İzmirli kadınlardan güçlü direniş: Kutsal aileniz sizin olsun!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde İzmir'de kadınlar, iktidarın politikalarına karşı seslerini yükselterek alanlara çıktı. Binlerce kadının katılımıyla gerçekleşen eylemde, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmeyeceği mesajı verildi.

İzmir'in kalbi Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde düzenlenen Feminist Gece Yürüyüşü'nde bir araya gelen kadınlar, Türkan Saylan Kültür Merkezi'ne yürüyerek tepkilerini dile getirdi. Ellerinde pankartlarla yürüyen kadınlar, 'Kutsal aileniz sizin olsun, feminist isyan ve dayanışmamız bizimdir' dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, DEM Parti İzmir Milletvekili Burcu Gül Çubuk ve Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay gibi isimler düzenlenen yürüyüşe katılarak destek verdi. Kadınlar, yürüyüş boyunca 'Kadın, yaşam, özgürlük', 'Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa' ve 'Jın, jiyan, azadî' sloganlarını haykırdı.

'FEMİNİST ÖFKEMİZLE BURADAYIZ'

Kadınlar adına basın açıklamasını okuyan Aslı Can, 8 Mart'ın kadınların, LGBTİ+'ların ve tüm ezilenlerin isyan günü olduğunu belirtti. Can, erkek-devlet şiddetine, patriyarkal kapitalizmin sömürüsüne, homofobiye, transfobiye, savaş politikalarına ve ayrımcılığa karşı sokağa çıktıklarını söyleyerek, 'Bugün 8 Mart, kadınların, LGBTl+'ların, ezilenlerin, sömürülenlerin isyan günü! Yüzyıllardır süren erkek-devlet şiddetine, patriyarkal kapitalizmin sömürüsüne, homofobiye, transfobiye, savaş politikalarına, ayrımcılığa karşı sokaklardayız! Bizi yok sayanlara, haklarımızı gasp edenlere, yaşamlarımızı hiçe sayanlara karşı feminist öfkemizle, isyanımızla, dayanışmamızla buradayız' diye konuştu.

'KATİLLERİ CEZASIZLIK POLİTİKALARINIZLA KORUDUNUZ!'

Kadın cinayetlerine dikkat çeken Can, 2024 yılında en az 394 kadının öldürüldüğünü, 259 şüpheli kadın ölümü yaşandığını belirtti. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması ve 6284 sayılı yasanın uygulanmaması nedeniyle kadınların güvende olmadığını vurgulayan Can, kadın cinayetlerinde cezasızlık politikalarının sürdüğünü ifade etti. Nafaka hakkı ve kürtaj hakkına yönelik kısıtlamalara da tepki göstererek, bu durumu kabul etmediklerini belirten can şu ifadeleri kullandı:

'Geçen 8 Mart'tan bu yana kadınlara ve LGBTI+'lara yönelik saldırılar artarak devam etti. İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiniz, 6284'ü uygulamadınız, kadın katillerine haksız tahrik ve iyi hal indirimleri dağıttınız! 2024 yılında en az 394 kadın öldürüldü, 259'u şüpheli ölüm olarak kaydedildi. Kadın cinayetlerini 'intihar' diyerek kapatmaya çalışırken, katilleri cezasızlık politikalarınızla korudunuz! Nafaka hakkımıza göz diktiniz, kürtaj hakkımızı fiilen yasakladınız, kadınların bedeni üzerinde tahakküm kurmaya çalıştınız! Kabul etmiyoruz!'

'ÇALIŞMA HAKLARI GASP EDİLİYOR'

LGBTİ+'lara yönelik nefret söylemlerinin arttığını vurgulayan Can, trans kadınların güvenlik güçleri eliyle saldırıya uğradığını, evlerinin mühürlendiğini, sağlık ve çalışma haklarının gasp edildiğini dile getirdi. 'Bizleri yok etmeye çalışanlara buradan bir kez daha söylüyoruz: Varız, buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz' diyen Can, 'Trans kadınlar, tıpkı Bornova Sokak'ta yaşadığımız gibi, güvenlik güçlerinin eliyle veya yönlendirmesiyle saldırıya uğruyor. Evleri mühürleniyor, yaşama ve barınma, çalışma hakları gasp ediliyor! Hormonlara erişim kısıtlanarak trans sağlık hakkı ihlal ediliyor. LGBT+ etkinlikleri yasaklanıyor, Onur Yürüyüşleri'ne polis saldırılarıyla, gözaltılarla, şiddetle yanıt veriliyor' şeklinde konuştu.

