İntihar dediler, anne pes etmedi: Acı gerçek 2 yıl sonra ortaya çıktı!

İzmir' in Bornova bölgesinde 2 yıl önce intihar ettiği iddia edilen 33 yaşındaki Duygu Bölükbaş'ın cinayete kurban gittiği ortaya çıktı.

İzmir'in Bornova ilçesinde, 2 yıl önce banyoda havlupana asılmış vaziyette ölü bulunan 33 yaşındaki Duygu Bölükbaş'ın, birlikte yaşadığı erkek tarafından öldürüldüğü ve olayın intihar gibi gösterilmeye çalışıldığı belirlendi. Cinayetle suçlanan erkek, yaşanan olaydan 2 yıl sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayın üzerine giden anne Nuriye Bölükbaş, gözyaşları içinde, "Çok zor süreçlerden geçtim; ama inandım. Kızımı çok iyi tanıdığım için böyle bir şey yapmayacağına kesinlikle emindim. Benim çabam; adaletin yerini bulması, canilerin elini kolunu sallayarak ocaklara ateş düşürmesinler. Ben yanıyorum, yaşamıyorum, Kızımla ben öldüm" diye konuştu.

Olay, 3 Kasım 2022 tarihinde Bornova'daki lüks bir sitede gerçekleşti. Edinilen bilgilere göre, tekstil firmasında müdür olarak çalışan Duygu Bölükbaş (33), erkek arkadaşı E.T. (28) ile aynı evde yaşamaktaydı. Genç kadın, 2 yıl önce evinde banyoda havlupana asılı olarak bulundu.

İNTİHAR OLARAK KAYITLARA GEÇTİ

Duygu Bölükbaş'ın erkek arkadaşı E.T. ve halası S.T., polise verdikleri ilk ifadede, genç kadını banyoda ölü halde bulduklarını iddia etti. E.T., ifadesinde, Duygu'nun intihara meyilli olduğunu, tartışmanın ardından banyoya girdiğini ve çıkmayınca halası S.T.'ye kontrol etmesini söylediğini öne sürdü. Olay, detaylı bir araştırmaya başlanmadan "intihar" olarak kayıtlara geçti.

E.T.'YE AİT DNA ÖRNEKLERİNE RASTLANDI

Duygu Bölükbaş'ın ailesi, kızlarının asla intihar etmeyeceğine inandı. Ailenin ifadeleri ve şüpheleri doğrultusunda geniş çaplı bir inceleme gerçekleştirildi. Aile ve avukatın bulduğu yeni deliller, savcılığı olay yeri keşfi yapmaya yöneltti.

Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nin gerçekleştirdiği keşif çalışmalarında, Duygu Bölükbaş'ın havluyla kendisini asmasının fiziksel olarak mümkün olmadığı tespit edildi. Havlupanın bulunduğu duvarın yanındaki yaklaşık 1 metre yüksekliğindeki banyo tezgahı nedeniyle, kendini asması için yeterli yüksekliğin olmadığı belirlendi.

Ayrıca Duygu Bölükbaş'ın tırnaklarında, E.T.'ye ait DNA örneklerine rastlandı. Bu durum, bir boğuşma yaşandığına dair önemli bir delil olarak kayıt altına alındı. İddia edilen çarşafta, boğulmaya elverişli bir düğüm olmadığı da saptandı.

BOĞAZINI SIKARAK ÖLDÜRMÜŞ

Olay gecesi, Duygu Bölükbaş ve sevgilisi E.T.'nin site içinde tartıştığı, E.T.'nin genç kadını bıçakla tehdit ettiği ve Duygu'nun korkudan ellerini başına kapatmasının güvenlik kameralarına yansıdığı belirtiliyor. Banyoda kan izinin hala bulunmadığı olayda, E.T.'nin vilada kovası almak üzere aşağıya gittiği görüntülerle belgelendi.

Yapılan incelemelerde, E.T.'nin Duygu Bölükbaş ile yaşadığı tartışmanın ardından kadını sert bir cisimle kafasından yaraladığı, sonrasında ise bir cisimle boğazını sıkarak öldürdüğü iddianameye yansıdı. E.T., yapılan işlemler sonrası 22 Mart 2024 tarihinde tutuklandı.

