk alanında çalışmalar yürüten Hacer Foggo yeniizmir.com'a değerlendirdi. Gençlerin yoksulluk sebebiyle eğitime devam edemediğini söyleyen Foggo, 'Yoksulluğun kavramı artık değişti. Çalışanlar ve öğrencilerin de yoksul olduğu dönemdeyiz. Büyükşehir'e gelen üniversite öğrencilerinin de sadece okumak için değil, okurken çalışmak için gelmeleri zorunlu kılınıyor. Yurt ve ev kiralarının korkunç derecede yükselmesiyle öğrencilerin gündüz okula gidip gece çalışmak zorunda kalıyor. Ekonomik kaygıların üstesinden gelemeyen öğrenciler, okulu donduruyor veya geri dönüyor. Informal Economy'nin verilerine göre 'Eğitimde, istihdamda, öğretimde olmayan gençlerin' yüzde 27,9 ile ilk sırada yer alıyoruz' dedi.
Suça sürüklenme eğilimi
Ortaöğretim çağındaki gençlerin eğitimden ve öğretimden çekildiğinin raporda ortaya konduğunun altını çizen Foggo, 'Araştırma verilerine baktığımızda gençler, ortaöğretim sonrası okulu bırakıyor. Gençler evde kalıyor, iş başvurusu yapıp bekliyor. Kadınlar ise, evliliğe adım atmak zorunda kalıyor. Bazı gençler ise bu durumdan suça sürükleniyor. Bu ise gençlerin gelecek kaygısı içinde yaşamasını sağlıyor' diyerek gençlerin aile içerisindeki çatışmalara da maruz kaldığını aktardı.
'Çocuk işçiliğine göz yumuluyor'
CHP'li Foggo, yoksulluk konuları araştırmalarını yorumlarken eğitimden koparılan çocukların işçiliğe yöneltildiğini söyledi. 'Çocuk hakkı' temelli eğitimlerin artırılmasının önemine vurgu yapan Foggo, 'Bütün bunları ele aldığımızda çocuk işçiliğine göz yumulduğunu görüyoruz. Çocuk okulu terk ederken onu engelleyen bir sosyal program, çaba yok. Sadece çalıştay ve konuşmalar yapılıyor, uygulamalar yetersiz kalıyor' görüşünü aktardı.
Gıdaya erişemeyen çocuk okulu bırakıyor
Gıda enflasyonu araştırması verilerinde de Türkiye'nin yüzde 75,1 ile ilk sırada yer aldığını ifade eden Foggo, insanların yetersiz beslendiğini aktararak şunları söyledi:
Bu da daha fazla çocuğun okula beslemesiz gitmesi ve daha fazla çocuğun bodur olmasına yol açıyor. Bunların hepsi birbiriyle ilgilidir. Çocuk ve insan hakları temelli sorundur. Yoksulluk politikası olmadığı gibi sayısal verilerin artması ve sayısal olarak da sosyal desteğin ne kadar arttığı üzerinde çalışmalar yapılıyor. Bahsedilen destekler, çocuğu okula girmesini sağlayacak, istihdam sağlamasında yol açacak destekler de değildir.
'Yoksulluk bilinçli bir uygulama'
'Yoksulluk bir kader değil. Bilinçli bir uygulama. Çocukların okul dışında bırakılması, sanayi sitelerinde ve kimsenin çalışmak istemediği işlerde çocukların çalıştırılmasının önü açılıyor' ifadesini aktaran Foggo, yaşanan yoksullukla çocuklar ile gençlerin eğitimden ve istihdamdan koparılmasına çözüm olarak ise şu görüşleri aktardı:
Yoksulluk politikalarında insan hakları temelli bakmak gerekiyor. Kadını üretime katmak için, kadınların ikamet ettiği yerlerde ücretsiz kreşlere ihtiyaç var. Çocukların eğitime erişmesinin yolu açılmalı. Tüm okullarda yemekler ücretsiz verilmeli. Çocukların eğitimde sağlıklı beslenmesinde önemli bir etken. Bunun yanı sıra sosyal konutların da artması gerekiyor. Son altı ayda ise 41 bin kişinin faturayı ödemediği için elektriği kesilmiş. Bunların çözümü için insan hakları odaklı bir sosyal politika güdülmelidir.