'O DUVARLARI YIKIYORUZ'

İktidarın 'Aile Yılı' politikasına tepki gösteren Can, bu söylemin kadınları ve LGBTİ+'ları yok sayan, gerici bir anlayışın ürünü olduğunu söyledi. Kadınların görünmeyen emeğinin sömürüldüğü, erkek şiddetinin normalleştirildiği bir aile yapısını kabul etmeyeceklerini ifade eden Can, '2025'i 'Aile Yılı' ilan ederek bizleri yok etmeye, bastırmaya çalışıyorsunuz! O kutsal aile; kadınların görünmeyen emeğinin sömürüldüğü, erkek şiddetinin normalleştirildiği, trans bireylerin yok sayıldığı, çocukların istismara uğradığı dört duvardan ibaret. O duvarları yıkıyoruz. Bizi patriyarkal kapitalizminizin aile dayatmasına, gerici politikalarınıza, kadınları eve kapatmaya çalışan düzeninize mahkûm edemeyeceksiniz' dedi.

'MÜCADELE EDEN EMEKÇİLERİ SELAMLIYORUZ'

Kadınların ekonomik krizden en çok etkilenen kesim olduğunu belirten Can, işsizlik, güvencesiz çalışma ve yoksulluk nedeniyle kadınların büyük bir mücadele verdiğini söyledi. Can, atölyelerde, fabrikalarda ve grevlerde yer alan kadın işçileri selamlayarak, 'Ekonomik kriz en çok bizleri vuruyor! Krizde ilk işten çıkarılan biziz, güvencesiz ve sigortasız çalışmaya zorlanan biziz! Direnişin en ön safında yer alan kadın işçileri, trans kadınları, atölyelerde, fabrikalarda, grevlerde emeği için mücadele eden emekçileri selamlıyoruz! Yaşamak, çalışmak, barınmak için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz' ifadelerine yer verdi.

'LAİKLİĞİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Eğitim sistemindeki dinselleştirme politikalarına karşı çıkan Can, ÇEDES ve MESEM projeleriyle çocuk işçiliğinin yasallaştırıldığını ve çocukların cemaatlere teslim edildiğini söyledi. Can, kadınlar ve LGBTİ+'lar olarak laikliği savunmaya devam edeceklerini belirterek, 'Sadece bunlarla da yetinmiyor, çocukları cemaatlerin eline teslim ediyor, ÇEDES ve MESEM projeleriyle çocuk işçiliğini yasallaştırıyorsunuz. Eğitimi dinselleştirerek kadınları ve LGBT+'ları laiklikten koparmaya, itaatkr bireyler yetiştirmeye çalışıyorsunuz. Kadınlar ve LGBTI+'lar olarak laikliği savunmaya, eşitlik ve özgürlük mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz' dedi.

'FEMİNİST MÜCADELEMİZİ YÜKSELTİYORUZ'

Ortadoğu'daki savaşların kadınlar ve LGBTİ+'lar için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten Can, Gazze, Rojava, Afganistan, İran ve Suriye'de yaşanan şiddete dikkat çekti. Kayyum politikalarının kadın iradesini gasp ettiğini ifade eden Can, kadın siyasetçilerin tutuklanmasını ve LGBTİ+ karşıtı yasaları eleştirdi. Aslı Can, şu ifadeleri kaydederek açıklamasını tamamladı:

'Savaşlar, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünya halklarına ölüm, yoksulluk, şiddet getiriyor. Gazze'de, Rojova'da, Afganistan'da, İran'da ve Suriye'de kadınlar, çocuklar, LGBTI+'lar öldürülüyor, sürgün ediliyor. Onurlu bir barış talebimizden, demokratik toplum mücadelemizden vazgeçmiyoruz. Kadın kurumlarını kayyumlarla kapatıyorsunuz! Seçilmiş eş başkanları, kadın siyasetçileri rehin alarak kadın iradesini gasp etmeye çalışıyorsunuz. LGBT+ karşıtı yasalarla varlığımızı hedef alıyor, özgürlüklerimizi yok etmek istiyorsunuz! Onur yürüyüşlerini yasaklayarak, polis baskınlarıyla hukuksuz gözaltılarla bizleri korkutabileceğinizi sanıyorsunuz! Ama buradayız, direniyoruz. Kadınları, LGBT+'ları, isçileri, yoksulları hedef alan bu düzene karşı, kadın düşmanlarına, gerici ittifaklarınıza, erkek egemen politikalarınıza karşı feminist mücadelemizi yükseltiyoruz! Haklarımızdan, yaşamlarımızdan, birbirimizden vazgeçmeyeceğiz. Kutsal aileniz sizin olsun. Feminist isyan ve dayanışma bizimdir!'

Özel Haber

Bakmadan Geçme