İzmir Milli Kütüphane yılda 25 bin okuyucuyu ağırlıyor

İzmir'in Konak ilçesinde bir grup İzmirli tarafından 1912 yılında kurulan, ardından 1933 yılında günümüzdeki yerine taşınan ve...

İzmir'in Konak ilçesinde bir grup İzmirli tarafından 1912 yılında kurulan, ardından 1933 yılında günümüzdeki yerine taşınan ve 1939 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla 'Milli' unvanını alarak Türkiye'nin ilk 'Milli' adını taşıyan kütüphane olma özelliğine sahip olan İzmir Milli Kütüphanesi, 112 yıldır İzmirlilere kaynak oluyor.
1 milyon 700 bin kitabı bünyesinde barındıran, Arapça, Farsça ve Türkçe dillerinde yaklaşık 4 bin el yazması kitap içeren kütüphane, tarihe meraklı kişiler ve araştırmacılar için kaynak oluştururken, öğrenciler için de bilgi dolu bir çalışma noktası oluyor. Bünyesinde; Türkiye'deki ilk matbaa olan İbrahim Müteferrika Matbaası'nda basılmış kitabı, dünyadaki ilk matbaa olan Gutenberg Matbaası'nda basılmış kitabı, Fatih Sultan Mehmet döneminde el yazısıyla yazılan Düsturname-i Enveri orijinal nüshası ve birçok dünyaca tanınmış ünlü yazarların eserlerini barındıran kütüphane, kurucuları arasında Türkiye'nin 3'üncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın da yer almasıyla öne çıkıyor.

Kütüphanenin ilk kaynakları Giritli Ali Refet Efendi'den
Kütüphanenin kuruluş sürecine dair bilgileri aktaran İzmir Milli Kütüphane Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ulvi Puğ, 'İlk defa devlet eliyle yapılan kütüphane İstanbul'daki Beyazıt Kütüphanesi'dir. Bu yönde açığı gören İttihat ve Terakki, Olağan Genel Kurul Toplantısında aydınlatma hareketini başlatabilmek için her evde bir kütüphaneyi 'milli' kuralım diye bir karar alıyorlar. O dönemde İttihat ve Terakki üyesi olan bir grup İzmirli aydın isimler bir araya gelerek İzmir Milli Kütüphanesi'ni kuruyor. Giritli Ali Refet Efendi adında bir İzmirli de 10 bin kitaptan oluşan bir kütüphane kurmuş, fakat şahsi gayretiyle yürütememiş ve o 10 bin kitabı bize bağışlayarak kütüphanenin ilk kaynağını oluşturmuş' dedi.

Atatürk'ün kütüphaneye ziyareti
Mustafa Kemal Atatürk'ün kütüphaneyi üç kere ziyaret ettiğini söyleyen Puğ, 'İki ziyaretini inşaat aşamasında, üçüncü ziyaretini de inşaat tamamlandıktan sonra yapmış. Türkiye'deki altı kütüphaneye basılan her kitaptan birer nüsha Kültür Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak gönderilir. Bunlarda da İstanbul ve Ankara dışında yararlanan tek kütüphane biziz. Onun için kitap koleksiyonlarımız da çok fazla' ifadelerine yer verdi.

'İzmir'in başvurabileceği tek kaynak'
İzmir'e yeni bir kütüphane kazandırılması gerektiğini söyleyen Ulvi Puğ sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bugün yaklaşık 1 milyon 700 bin kitabımız var. İzmir'in başvurabileceği tek kaynak İzmir Milli Kütüphanesi. Çok ilgi görüyoruz. 08.30-17.30 arasında hizmet veriyoruz. Sabah 08.30'da okuyucularımız kapının önünde sıraya girmiş halde bizi bekliyor. Yeni bir kütüphane kazandırmamız lazım. Hem kitaplarımızı açamıyoruz hem de okuyucu sayısında yeterli olamıyoruz. Yılda yaklaşık 25 bin okuyucu kütüphanemize geliyor. Pandemi döneminde bu sayı biraz azaldı ama kütüphanemiz hiç kapanmadı.'

Bütün el yazmaları dijitalleştirilecek
Cumhuriyet'in kuruluşundan bu zamana bütün gazete koleksiyonlarının ve kent planlarının ellerinde mevcut olduğunu vurgulayan Puğ, '150-200 yıllık şehir planlarımızı Katip Çelebi Üniversitesi ile bir ortak çalışmayla dijitalleştirdik ve bir kitaba bastırdık. Barkod okuyucularla tanınacak hale getirdik. Ayrıca bütün el yazmalarımızın hem bakım onarımlarını hem dijitallere aktarılmasını sağlayacağız. Okuyucular kitaba daha rahat ve zarar vermeden ulaşabilecek' diye konuştu.

İklimlendirme sayesinde kitaplar korunuyor
Kütüphanenin İzmir'in yapı taşı olduğunu dile getiren Ulvi Puğ, 'Binamız, birinci Cumhuriyet Mimarisi veya neoklasik mimari dediğimiz mimari tarzının en güzel örneklerinden Mimar Tahsin Sermet yapmış. Binayı devşirerek yapmamışlar. Orijinal kütüphane olarak tasarlanmış. O kadar güzel iklimlendirme yapmış ki şu arkamda gördüğünüz kitaplar Victor Hugo'nun orijinal kitapları, Fransa'dan heyetler gelip, 'nasıl böyle güzel korudunuz?' diye hayranlıkla izlediler. Kütüphane kendiliğinden kitaplara çok iyi bakan bir kurum. Burası İzmir'in yüzük taşı. Paha biçilemez eserlerimiz var. Kitap meraklıları ve koleksiyoncular bunları da görmeye geliyor. Düstürname-i Enveri adlı bir kitabımız var. Enveri bu kitabı iki nüsha yazmış. Fatih Sultan Mehmet döneminde yazılan el yazmasıdır. Bir nüshasını o dönemde Fransız Millî Kütüphanesi'ne kaçırmışlar. Fakat orijinal ve tam nüshası bizim elimizde' açıklamalarına yer verdi.
Kütüphanede bulunan taş baskı kitaplar, hat sanatına yönelik kitaplar ve gazete koleksiyonu da arşivi güçlendiren eserler arasında yer alıyor.

HABER MERKEZİ

Bakmadan Geçme