‘İstifa da bir meziyettir!’
Ahsen Demircioğlu/ YENİ İZMİR-Deniz seviyesinin altındaki Mavişehir bölgesinde yaşanan su baskınlarını engellemeyi amaçlayan 38,4 milyon liralık...
Ahsen Demircioğlu/ YENİ İZMİR-Deniz seviyesinin altındaki Mavişehir bölgesinde yaşanan su baskınlarını engellemeyi amaçlayan 38,4 milyon liralık Kıyı Rehabilitasyon Projesi, Peynircioğlu Deresi yakınındaki Deniz Kent Restoran önünden başlayıp kuzeye doğru Mavi Ada bölgesini de içine alacak şekilde planlandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmaların önemli bir kısmı kısa sürede tamamlandı.
Sahil bölgesinde, deniz suyu kabarmasıyla meydana gelebilecek taşkınları ve zemin altından deniz suyu geçişini engellemek için 2 bin 70 metrelik su içi betonu inşa edildi. Ayrıca, ön kısımda yeniden imal edilen 850 metrelik kaya tahkimat düzenlemesi yapıldı.
İmal edilen kaya tahkimatının dalga etkisinden alanı koruması beklenildi. Yapılan kaya tahkimatı deniz seviyesinden yaklaşık 1,5 metre yükseklikte inşa edildi. Ancak yaşanan sağanak yağış sonrası ev ve iş yerlerini su bastı, Mavişehir adeta göle döndü. Projenin işlerlik kazanıp kazanmadığı noktasında ise kafalarda soru işareti oluştu.
ÇÖP YATIRIM
AK Parti Karşıyaka İlçe Başkanı Selahattin Köse konuya ilişkin olarak şunları dile getirdi: 'Yatırımın hiçbir işe yaramadığı görüldü. Proje plansız programsız olarak tamamlanmış ve göstermelik bir yatırım yapılmış. Birileri 'biz bunu yaptık' diyebilsin diye yapılan bir proje. İlk yağmurda da gördüğünüz gibi deniz taştı ve hiçbir işe yaramadı. Demek ki mantıklı bir plan çerçevesinde bu işi yapamadılar. Bu tür çalışmaların batıda örnekleri var. Deniz seviyesinin altındaki yerlerde bile böylesine sorunlar giderilebiliyor. İzmir'de de çok iyi bir planlamayla ve çalışmayla sorun giderilebilirdi. Yatırım tamamen çöp oldu. Tunç Soyer'in hem yargıda hem siyasette bunun hesabını vermesi lazım.
Mavişehir'de binlerce bina su içinde kaldı. Bölgede yaşayan vatandaşın ve esnafın suç duyurusunda bulunması lazım. Su baskınını doğa olayına ya da küresel ısınma etkisi üzerine atmanın bir geçerliliği yok. Sonuçta buraya tedbir amaçlı bir yatırım yaptınız, bir para harcadınız. Planlaması iyi yapılsaydı bunların önüne geçilebilirdi. Zarara uğrayan esnafın ve vatandaşın İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden tazmin yoluna gitmesi lazım.'
AK Parti Karşıyaka İlçe Başkanı Selahattin Köse
'İZMİRLİ SEÇİMLERDE SU BASKINININ CEZASINI KESMELİ'
Köse yaşanan olayın ardından, İzmir'in altyapısındaki yetersizliğe değinerek şunları söyledi: 'İşi planlayanların bu konudaki başarısızlığın faturasını ödemesi lazım ama öyle bir şey göremiyoruz. İzmir'de yıllardır ana konularla ilgili olarak, örneğin Körfez temizliği, yapılan faaliyetlerin hepsi göstermelik. Altyapı ile ilgili ciddi çalışmalar yok. İzmir'in sorunlarını giderecek bir faaliyet göremiyoruz. İzmirlinin bu seçimlerde bu durumun cezasını kesmesi gerekiyor. Ayrıca, projenin başında olan yetkililer, bu başarısızlık üzerine istifa etmeli. Bu sorumluluğu göstermeleri gerekir'
'BASMANE'YE KADAR GELECEK'
Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, yaşanılan olayın sürpriz olmadığını söyleyerek şunları dile getirdi:
'Yaşanılan olay sürpriz değildi. Özellikle 1992 yılında yaşanılan yoğun kuraklık döneminde su seviyesi yaklaşık 14 santimetre (cm) düştü. 1992'den sonra küresel ısınmanın da etkisiyle su seviyeleri yeniden yükselmeye başladı. İzmir Körfezi tektonik olarak her yıl yarım ile 1 cm olarak çöker. Çöktükçe su daha hızlı yükselir. Yılda ortalama 1 cm yükselim vardır. 1873 yılında Kordon yapılırken ihale şartnamesinde şu madde vardı; 'Maksimum gelgitin en az 1 buçuk metre yüksekliğinde olacak şekilde inşa edilecek' ne kadar su yükselirse yükselsin, kot su yüksekliğinden de 1 buçuk metre yüksek olmalıydı. 1927 yılında yayımlanan bir makalede Körfez'in 50 cm çöktüğü söyleniyor. Doğru bir veri. 1973 yılında Cevat Korkut isimli coğrafya hocası da Körfez'in yarım ile bir cm arasında çöktüğünü iddia ediyor. 1927'den bu yana körfez suyu yaklaşık 1,5 metre yükseldi. Büyük yanlışlar yaptık. M. Kemal Paşa Sahil Bulvarı'nda, Alsancak'ta, Bostanlı'nın bazı bölgelerinde dolgular yaptık. Dolgu yapılan yerlerin ön tarafları yüksek ancak arka tarafları çukurda kalıyor. Çukurda kaldığında da şiddetli lodoslarda su 1 metre kadar yükseldi ve her yer su altında kaldı. Her su baskınında alan genişledi. Daha büyük alanlarda su baskını yaşanmaya başladı. 40-50 yıl sonra bu suyu Basmane'de göreceğiz'.
ALSANCAK İLE BAŞLADI
Kıyı Rehabilitasyon Projesi'ni yeterli bulmadığını ifade eden Prof. Dr. Yaşar, 'Mavişehir'deki setleri hiç tasvip etmiyordum. Ön tarafı setli bile yapsanız arka taraf çukurda kalıyor. Arkada 3 adet pompa var. Koca derya geliyor, o pompalar yeterli gelmez. Deniz çekilse de su orada kalıyor. Mavikent'teki Emlak Konutları sıfır kota yapıldı. Buralardaki siteler çökmekte ve doldurulmakta. Doldurulduğundan kanalizasyon boruları da aşağıda kaldı. Su ancak rüzgarların etkisiyle boşalır. Şimdiki belediyelerin suçu değil bunun tarihi Alsancak'ın doldurulmasına kadar dayanıyor. Belediyenin konuyla ilgili çalıştaylar düzenlemesi lazım. Bizler de bu konuda bilimsel çeşitli faaliyetlerde bulunmayı planlıyoruz' dedi.
Haber Merkezi