İYİ Parti'de nefesler tutuldu! İlk turun galibi belli oldu!
31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin ardından olağanüstü kurultay kararı alan İYİ Parti’de yeni genel başkan belli oluyor....
31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin ardından olağanüstü kurultay kararı alan İYİ Parti'de yeni genel başkan belli oluyor.
4 ADAY YARIŞIYOR
5. olağanüstü kurultayda Koray Aydın, Müsavat Dervişoğlu, Tolga Akalın ve Günay Kodaz genel başkanlık için yarışıyor.
Seçimin ilk turunda Koray Aydın 472 oy, Müsavat Dervişoğlu 378 oy, Tolga Akalın 310 oy, Günay Kodaz 2 oy aldı. Seçim ikinci tura kaldı.
Buna göre, genel başkan adaylarının tamamı gerekli imza sayısına ulaştı. Tüzüğe göre, genel başkanlığa aday olabilmek için her bir adayın, 1302 delegeden en az 66'sının imzasını alması gerekiyor.
SEYİRCİ ALINMADI
Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium'da gerçekleşen kongreye seyirci alınmadı.
Organizasyon komitesi bu karara ilişkin adaylardan gelen eleştirilere salon kapasitesini işaret ederek yanıt verdi.
Kongrede Kurultay Divan Başkanlığına Şükrü Kuleyin seçildi.
KODAZ SON ANDA ADAY OLDU
İYİ Parti'nin 5. olağanüstü kurultayında kurucular kurulu üyesi Günay Kodaz, son anda imzaları yetiştirerek aday olabildi.
Delegelerle tek tek konuşarak ikna etmeye çalışan Kodaz, rakipleri olan Müsavat Dervişoğlu ve Koray Aydın'dan da imza istedi. Gerekli 80 imzayı bulan Kodaz, evrakları divana kendisi teslim etti.
AKŞENER'DEN VEDA KONUŞMASI: BU KÜRSÜDEN SON KEZ KONUŞUYORUM
Yeniden aday olmayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin olağanüstü kongresinde bir veda konuşması yaptı.
Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:
'Bugün karşınızda bu kürsüden son kez konuşuyorum. Çünkü bugün emaneti devretme günü. Hayatımın 30 yılını farklı dönemlerde memlekeletimizin geleceği devletimizin güvenliği için siyaset sahnesinde çalışarak geçirdik. Beni motive eden tek bir şey vardı o da tüm eğitim hayatım boyunca beni parasız yatılı okutan milletimize ve her geçen gün tahrip edilen devletimize karşı vefa borcumu ödemekti. Bu uğurda 30 yıl boyunca bir kadın olarak zorluklarla iftiralarda tehditlerle karşılaştım.Her devrin ahlaksızlarıyla mücadele ettim. Zihnim de vicdanım da rahat oldu. Hiçbir zaman kişisel bir çıkarım olmadı. Hiçbir zaman utanacağım bir yaram olmadı. Hiçbir zaman vicdanımı susturabilecek bir güç olmadı. Yalan dolana hiç tahammülüm olmadı. Tehdide hiç eyvallahım olmadı. Toz zerresi kadar korkum da olmadı.
'CAZİP TEKLİFLER BENİ SUSTURAMADI'
Milletin hakkı için karşısında durduklarımın parmak sallayan elleri beni yıldıramadı cazip teklifleri beni susturamadı makam vaatleri beni durduramadı tutuklanacaksın tehditleri umrumda bile olmadı. Verdiğim tüm kararların hep arkasında durdum bugün de durmaya devam ediyorum. 28 Şubat'ta ölümle tehdit edilmeme rağmen vesayetçilere karşı tutum aldım. 2010 yılında herkes yetmez ama evet diye diye ortalıkta gezinirken iktidarın en tepesi dahil olmak üzere önde gelenlerine bizzat gittim söyledim yapmayın bu garabet sizi de vuracak dedim maalesef ki milletimiz devletini sokaktan köprüden toplamak zorunda kaldı ve haklı çıktım. 2018'de 2019'da 2020'de ve 2023 yılında da milletle inatlaşılmaz diyerek hem iktidar hem ana muhaleferi uyardım. Herkes sustuğunda bile milletin sesini haykıran oldum. Şahsıma her türlü hakareti küfrü edenler iftiraya sarılanlar bugün benimle aynı şeyleri söylemeye başladılar. Bazıları kısık sesle de olsa haklıymış bile diyenler var. Ne diyeyim sabah şerifleriniz hayır olsun.