“ADALET UZADIKÇA, GECİKTİKÇE AİLENİN ACISI KAT KAT ARTIYOR”

Ailenin avukatı Levent Kahya, ailenin kızlarının intiharına asla inanmadığını belirtti. Avukat Kahya, “Aile, Duygu'nun kesinlikle intihar edebilecek bir karakterde insan olmadığını, kesinlikle bu tarz bir davranışta bulunmayacağını söyledikleri için ben aileye inandım ve araştırmalara başladık. Bu araştırmalar boyunca onlarca kişiyle görüştük. Sitenin güvenlik müdürlerinden, güvenlik personellerinden, komşulardan, komşu olan esnaflardan bilgiler aldık. Bilgiler ışığında, cinayet büro amirliğinin yapmış olduğu olay yeri inceleme ve benzeri çalışmaları takip ettiğimizde, olayın aşırı şüpheye uyandıran bir durum olduğunu fark ettik. Bununla ilgili başsavcılığımızla irtibata geçtik ve başvurularda bulunduk. 112 kayıtlarının getirtilmesini istedik, site kamera görüntülerinin getirtilmesini istedik. Bunlarla ilgili saat çalışmaları yaptığımızda, sanık ve ailesinin gerçek dışı beyanlarda bulunduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine savcılık yeniden bir keşif kararı aldı. Eve gidildiğinde ve banyoda inceleme yapıldığında, kızımızın asılı olduğu iddia edilen havlupanın bu ağırlığı taşıyabilecek nitelikte olmadığı anlaşıldı. Aynı zamanda metre ve mesafelerin asması için dahi olsa yeterli olmadığı anlaşıldı. Beyanların tutarsızlığı ve delil karartmaya yönelik eylemler göz önünde bulundurulduğunda, savcılık tarafından DNA incelenmesi istendi. Sanığın DNA'sı alındı. Sanığın DNA'sı maktulün; yani Duygu kızımızın tırnak içi DNA'sıyla karşılaştırıldı ve burada sanığın DNA'sı çıktı. Bununla beraber artık tüm bilimsel verilerle atılı suçun işlendiği ortaya çıktı. Çok derin bir çalışma yapmış ekipler; fakat bunun intihar olduğu önyargısıyla yaklaşılınca, şüphe duyulmayınca biraz olay kapatılmış. Haklı olarak kapatılmış; ama biz daha derinlemesine bir çalışma yaptık. Daha öncesinde atılmış olan mesajlar var, tehdit içeren mesajlar var. Bunlar bizim elimizdeydi. Adalet uzadıkça, geciktikçe ailenin acısı kat kat artıyor. Adalete olan güven sarsılıyor. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

İZMİR ADLİYESİ ÖNÜNDE ADALET ÇAĞRISI

İzmir Adliyesi önünde açıklamalarda bulunan anne Nuriye Bölükbaş, gözyaşları içinde 'adalet istiyorum' çağrısında bulundu.

Anne Bölükbaş, “Bunun mücadelesi kolay olmadı bir anne olarak. Çok zor süreçlerden geçtim; ama inandım. Kızımı çok iyi tanıdığım için böyle bir şey yapmayacağına kesinlikle emindim. Bundan dolayı da ne yapmam gerekiyorsa uğraştım. Çabalarımın sonucunu aldığımı düşünüyorum. Benim çabam adaletin yerini bulması, canilerin elini kolunu sallayarak ocaklara ateş düşürmesinler. Ben yanıyorum, yaşamıyorum, kızımla ben öldüm. Başka annelerin de ölmesini istemiyorum. Türkiye'nin kanayan yarası. Ne olur caniler elini kolunu sallayarak gezip de benim düştüğüm duruma başka bir anneyi düşürmesin. Yaşamıyoruz; yani bir evlat kolay büyütülmüyor. İki senedir uğraşmaktan çok yoruldum. Şahsın bize tehdit mesajları, kızımı yalnızlaştırmaya çalışması, aileyle küstürmesi, etrafa küstürülmesi, kızımı öldürmekle tehdit etti. Bu savcılıkta da zaten var, mesajlarda var. 13 yaşındaki çocuğun bedelini, annesizliğin bedelini kim ödeyecek. Anne olarak soruyorum kolay mı annesizlik? Yani bir çocuk annesiz kaldı. Şahıs benim kızım öldükten sonra çok geçmeden hayatına birini daha alıp bir kurban daha seçti. Tekrar cezasını almadığı zaman, aynı kurbanlar tekrar tekrar; Duygu olacak, Ayşeler olacak, Fatmalar olacak, bitmeyecek yani. Bundan dolayı adalet yerini bulsun, hak ettiği cezayı alsın. Benim çabam bu. Benim yandığım gibi bir başka anneler de yanmasın. Kimseden korkmuyorum. Yaşadığım sürece de asla bu olayın bu peşini bırakmayacağım” dedi.

Bakmadan Geçme