Halk sağlığı ile oynayanlar ağır ceza almalı
Tarım Bakanlığı'nın taklit ve sağlıksız ürünlere karşı denetimlerinin caydırıcı olmaması sektörde şikayet konusu. Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ömer Ulaş Kırım, bu konuda yasa çıkarılması konusunda çalıştıklarını, taklit ve sağlıksız ürün çıkaranların hapis cezası almalarını ve işletmelerinin kapatılmasını istediklerini açıkladı
Tüketici sağlığının ve menfaatinin korunması ve gıda sektöründe haksız rekabetin önlenmesi amacıyla 2012 yılından beri Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen kapsamlı gıda denetimleri iki yıl aradan sonra yeniden yapıldı ve sağlıksız, taklit ürün imalatı yapanlar bakanlığın web sayfasında yayınlandı. Yayınlanan listede 2022'den beri 463'e yakın üründe taklit veya tağşiş yapıldığı ortaya çıktı. 940 bin denetimde 16.000 uygunsuzluk tespit edildi. Ancak bu uygunsuzlukların ne kadarının gıda güvenliğine dair olup olmadığı açıklanmadı. Taklit ve tağşiş ürünler üreten firmalarla ilgili daha caydırıcı cezalara ihtiyaç olduğunu söyleyen TMMOB Gıda Mühendisleri Odası bu konuda açıklama yaparken, Oda'nın İzmir Şube Başkanı Ömer Ulaş Kırım, oda olarak bir yasa tasarısı hazırlanması konusunda çalışma yaptıklarını, ayıplı mal üretmekte ısrar eden işletmelerin kapatılmasını ve sahiplerinin hapis cezası almasını istediklerini vurguladı.
AĞIR CEZALAR İSTİYORUZ
Halk sağlığını tehdit eden, ayıplı ve taklit imalatlar yapan firmaların aldıkları cezaların caydırıcılıktan uzak olduğunu söyleyen Kırım, “Deşifre edilmeleri caydırıcı olmuyor. Hatta işletmenin kapatılması bile caydırıcı olmuyor. Para cezaları hiç caydırıcı değil. Bu kişiler yeni işletme açıp, cezaları ödeyip, aynı şekilde üretime devam ediyorlar. Çünkü çok büyük paralar kazanıyorlar. Kazancı 1 milyon lira olan kişiye 30 bin lira ceza vermenin caydırıcı bir yanı yok. Para cezaları kazancının kat be kat üstünde olmalı ki caydırıcı olsun. İşletme açmasını engellemenin de en iyi yolu hapis cezası. Halk sağlığı ile oynamak ağır suç kabul edilmeli. Bu konudaki talep ettiğimiz yasa hala taslak halinde. Ülkemizde bu tür çalışmalar ağır yürüyor. AB uyum yasalarına uygun tasarı çıkması lazım. Halk sağlığını tehdit eden başka bir konuda da sosyal medyada ve yayın organlarında gıda ya da gıda destek ürünleriyle ilgili verilen yanlış bilgiler. Bilgi kirliliğiyle de savaşıyoruz. Bu konuda da bir yasa istiyoruz. Medya organları reyting amaçlı bir takım insanları yayına alıp, halkı yanlış bilgilendiriyorlar ama bunun hiçbir cezası ve yaptırımı olmuyor. Bunlara verdiğimiz cevaplar ise o yayın organlarında ilgi görmüyor” diye konuştu.
KONUNUN ALIM GÜCÜ BOYUTU DA VAR
Taklit ve tağşiş ile mücadelede ifşa, denetim, caydırıcı para, hatta hapis cezası vermenin önemli olduğunu söyleyen ama konunun sosyo ekonomik boyutuna dikkat çeken Gıda Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi İ. Uğur Toprak, şunları söyledi; “Asgari ücret, açlık sınırı, gıda enflasyonu ve alım gücü devreye giriyor. Gıda enflasyonu kanayan yara haline geldi ve ekonomik, sosyal, coğrafi, politik gibi birçok nedeni var. Gıda harcamaları toplam harcamasının büyük bölümünü oluşturan dar gelirli kesimleri çok daha fazla etkiliyor. Bu gıda ithalatçısı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en temel sorunlarından biri. Türk-İş ‘in Eylül 2024 verilerine göre; 4 kişilik bir ailede 4 kişi asgari ücrete çalışsa dahi yoksul. Yani hepimiz yoksuluz, çoğumuz açız desek yanlış olmaz. Bu durum vatandaşın gıda alışverişinde öncelikli olarak fiyat kriterini baz almasına ve hangi ürün, nerede ucuzsa oraya yönelmesine neden oluyor. Burada da iki büyük sorun var. Neredeyse hammadde fiyatına satılan, merdiven altı, uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri ve taklit, tağşiş. Her iki durum da halk sağlığı açısından risk. Yurttaşlar hangi ürün nerede uygun fiyatlı diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. 5 kuruş dahi hane bütçesi için önemli. Pazarın kapanma saatine yakın alışverişe giden hatta pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz.”
DENETİMLER İÇİN YETERLİ YETKİN KADRO YOK
Tarım ve Orman Bakanlığı 2022 Faaliyet Raporu verilerine göre bakanlıkta görevli gıda kontrolörü sayısının yaklaşık 7500 olduğunu, mevcut kadro ile ülke genelinde 1 milyon 329 bin 824 denetim yapıldığını, 18.413 işletmeye idari para cezası kesildiğini ve sadece 243'ü için savcılığa suç duyusunda bulunulduğunu hatırlatan Toprak, “Aslında sorun sadece denetim sayısının yetersizliği değil. Yaklaşık 7500 Gıda Kontrol Görevlisinin yaklaşık 2000'i Gıda Mühendisi. Bu kadar az olmalarına karşı iş yükleri fazla olan gıda kontrol görevlilerinin özlük hakları iyileştirilmeli, can güvenlikleri sağlanmalı. Tarım ve Orman Bakanlığı, daha fazla katılımcı, şeffaf ve bütünsel yaklaşımlarla sistemini en kısa sürede yeterli ve etkin seviyede denetimi sağlayacak biçimde geliştirmeli ve daha çok gıda mühendisi istihdam etmeli. Gıda işletmelerinin sayıca % 70‘ini oluşturan küçük işletmelere uzman kontrolündeüretim yapabilmeleri için destek verilmeli, güvenli gıda arzı sağlanmalı. "Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanlığı Sistemi" de yürürlüğe konmalı. Yaşamak gibi sağlıklı, güvenli ve yeterli gıda ile temiz suya, uygun fiyatlarla sürdürülebilir biçimde ulaşabilmek insan hakkıdır. Bunu sağlamak da kamunun en önemli görevlerinden biridir” dedi.
En fazla taklit edilen ürünlerden olan bal konusunda faaliyet gösteren ve Türkiye Arıcılar Birliği Yönetim Kurulu eski üyesi Mutlu Türker ise vatandaşın alım gücü düşük olduğu sürece taklit ürünlerin satışının olacağını vurgulayarak, ”Ekonomik nedenlerle bilinçli alan da var bilinçsiz alan da hatta hem parası olmadığı hem de bilinçsiz olduğu için sahte ürün alan da var. Bütçesi daralan vatandaşın ilk vazgeçtiği, temel gıda olarak görmediği bal oluyor. Bu nedenle ambalajların üzerine şeker balı olup olmadığı belirtilirse karar vatandaşa bırakılır. En önemlisi de arıcılık teşvik edilip, bal üretimi artarsa fiyatlar düşer ve vatandaş sahte bala mahkum olmaz” diye konuştu.