Hırsızlık, uyuşturucu, cinsel istismar… Zorbalık yaşı düştü, suç sayısı arttı!
Yeni İzmir Gazetesi’nden Deniz Hancı’nın haberine göre, İzmir'de insanın kanını donduran olay Tepecik'te yaşandı. Yaşları henüz...
Yeni İzmir Gazetesi'nden Deniz Hancı'nın haberine göre, İzmir'de insanın kanını donduran olay Tepecik'te yaşandı. Yaşları henüz 9 ile 13 yaş arasında değişen ve kızlardan oluşan 6 kişilik bir grup, iddiaya göre yaşıtları olan A.'yı 15 gün boyunca işkenceler yaparak kayıt altına aldı. İddianın sahibi A.'nın annesi kızının yaşadıklarını Odatv'den Gamze İşler'e anlattı.
Acılı anne, çocuğuna işkence yapıldığını, uyuşturucu kullanması için baskı yapıldığını ve tehdit edilerek porno film izlettirip, çıplak fotoğraflarının çekildiğini ileri sürdü. Annenin iddiasına göre; A.'yı her defasında tehdit ederek evlerine davet eden 6 kız arkadaş porno film izlettirip, 'hadi kız kıza sevişelim' diyerek cinsel istismarda bulundular. Küçük A. öldürülesiye dövüldü. Ailesinden bu durumu saklamaya çalışan ve yaşadıklarını anlatamayan A.'yı annesi yatağında ağlayarak görünce bir şeylerin ters gittiğini anladı. Akranları tarafından taytı, iç çamaşırı kesilen, saçları çekilerek koparılan, eğlence olsun diye havuza atılan, üzerine çamaşır suyu dökülen, uyuşturucu verilip çıplak fotoğrafları çekilen A.'nın annesi bu yaşananlara gözlerini kulaklarını tıkayan herkese seslendi.
Acılı anne aynı mahallede yaşayan hatta komşu çocukları olan kız çocuklarının hiçbir ceza almadan dolaşmalarını ve mağdur olan kızı A'nın psikolojisinin bozulduğunu, korkudan dışarıya çıkamadığını ifade ederken göz yaşlarına boğuldu. Adalet isteyen anne şunları söyledi: 'Ailelerin bir özür dilemeyi bile çok gördüğünü adalet söz konusu biz olunca nedense işlemediğini görüyorum. Bu acıya dayanamıyorum bu işe yetkililer el koymazsa ben katliam yaratacağım.'
'AKRAN ZORBALIĞI'
Konunun uzmanı Psikolog Hazal Sansür, yaşanan olayı 'Akran zorbalığı' olarak yorumladı, yaşananları bir çocuğun kendi yaş grubundan olan biri tarafından tekrarlı bir şekilde fiziksel, sözel, sosyal ya da cinsel olarak saldırgan, huzursuz edici, zarar verici davranışlara maruz kalması olarak özetleyebileceğini belirtti. Sansür, zorbalık türleri olduğuna dikkat çekerek, 'Ülkemizdeki en yaygın zorbalık türleri; fiziksel zorbalık (itmek, vurmak, kesici aletle saldırmak vs.), sözel zorbalık (bedensel özellikleriyle dalga geçmek vs.) ve cinsel zorbalıktır (cinsel amaçlı dokunmak, giysilerini kendi isteği dışında çıkarmak vs.). Maalesef ki akran zorbalığına maruz kalan çocuklarda ileriye dönük bazı problemler çıkar. Karşı cinsle sağlıklı ilişki kurmakta ve sürdürmekte problemler yaşayabilirler. Olumsuz benlik kavramı ve şiddetli depresyona yatkın hale gelirler' dedi.
Psikolog Hazal Sansür
PSİKİYATRİK BOZUKLUK
Zorbalık yapan çocuk ve ergenlerin genellikle travmatik aileler de büyüdüğüne, bu dönemde görülen riskli davranışların, aksaklıkların ya da yaşanılan travmaların, çocuk-ergende psikiyatrik bozuklukların gelişmesinde rolünün büyük olduğuna da değinen Hazal Sansür, 'Erken çocukluk döneminde, anne-babalarının çocuğa yaklaşımında duyarsızlık, içtenlikten yoksunluk ve ilgisizlik, çocuğun ileride zorbalık yapmasına neden olabilir. Anne-babaların fiziksel cezalandırma, şiddet uygulama, duygusal patlama gibi güce dayalı disiplin teknikleri kullanması, zorbalık uygulayan çocukların ortak özelliklerindendir. Zorbalığa uğrayan çocuklarda; kaygı bozukluğu, okula gitmek istememe, özgüven düşüklüğü, uyku problemleri, öfke patlamaları, içe kapanma ve tırnak yeme gibi davranışlar gözlemlenir' diye konuştu.
