İzmir Barosu’ndan seçimlerde her okula bir avukat

14 Mayıs'ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimleri için bütün partiler hazırlıklarını yaptı ve yapmaya...

TAKİP ET

14 Mayıs'ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimleri için bütün partiler hazırlıklarını yaptı ve yapmaya devam ediyor. Seçimin en önemli unsurlarından bir tanesi de seçim güvenliği. Yenikiraz.com internet sitesinden Özlem Kara'nın haberine göre, İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, seçim güvenliğini siyasi iktidarın yapması gerektiğini belirtti. Ayrıca deprem bölgelerindeki seçim güvenliğine ilişkin de bilgi veren Yılmaz, Hatay Barosu ile irtibatta olduklarını belirterek ihtiyaç dahilinde İzmir Barosu'nda görevli olan avukatları destek için Hatay'a göndereceklerini söyledi.

'SEÇİM GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAK OLAN SİYASİ İKTİDARDIR'

Seçim güvenliğinin hukuki boyutlarına değinen Yılmaz, geçtiğimiz dönem seçimlerine atıfta bulunarak seçim güvenliğinin, hukuki boyutunu devletin sorumluluğunda olması gerektiğini vurguladı. Yılmaz, 'Hiçbir baro, siyasi parti, STK ve vatandaş bunun sorumlusu olmamalı. Seçimin güvenliğini sağlayacak olan siyasi iktidardır. Önceki seçimlerde de karşımıza çıktığı gibi gelinen süreçte, vatandaşın gerçek iradesinin sandığa ne şekilde yansıyacağı, sandığa yansıya iradenin bu insanlar tarafından yansıtılıp yansıtılmadığı konusunda çok ciddi şüpheler var. Yani hukuki bir güvensizliğin getirdiği bir sonuçtur bu. Bunun asla böyle olmaması gerekir ama bu ülkede her türlü yasal düzenleme iki dudağın arasında olduğu için herkes oyuna sahip çıkmak zorunda kaldı. Barolar da bu yönüyle, bu işin bir yanında olmayı özelikle en önemli alan olan sandık ve okullarda görevlendirmeleri yapmayı üstlendiler. Tabii ki bu alanlarda siyasi partilerin temsilcileri olacak ama bunlar yeterli olacak mı? Olmayacak. Önceki seçimlerde gördük. Biz uzun zamandır seçim güvenliği ile ilgili bir komisyon kurmuştuk. 2019 yerel seçimleri ile ilgili de bir çalışma yapılmıştı. İzmir Barosu'nun uzun zamandır yapıyor. Çünkü siyasal iktidarın vatandaşın iradesine sahip olma düşüncesi yok. Böyle bir düşüncesi olmadığından yurttaşın oyuna sahip çıkmak barolara, STK'lara düşüyor. Asında hukuki bir alt yapısının olması söylenemez. Ama bu hukuki alt yapısının olmadığı bir yerde de hukuken hiçbir şey yapılmaz anlamı çıkmasın. Baroların görevleri Avukatlık Kanunu'nda açıklanmış, hukukun üstünlüğünü, temel hak ve özgürlükleri savunmak ve bunları yükseltmek. Hukukun üstünlüğünü savunmak adına da barolar, seçim güvenliği ve sandık güvenliğini sağlamak adına bir irade gerçekleştirdiler. Biz de uzun zamandır bu çalışmalarımızı yürütüyoruz ve iradenin fesata uğramaması, sakatlanmaması için ne gerekirse İzmir Barosu yapacak' ifadelerini kullandı.

PARTİ AYRIMI OLMAYACAK

Baro olarak bütün partilere eşit mesafede olduklarını ifade eden Yılmaz, bir iradenin sandığa yansıması için çalışmadıklarını, gerçek iradenin sandıktan çıkmasını sağladıklarını söyledi. Yılmaz, 'Hangi parti İzmir Barosuna müracaat ederlerse bize uygun gördükleri bulunma pozisyonu verirlerse orada İzmir Barosu'nda eğitim alan arkadaşlar görev alırlar. Amaç hukukun üstünlüğünü sağlamak ise hukukun üstünlüğü hangi parti olursa olsun onun için geçerli. Belki verilen bir oy AKP'nin geçerli sayılan bir oy olabilir biz bunun içinde evet diyeceğiz. Bir parti ayrımı yok bize parti ayrımı olmayan bir süreçte tamamen tarafsız, bağımsız olarak yürüteceğiz süreci. Tabii ki her okulda bir avukat arkadaş bulunacak. Bu görevlendirmeleri biz yapacağız. Bir koordinasyon merkezi kuracağız, o koordinasyon merkezinde de bu danışmanlıklar olacak. Sandık başında ya da okulda ya da birleştirme tutanaklarında oluşabilecek aksaklıklara hukuki müdahalede bulunacak arkadaşlarımız görevlendirilecek' şeklinde konuştu.

 

Haber Merkezi

(Y.K.)

Bakmadan Geçme