İhracatçı yokuş yukarı tekerlek çevirmekten şikayetçi

Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği üyeleriyle bir araya gelen Ege ihracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İhracatçıların para kazanamadığını söyledi

ESİAD Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Yuvarlak Masası'nın katkılarıyla düzenlenen toplantıda konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, gümrük birliğinden dış ticarette yaşanan sorunlara, döviz kurları ve limanlardan sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasına kadar pek çok konuda değerlendirmelerde bulundu. Eskinazi, gerekli yatırımların tamamlanmasıyla Çandarlı Limanı'nın önemli aktarma limanı haline gelerek Yunanistan'ın Pire Limanı'nın yerini alabileceğini vurguladı. ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu da, Türkiye ile AB arasında 28 yıl önce imzalanan gümrük birliği anlaşmasının yetersiz kaldığını belirterek, “Rekabet edebilirliğimizin artırılması için gümrük birliğinin mutlaka güncellenmesi gerekiyor” dedi.

İZMİR İHRACATTA ETKİN

ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, İzmir'in dış ticaret rakamlarına değindi, “İzmir'den 2023'te 12,9 milyar dolar ithalat, 172 milyar dolar ihracat yapıldığını görüyoruz. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 132,8. 2024 8 ayında 8,4 milyar dolar ithalat, 11,2 milyar dolar ihracat gerçekleşmiş. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 133. İzmir, 2017'den beri ithalattan çok ihracat yaparak ülke dış ticaretinde önemli aktör olmayı sürdürüyor. 2023'te İzmir'in ihracatında AB öne çıkıyor. İhracatın yüzde 52'si Almanya, ABD, İspanya, Birleşik Krallık, İtalya, Rusya, Fransa, Belçika, Polonya'ya” dedi.

Zorlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Asimetrik yapısı, kapsamının sınırlı olması, danışma mekanizması ve anlaşmazlıklar bakımından yetersiz kalması nedeniyle güncellenmesi gereken gümrük birliğinin en önemli yansıması serbest ticaret anlaşmalarında ortaya çıkıyor. AB'nin STA yaptığı ülkelerle Türkiye yapmadığı sürece rekabet etmek zor. Türkiye'nin 23 STA'sı karşısında, AB'nin 78 adet STA'sı var. AB, Kanada, Vietnam, Güney Afrika, Japonya, Kazakistan, Mısır gibi ülkelerle STA veya ekonomik işbirliği anlaşması yapmış, Türkiye'nin yok. Bu tabloda gümrük birliğinin beklentileri karşılaması zor. Sınırda karbon AB'nin yeni ticaret politikası. Uyum sağlayamazsak gümrük birliği avantajlarından da yararlanamayız. Türkiye-BRICS ilişkilerinin gündeme gelmiş olması doğal olarak dikkatleri çekiyor. AB'nin yakın ticaret ortağı Türkiye ile daha fazla yakınlaşmasını, gümrük birliğinin güncellenmesinin önündeki siyasi engelleri kaldırmasını bekleyebiliriz. Türkiye'nin her koşulda küresel rekabet koşullarına ayak uydurması ve ticaret savaşlarında yerini alması gerekiyor.”

ESİAD Yönetim Kurulu Üyesi, Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Yuvarlak Masası Başkanı Rebii Akdurak, “Önümüzdeki aylarda bu toplantıları en az ayda bir yapacağız. Diplomatlarla, İzmir'deki başkonsolos ve konsoloslarla ardından fahri konsoloslarımızla burada her ülke ile ilgili fikir alışverişi yapılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Katılımlarınızdan mutlu oluruz “ dedi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, enflasyonu yenmek için üzerlerine düşen görevi yapmaya hazır olduklarını belirterek, “Biraz dişimizi sıkacağız. İhracatçıların para kazandığını sanmıyorum. Yokuş yukarı tekerlek çeviriyoruz. Dursak devrileceğiz. O yüzden durmamalıyız” dedi.