SUÇA SÜRÜKLENME
Madde kullanımının çocuklarda suça sürüklendiğine etken olduğuna değinen Sansür, 'Maalesef ki madde kullanım yaşı artık çocukluk dönemlerine kadar düşmüş durumda. Çocukluk ve ergenlik dönemi, beyin gelişiminin henüz tamamlanmaması nedeniyle madde kullanımına daha yatkın ve maddenin olumsuz etkilerine karşı daha savunmasızdır. Yapılan çoğu araştırma, herhangi bir suç nedeniyle hapishanede yatan çocuk-ergenlerin yarısının madde kullanımı olduğu belirtilmiştir. Suça sürüklenme ile madde kullanma davranışının bir arada görüldüğünü ve sıklığının giderek artış göstermekte olduğunu açıkça göstermektedir' dedi.
YAŞ DÜŞTÜ SAYI ARTTI
Dünyayı adım adım keşfetmekte olan çocuk ve ergenlerin, bu süreç içerisinde biyolojik ve psikolojik gelişimini tamamlama yolunda ilerlerken, yaşadığı fırtınalı süreçte içinde bulunduğu sosyal ortam özellikleri doğrultusunda alkol kullanımı ya da yasal olmayan maddelere ve suç işleme davranışına eğilim gösterme olasılığının yüksek olduğunu ifade eden Psikolog Hazal Sansür, 'Çocuk ve ergenler, bağımlılık yapıcı etkisi yüksek ve kötüye kullanımları yaygın olan maddelere genellikle deneyerek başlarlar. Gün geçtikçe maddeyi deneme yaşının düştüğünü, deneme oranının ise arttığını göstermektedir. Nitekim, İçişleri Bakanlığı tarafından 2007 yılında yayınlanan Türkiye Uyuşturucu Raporu'na göre, uçucu maddeler için ilk kulanım yaşının 11, esrar için ise 15 olduğu saptanmıştır' şeklinde konuştu.
AİLELERİN ROLÜ
'Günümüzde, Dünya'nın tüm ülkelerinde çocuk suçluluğu gün geçtikçe arttığı görmekteyiz. Problemli çocukların bu kadar artmasında ailelerinde etkisinin büyük olduğunu unutmamamız lazım. Dünyaya gelen çocuklar ailelerinin yansımasıdır. Aile içinde yaşanılanlar, çocuğun uzun süreli zihinsel sağlığı üzerinde önemli rol oynar. Önemli olan sadece anne babanın çocukla ilişkisi maalesef ki değildir. Anne babanın birbirleri arasındaki ilişki, çocuğun okul başarısı, sosyal yaşantısı, gelecekteki romantik ilişkisi üzerinde önemli rol oynar' diyen Sansür, ailelere de uyarıda bulundu:
Eğer çocuğunuzda madde kullanımı olduğunu düşünüyorsanız, mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına götürün. Madde kullanımı olan suça sürüklenen çocukların tedavisi, rehabilitasyonu ve yeniden topluma kazandırılmasında toplum içinde çok önemlidir. Ne tür bir madde kullandığı, çocuğun suç kavramını bilip bilmediği, çocuğu suça sürükleyen nedenler ve eşlik eden ruhsal problemlerin incelenmesi gerekir. Tedavi sonrasında, çocuk-ergenin tekrar madde kullanımına başlamaması ve suça yönelmemesi için düzenli ve sürekli rehabilitasyon hizmetlerinin sağlanması gerekir.
200 BİN ÇOCUK 601 BİN 754 OLAY
Türkiye'de suça sürüklenen çocuk sayısı son 10 yılda hızla artarak ikiye katlandı. 2022 yılında 200 binden fazla çocuk suça sürüklendi. 2010-2022 arasındaki 12 senede suça sürüklenen çocuk sayısı yüzde 148 arttı. İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı 'Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri' çocuklara dair vahim durumu ortaya koydu. 2022 yılında güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 601 bin 754 oldu.
YARALAMA, HIRSIZLIK, CİNSEL SUÇLAR…
Çocuklara isnat edilen suçlara bakıldığında ise yüzde 37,8 ile yaralama ilk sırada yer aldı. İkinci sırada ise yüzde 25,2 ile hırsızlık suçları takip etti. Öte yandan, güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen veya getirilen 232 bin 739 çocuğun yüzde 58,5'i yaralama, yüzde 13,7'si cinsel suçlar, yüzde 8,7'si aile düzenine karşı suçlar, yüzde 4,8'i tehdit, yüzde 14,3'ü bu nedenlerin dışında kalan diğer suçlar takip etti.
Haber Merkezi