'SATIN ALINMIŞLARA KARŞI YÜREKTEN İNANMIŞLARIN MÜCADELESİNİ YÜRÜTTÜĞÜMÜZÜN FARKINDAYDIM'
Gelelim bugüne yani 2024'e… Yetkili kurullarımızın kararı doğrultusunda 31 Mart seçimlerine hür girdik. İYİ Parti'yi kavgalara korkulara mahkum edilen milletimize yeni bir seçenek kurmak için kurmuştuk. Ben de bugüne kadar hem kendimin hem de partimizin aldığı tüm kararların arkasında durduğum gibi bu kararın da arkasında durdum. Ne kadar zorlu bir yola çıktığızın farkındaydım. Karalamalarla üzerimize gelineceğinin farkındaydım. Satın alınmışlara karşı yürekten inanmışların mücadelesini yürüttüğümüzün farkındaydım. Bedel ödeme sırasında da en önde karşınızda duruyorum.
'GEREKTİĞİNDE BEDEL ÖDEMEYİ BİLDİM'
Gerektiğinde bedel ödemeyi bildim. Bundan dolayı asla pişman olmadım, bugün de pişman değilim. Bugün üzerime düşen her şeyi yapmış olmanın huzuruyla son kez karşınızdayım. Hiçbir hesaba pazarlığa girmeden milletin sesini duyurmuş olmanın mutluluğu ile son kez karşınızdayım.
'BİZ BUGÜNLERE MAYIN TARLALARINDAN GEÇEREK GELDİK'
Duruşumuzu pazarlık masalarına meze ettirmemiş olmanın gururuyla son kez karşınızdayım. İYİ Parti'yi kurduğumuz ilk günkü gibi bir an bile pes etmeden mücadele etmiş olmanın gönül rahatlığı ile karşınızdayım. Allah herkese böyle veda etmeyi nasip eylesin. Biz bugünlere çiçek bahçelerinden değil mayın tarlalarından geçerek geldik. Türkiye'nin çok yarası var biz merhem olacağız dedik. Hiçbir zaman bir yerlere sırtımızı dayayarak ilerlemedik. Bu partiyi kurarken nereden ve nasıl geldiğimizi unutmayın demiştim.
'İYİ PARTİ'YE ÇÖKMEK İSTEYENLERE MÜSAADE ETMEDİM'
Haksız olduğumuz için değil başarısızlığı ben aldım artık başarıyı sizler yakalaacaksınız bedeli ben ödedim artık hesabı siz tutacaksınız. Kiminiz abla kardeş diye geldiniz benden bir yuva istediniz ben de İYİ Parti'yi sizlere bir ev yuva yaptım. Yıkmak dağıtmak isteyenlere çökmek isteyenlere müsaade etmedim. Bugünden sonra artık bu evi siz koruyacaksınız. Bu eve artık siz bakacaksınız. Yolunuz bahtınız açık olsun.'
DERVİŞOĞLU: OY ORANIMIZ YÜZDE 5 DEĞİL, YÜZDE 52'DİR
Adaylardan Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar:
'Çıktığımız yolculuk kolay değildi. Önümüzde ceberut bir iktidar ve ne olduğu belli olmayan ucube bir sistem vardı. İyi'lerin mücadelesi de zaten bu ceberut iktidarla ve ucube sistemle mücadeleydi. Sistemin dayatmaları vardı. O dayatmalardan bir tanesi de ittifakla siyasi arenada yer edinebilme imkanı aramaktı. Bunun müsebbibi ve sorumlusu İYİ Parti değil. Bunun sorumlusu esas itibariyle Türkiye'ye dayatılan sistemdi.
Ve biz, 2018'de başlayarak, son yerel seçime kadar çeşitli ittifakların içinde bulunduk. 2019 yerel seçim ittifakının asıl amacı ve hedefi, hepinizin bildiği gibi, bu iktidarın seçim yoluyla yenilebileceği ve AKP iktidarına son verilebilme arzusuydu. 2019 yerel seçimlerinde biz bunu başardık. Muhalefetin de kazanabileceğini ve hatta bu iktidarın gidebileceğini büyük milletimize gösterdik. Biz, o seçimdeki ittifakı 2023 yılındaki genel seçim için yapmıştık. İktidarın yenilebileceğini gösterip, ondan sonra da 2023 seçimlerinde iş başında bulunan iktidarın artık siyasi ömrünün tamamlanmasını sağlamaya çalışacaktık. Ama süreç öyle akmadı. Hepinizin bildiği gibi, İYİ Parti'nin tüm çabalarına rağmen, maalesef birtakım stratejik hatalar yüzünden 2023 seçimleri kaybedildi ve Türkiye bu seçimin akabinde bir yerel seçime gitti. Bu seçime partimiz, özgün kimliğini muhafaza edebilmek ve 2028 genel seçimlerine layıkıyla hazırlanabilmek adına, tüm yetkili organlarını toplayarak, müstakilen girme kararı aldı. Bu kararın alınmasıyla birlikte, yine İYİ Parti, çeşitli saldırıların muhatabı kılınmaya çalışıldı. Onun sonucudur ki, o sürecin akabinde, girmiş olduğumuz yerel seçimlerde maalesef başarılı olamadık ve bu başarısızlığı henüz değerlendirmeden, özeleştirimizi yapamadan bo kongreyle karşı karşıya kaldık.
