'İntihar mı ihmal mi?'
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, 28 ve 29 Ağustos tarihlerini kapsayan 2 gün içinde devlet...
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, 28 ve 29 Ağustos tarihlerini kapsayan 2 gün içinde devlet koruması altında bulunan 3 çocuğun birden yaşamını yitirmesini Meclis gündemine taşıdı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'a, soru önergesi yönlendiren Kılıç, 'Devlet koruması altındaki çocuklarımızın yaşamlarını yitirmesine ilişkin haberler, gün geçtikçe yoğunlaşmaktadır. Bu olaylar o kadar yoğunlaştı ki sadece iki gün içinde devlet koruması altında bulunan üç çocuğumuzun ölüm haberini aldık. Bu çok vahim bir durumdur. 29 Ağustos günü Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumu'nda kalan 3.5 yaşındaki Adnan Berk, hayatını yitirmiştir. Aynı gün devlet koruması altında bulunan 17 yaşındaki Y.C.İ'nin cansız bedeni Bursa'da bir asansör boşluğunda bulunmuştur. Bu olaylardan bir gün önce de Sakarya'da 15 yaşındaki İlayda Turhan, hastaneye götürüldüğü ambulanstan düşerek ya da bazı iddialara göre de kendini atarak, yaşamını yitirmiştir' dedi.
'AMBULANSTAN NASIL ATLANABİLİR?'
Vefat eden çocukların ölümleri hakkında verilen bilgilerin olayın gidişatıyla uyumlu olmadığını belirten Kılıç, 'Her olaya ilişkin olarak bir neden ileri sürülüyor. Bahçelievler'deki 3.5 yaşındaki çocuğumuz için yetkililer, 'karnı ağrıyordu, hastaneye götürdük, ölmüş' diyorlar sadece. 17 yaşında asansör boşluğunda hayatını kaybeden genç kızımızın ölümü ise adli bir vaka olmanın ötesine gidemiyor. Son olarak Sakarya'da yaşamını yitiren 15 yaşındaki İlayda Turhan'ın ise psikolojik sorunları olduğu ve ambulansla hastaneye götürülürken, intihar ettiği öne sürülüyor. Ama olayın gidişatına baktığınızda, olay ihmal mi intihar mı çok belli değil. Bu genç kız kendini ambulanstan nasıl atabiliyor? Yanında sağlık görevlisi yok mu? Ambulansın kapısı kilitli değil mi?' açıklamalarında bulundu.
'ÜÇÜNÜN ORTAK NOKTASI VAR'
Gerekli denetimlerin yapılmadığını söyleyen Kılıç, 'Gördüğümüz kadarıyla her olay kendi içinde bazı nedenler öne sürülerek, kapatılmaya çalışılıyor. Her olayın kendi içinde öznel koşulları olsa da ortak noktaları bu üç çocuğumuzun da devlet koruması altında olmasıdır. Devlet koruması altında olan çocukların birbiri ardına hayatlarını nasıl kaybettikleri, açıklığa kavuşturulması gereken bir konudur. Bu ölümlerin hepsinden anladığımız kadarıyla, bu çocuklara gerekli bakım hizmeti, sağlık hizmeti, barınma hizmeti verilememektedir. Çocuklar gerekli özen ve denetimden yoksundur. Aksi taktirde bu kadar fazla ölüm vakasıyla karşı karşıya kalamayız' ifadelerini kullandı.
'SAHİPSİZ Mİ SANDINIZ?'
Aile Bakanı'nın sessiz kalmasına tepki gösteren Kılıç, 'Şu an yaşadığımız en vahim durum ise Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın, koruması altında bulunan üç çocuğun iki günde vefat etmesine karşın koruduğu sessizliktir. Sayın Göktaş, bu çocukların ölümleri karşısında sessiz kalmanızın nedeni nedir. Politik görüşünüz ve en önemlisi vicdanınız nedeniyle bu çocuklar için bir açıklama yapmaya kendinizi zorunlu görmeseniz de oturduğunuz koltuk sizi açıklama yapmaya ve önlem almaya zorunlu kılmaktadır' dedi.
'DERHAL SORUŞTURUN'
'Sizi derhal bu ölümlerle ilgili gerekli incelemeleri yapmaya, ihmali bulunan herkesi tespit etmeye ve gereğini yapmaya davet ediyorum' diyerek tepkisini ortaya koyan Kılıç, 'Bütün bunlar yaşanırken Bakanlığında evlilik hazırlığı yapan 1.5 milyon gence evlilik eğitimi veren Bakan Göktaş'a sesleniyorum: Oturduğunuz koltuk genç kızlara gelinlik dağıtma koltuğu değil, genç kızlarımızın yaşam haklarına sahip çıkma koltuğudur. Evcilik oynamayı bırakıp, derhal devlet koruması altındaki çocuklarımızın ölümünün hesabını verin' dedi.
Haber Bülteni