Jak Eskinazi, “AB ile Türkiye arasında gümrük birliği 1995'te yürürlüğe girdi. O zamanlar AB ülkeleriyle toplam ticaretimiz 30 milyar dolar civarındaydı. Bugün 210 milyar dolara çıkardık. Bu başarılı bir netice gibi görünüyor ama potansiyelimiz bunun çok üzerinde. Kotaları aşmamız gerekiyor. Zeytinyağı , tavuk satamıyoruz. Gümrük birliğini yaparken onlara avantaj vermişiz ve hala kullanıyorlar. AB'nin pek çok ülkeyle serbest ticaret anlaşması var. AB'nin imzaladığı ülkeler bizimle serbest ticaret anlaşması imzalamalıydı. Ama yapmıyorlar. Avantajı ellerine almışlar. Bize vermek istemiyorlar. Türkiye çok fazla zarar görüyor. Türkiye ve AB arasındaki ticaretin adil ve sürdürülebilir zemine oturtulabilmesi için gümrük birliği kapsamının genişletilip tarım ürünleri, hizmet ve kamu alımlarının dahil edilmesi, serbest ticaret anlaşmalarıyla ilgili beklentimizin karşılanması gerekiyor” diye konuştu.

Jak Eskinazi, kurların ihracatçıyı etkilemesi konusunda şu bilgiyi verdi: “Enflasyonu yenmek için ne gerekiyorsa yapmamız lazım. Biraz dişimizi sıkacağız. Ama gerçek şu ki kurların enflasyona etkisi yüzde 30'larda. Bu, ekonomistlerin hesabı. Tamam, kurları artırmayalım, ihracatçıyı destekleyen başka enstrümanlar var. 2 puan olan destek 5'e çıkabilirse, ihracatçıya nefes aldırır. Bu, enflasyonu tetiklemez. Yüzde 7-8 ile dıştan faizle döviz kullanıyorsunuz. Bu dövizi kendi ülkenizin ihracatçısı daha fazla getirecek. Böylece dış ticaret açığınız azalacak. İhracatçınızı ayakta tutarken, ülkenin para potansiyelini de güçlendireceksiniz. Şu anda ihracatçıların para kazandıklarını sanmıyorum. Genel olarak Yokuş yukarı tekerlek çeviriyoruz. Biraz dursak devrileceğiz. O yüzden durmayacağız, hepimiz tepeyi görünceye kadar ilerleyeceğiz. Maalesef ihracattaki döviz kurunun durumu bu.”

ÇANDARLI, TÜRKİYE'NİN “PİRE”Sİ OLABİLİR

Limanlar konusunu da değerlendiren Jak Eskinazi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alsancak limanında geçmiş yıllarda özelleştirme süreci yaşadık. Biz de EİB olarak o konsorsiyumun içindeydik. Ama gerçekleştirilemedi. Şu anda Alsancak limanının değeri, o günkü değerinin üçte biri kadar. Alsancak limanı çalışıyor ama Aliağa limanları olmasa İzmir'in ihracatı olmazdı diyebilirim. O kadar önemli. Eskiden Alsancak limanı bir numaralı liman iken, ihracatımızın yüzde 60'ını Alsancak limanı, yüzde 40'ını diğer limanlar yaparken, şimdi tam tersi duruma geldi. Aliağa limanları ihracatımızın yüzde 70-75'ini, Alsancak limanı ancak yüzde 25'ini yapabiliyor. Bir de bizim Çandarlı limanımız var. Epey miktar yatırım yapılmış bir liman. Maalesef son kısmı için birkaç kez ihaleye çıkıldı ancak ihaleye girecek firma bulamadık. Bence çok iyi çalışılsa, bir özelleştirme kapsamında Çandarlı bitirilebilir ve Ege'ye çok büyük bir kazanç sağlayabilir. Çinliler, çok büyük ümitlerle Pire limanını aldı ancak liman şehrin içinde kaldı ve büyüyemiyor. O yüzden yeni liman arıyorlar. Çandarlı limanı hem onlar için hem de bizim için önemli bir aktarma limanı haline gelebilir. Ayrıca Aliağa-Bergama aksında yeni OSB'ler, serbest bölgeler kuruluyor. Buraya kurulacak tesislerin ihracatlarını yakın bir limandan yapmaları maliyetlerini çok düşürecektir. Tüm ihracatımızın yüzde 92'si deniz yoluyla oluyor. Çok büyük bir rakam. Bunun için bu limanları genişletip büyütmemiz lazım.”

Bakmadan Geçme