Aslında, meselenin doğru anlaşılması, doğru yorumlanabilmesi ve uzun vadede partimize kazandıracaklarının hatırlanması lazımdı. Bunları yapamadık ve netice itibariyle de bu kongre salonunda toplandık. Sayın genel başkanımız, milletimize verdiği sözün gereği olarak aday olmayacağını açıklamak suretiyle, bu kurultayın zeminini oluşturdu.
Biz, buna 3 aday olarak, bu kritik süreçte tarihi sorumluluk üstlenmek suretiyle sizlerin huzuruna geldik. Bu adaylardan bir tanesi benim değerli ağabeyim, aile büyüğüm, aile dostum Sayın Koray Aydın'dır. Bu adayların bir diğeri de yine benim sevgili kardeşim, değerli dostum, ailemin bir ferdi olan Sayın Tolga Akalın'dır. Ben de bir adayımızın ağabeyi, diğer adayımızın kardeşi olarak bugün huzurunuzdayım.
Bu güzel kongre, aslında sadece İYİ Partililerin gözünü diktiği bir kongre değil, bu kongre, büyük Türk milletinin gözünü diktiği ve takip ettiği bir kongre. Bu kongrenin öncesinde gördüğünüz gibi, başka partilerde olduğu gibi taraftarlaşma olmamıştır. Yine başka partilerde olduğu gibi, yalan, riya, iftira ve fitne sokağa dökülmemiştir. Bütün adaylarımız, kendilerine yakışan, demokrasi geleneklerimize uygun, iyiler ve cesurlar hareketinin siyasi ahlakıyla mütenasip bir tavır ve davranış sergilemişlerdir. Ben, hepinizin huzurunda adaylarımıza ve adaylarımıza gönül verenlere teşekkür ediyorum.
Kolay günler beklemiyor bizleri. Sadece kongre yapmayacağız, bu kongre ile İYİ Parti'nin yaralarını saracağız. Biliyorum derdimiz var, biliyorum kırgınlıklarımız var. Birleşmeli ve aşmalıyız. Onun için geliyoruz.
Bu ülkede partimizi bekleyen ne kadar problem varsa, aslında emin olunuz ki, o problemler Türkiye'yi bekleyen problemlerdir. İYİ Parti'nin kurulduğu gün hangi problemler varsa, bugün katlanarak büyümek suretiyle önümüze gelmiştir. Bu, İYİ Parti'nin varlık gerekçesinin hala devam ettiğinin bir göstergesidir. İşte onun için diyoruz, İYİ Parti'nin güneşi asla sönmeyecektir.
Yerel seçimlerden çıktık. Başarısızlık tanımlaması yapılıyor. Müştereken bir karar aldık, fakat bu kararı uygularken, müştereken uygulayamadık. Özellikle büyük şehirlerde AKP'nin baskın kampanya uygulamaları münasebetiyle halk kutuplaştırıldı. Dolayısıyla, seçmen kimin kazanacağına bakmak yerine, kimin kaybetmesi gerektiğine baktı ve maalesef öyle oy kullandı. İktidarın baskın kampanyası seçmeni o kadar kutuplaştırdı ki, aman ha AKP gelmesin diye vatandaşlarımız ve belki de parti tabanımızın bazıları oy kullanma tercihini şekillendirdiler. Oyunu bu şekilde kullananlara diyecek bir şeyim yok. Ama bu işin içinden elimizi yıkayarak çıkamayız, bunun da böyle bilinmesini istiyorum. Biz bazı yerlerde çok az oy aldık ama işte şu anda Divan'da oturan Nevşehir belediye başkanımız yüzde 52 oy aldı. AKP'nin seçim kaybetmediği Nevşehir'de yüzde 52 oy almayı başabiliyorsak, bana sorarsanız İYİ Parti'nin oy oranı yüzde 5 değil, yüzde 52'dir arkadaşlar. Meseleleri doğru kavrayıp, hükümleri doğru vermeyi becerebilirsek, gerçekleştireceğimiz bir durumdur. Aramızda Ordu Büyükşehir Belediye Başkanınımız var, Sayın Enver Yılmaz. O da Ordu gibi bir yerde, AKP'nin yüzde 70'e yakın oy aldığı yerde yüzde 37 oy aldığı görüldü. Bana göre, seçimi kazandı ama Beştepe seçimi elinden çaldı. O kıstastan bakarsanız, İYİ Parti'nin oyuna yüzde 37 de diyebilirsiniz.
Erdoğan hükumeti kutuplaştırarak süreci yönetiyor. Kamu kaynaklarıyla yandaşlarını ihya ediyor. Erdoğan hükumeti Lozan'ın yandaşları marifetiyle tartışmaya açılmasına dayanak oluşturmak istiyor. Biz bunlarla mücadele etmek zorundayız. Bu mücadele kongre salonlarında verilecek bir mücadele değildir. Sizlere yalvarıyorum. Allah rızası için diyorum. Bana bir fırsat tanıyın. Türkiye'nin meydanlarında Tayyip Erdoğan'la hesaplaşmak istiyorum.'
Koray Aydın'ın konuşmasından öne çıkanlar:
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başındayız. Maalesef son 22 yıldır milliyetçiliği ayaklar altına alan, sıkışınca seçim kazanmak için milliyetçilerin ayağına kapanan bir iktidar gördük. İktidar ve ucube sistem, cumhuriyetimizin temel değerlerini hiçe saydı. Temel hak ve hürriyetleri kısıtladı. Ülkenin kaderini iki dudağının arasına hapsetti. Milli mücadeleye karargahlık yapmış yüce meclisimizi itibarsızlaştırdı. İşte bu ucube sistem, demokrasinin vazgeçilmez ilkesi olan kuvvetler ayrılığını, kuvvetler birliğine dönüştürdü. Bu iktidar ve ucube sistem, ülkenin dış borcunu tam 500 milyar dolara çıkardı, enflasyonu 3 haneli rekor düzeyine yükselttti. Milleti yoksulluğa mahkum etti. Faiz sebep, enflasyon sonuç safsatasıyla da Türk lirasının değerini, milletin alım gücünü yerle bir etti. Bu iktidar, yanlışlarıyla servetine servet katarken, vatandaşını sabahın erken saatlerinde ucuz et kuyruğuna girmeye mecbur etti. Bu iktidar, memuru, işçiyi, emekliyi hızla yoksullaştırarak açlık sınırının altında yaşamaya mahkum etti. Bu iktidar, liyakatı değil yandaşlığı önceleyerek, gençlerin hayallerini çaldı. Beyin göçünü engelleyecek tedbirler almak yerine, gençlerimiz için giderlerse gitsinler dedi. Bu iktidar, yüce dinimiz İslam'ı kirli siyasetine alet etti. Çalıyor ama çalışıyor kafasıyla beytül mala uzanan eli meşrulaştırmaya çalıştı. yanlış ekonomi politikalarını 'nas var nas' diyerek perdelemeye çalıştı. Bu iktidar, dış politikayı iç politikanın siyaset malzemesi yaptı. Uluslararası gerçeklerden uzaklaştı. Bir gün dost dediğine diğer gün düşman kesildi. Bu iktidar, namusumuz olan hudutlarımızı kevgire döndürdü. Üstüne utanmadan, şerefimiz olan Türk vatandaşlığını da sanki bir pazar malı gibi yabancılara sattı. Bu iktidar, bölücü başının posterlerini sokaklara asanlara hoşgörü gösterdi. Sonuç olarak bu iktidar ve eseri olan bu ucube sistem, ülkeyi pek çok büyük beka sorunuyla karşı karşıya bıraktı. Türkiye'yi bu iktidara mahkum bırakmayacağız, bu iktidarı Türk milletinin yakasından söküp atacağız.
Partimiz sarsılmıştır. Bu sarsıntıyı en az hasarla atlatabilmek için bir durum muhasebesi yapmamız elzemdir, kaçınılmazdır. Ne oldu partimizin oyları yüzde 4'lere geriledi. Elbette yerel seçimlerin dinamikleri farklı, elbette İYİ Parti'nin asıl oyu bu değil. Doğru bir değerlendirme yapmaz, acil bir müdahalede bulunmazsak, bu kötü tablo sürekli hale gelecek. Toplumun sesine, parti teşkilatlarımıza ve tabanımızın taleplerine kulak tıkayarak, asla ve asla siyaset yapılmaz.
Kısaca, millete rağmen siyaset yapılmaz. Seçim sonuçlarından çıkarmamız gereken ilk ders budur. Sayın genel başkanımız, bu olumsuz tablonun farkındadır. Genel başkanımızın olağanüstü kurultay yolunu açmış olması ve kendisinin de aday olmaması, demokratik bir olgunluktur, örnek bir tavırdır. Şimdi sıra bizdedir, sizlerdedir, şimdi sıra iyilerdedir.
Sizleri sadece İYİ Parti'nin genel başkanını belirleyecek delegeler olarak değil, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundaki ruhu temsil eden, cumhuriyetin ikinci yüzyılına yön verecek olan kadrolar olarak görüyorum.
İyiler ve cesurlar hareketi olarak hürriyete aşık insanlarız ve demokrasiden yanayız. Bizler, hürriyetlerin kısıtlanmasına, anti demokratik düzenlemelere tahammül edemeyiz. Bu inançla, ne partimizde ne de ülke yönetiminde anti demokratik düzenlemeleri onaylayamayız. Buradan ilan ediyorum ki; parti tüzüğümüzde anti demokratik olarak nitelenen tüm maddeler gözden geçirilecek ve tadil edilecektir. Ülkede demokrasi talep ediyorsak, bunu önce kendi içimizde sağlamamız gerekmektedir.
Anayasa'nın ilk dört maddesi ve Türk milliyetçiliği tanımı, kırmızı çizgimizdir. Millet tektir, adı da Türk'tür.
İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş temel önceliğimizdir.
Tolga Akalın'ın konuşmasından öne çıkanlar:
Bugün eski Türkiye'nin, yani Tayyip Erdoğan iktidarının son günü. Bugün iktidar yoluna girişimizin ilk günü. Elbette bu yürüyüşte Türk yurtseverleri, Türk demokratları ve samimi muhafazakarlarla omuz omuza yeni bir dönemi açıyoruz.
Biz, Türk siyasi tarihinin en ceberut iktidarına karşı, onun en ceberut olduğu dönemde kurulmuş bir siyasi partiyiz.
MHP'den ne istedik biz? Birincisi, güvenlikçi, devletçi milliyetçilikten demokratik milliyetçiliğe geçilmesini istedik. İkincisi, iktidar hedefini kaybetmiş bir siyasal hareketle yol yürünmeyeceğini tespit ettik ve bu kapsamda bir yürüyüş başlattık.
Erdoğan bir şövalye, bir alp değildir. Erdoğan, bir pusucudur. Erdoğan, rakipleriyle cesurca mücadele edemez. Erdoğan, ancak muhaliflerine pusu kurarak iktidarını devam ettirebilir.
Erdoğan'ın bitiremediği tek siyasal hareket, bu iyiler ve cesurlar hareketi oldu.
İYİ Parti, Türkiye'nin makul merkezinde kurulmuş, kuruluş ilkeleri de fevkalade bir siyasi harekettir. Ben, İYİ Parti'nin kendisini milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı olarak tanımlamasını doğru buluyorum.
Seçmene 3 konuda mesaj vermeniz gerekiyor. Güvenlik, özgürlükler ve hukuk, üçüncü olarak da refah alanında mesaj vermeniz gerekiyor. İYİ Parti'nin milliyetçiliği siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının güvenlik alanına, İYİ Parti'nin demokratlığı siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının özgürlükler ve hukuk alanına, İYİ Parti'nin kalkınmacılığı siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının refah alanına tekabül ediyor.
Milliyetçilik ve demokrasi, birbirinin olmazsa olmazıdır. Güvenlik ve demokrasi de birbirinin çelişeni değil, tamamlayanıdır.
Milliyetçilikle demokrasiyi birbiriyle içselleştirip, demokratik milliyetçiliği inşa etmemiz lazım.
Günay Kodaz'ın konuşmasından öne çıkanlar:
'Partimizde mutlaka emek, liyakat, bilgi, istişare, çalışkanlık, sözünde durma hakim olmalıdır. Bu ülkede AKP'nin yaygınlaştırdığı biat kültürüne karşı kurulmuş bir partiyiz. Eleştirdiğimize benzememeliyiz.
Maalesef partimizde birçok farklı ses susturulmuştur. Tek kadın adayı olarak kadın hareketi denilen partide sürekli yok sayıldım.'
HABER MERKEZİ