Kadınların gizli tehdidi: Lipödem! Kilo vermek yetmiyor!
Bacaklarınızdaki şişlik ve ağrı selülit mi yoksa daha ciddi bir sorun mu?
Kilo vermeye rağmen bacaklarda devam eden şişlik ve ağrı birçok kadın tarafından selülit ya da obezite olarak değerlendirilip göz ardı ediliyor. Ancak Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Candan Mezili, bu durumun “Lipödem” adlı daha ciddi bir sağlık sorunu olabileceğini vurguluyor. Sıklıkla kadınları etkileyen bu hastalığın tedavisinde cerrahi müdahale öneriliyor.
LİPÖDEM NEDİR?
Lipödem, özellikle kadınların kalça ve bacak bölgelerinde simetrik yağ birikimiyle karakterize edilen ve kilo kaybıyla düzelmeyen bir hastalık olarak biliniyor. Çoğunlukla ergenlik, hamilelik ve menopoz gibi hormonal değişiklik dönemlerinde ortaya çıkabilen lipödem, genetik faktörlerin de etkili olduğu bir sorun olarak öne çıkıyor. Bu hastalık obezite ve ödemle karıştırılabiliyor ancak lipödem, ödem tedavisine yanıt vermemesi ve kilo vermekle geçmemesiyle ayrışıyor.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Lipödemin belirtileri arasında bacak ve kalçalarda simetrik yağ birikimi, ağrı, hassasiyet ve ciltte kolay morarma yer alıyor. Ayrıca uzun süre ayakta kalındığında şişlik artışı yaşanıyor ve hastalık ilerledikçe bacaklarda şekil bozukluğu görülebiliyor. İlerleyen aşamalarda lenfödem ile birleşen lipödem, geri dönüşü zor bir hal alarak hastaların yaşam kalitesini düşürüyor.
LİPÖDEMİN DÖRT AŞAMASI
Lipödemin ilerleyici bir hastalık olduğunu belirten Dr. Mezili, dört aşamada geliştiğini açıklıyor:
1. Aşama: Hafif yağ birikimi, hafif selülit.
2. Aşama: Selülitin belirginleşmesi ve yağ nodüllerinin oluşumu.
3. Aşama: Şekil bozukluğu ve belirgin şişlik.
4. Aşama: Lenfödemin eklenmesiyle ciddi deformasyon ve hareket kısıtlılığı.
TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Lipödem teşhisi genellikle muayene ile konuluyor. Uzmanlar, yağ birikimlerinin simetrik olup olmadığını değerlendirerek tanıyı koyuyor. Görüntüleme yöntemleri nadiren kullanılıyor. Lipödem tedavisinde ise iki temel yaklaşım bulunuyor: konservatif ve cerrahi tedavi.
KONSERVATİF TEDAVİ
Konservatif yöntemler, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak amacıyla kullanılıyor. Bu tedavi yöntemleri arasında manuel lenf drenajı, kompresyon terapisi, fizik tedavi ve kilo kontrolü yer alıyor. Ancak bu yöntemler yalnızca belirtileri hafifletmekte ve hastalığı tedavi etmemektedir.
CERRAHİ TEDAVİ: LİPOSUCTİON
Lipödem tedavisinin ana yönteminin cerrahi olduğunu belirten Dr. Mezili, liposuction uygulamasının yağların alınarak hastalığın ilerlemesini durdurduğunu ifade ediyor. Liposuction sırasında lenfatik dolaşımı koruyan tekniklerin tercih edilmesi önemli olup, özellikle Vaser liposuction bu anlamda ön plana çıkıyor. Vaser liposuction, daha az kanama ile yağların alınmasını sağladığı için tercih edilen bir yöntem.
İlerlemiş vakalarda cerrahi eksizyon da yapılabilmektedir. Bu durumda liposuction ile yağ alınmasının ardından sarkan dokular cerrahi olarak çıkarılıyor.
FARKINDALIK VE ERKEN MÜDEHALE DÖNEMİ
Lipödemin ilerleyici bir hastalık olması sebebiyle erken teşhis ve tedavi büyük önem taşıyor. Kadınların sağlıklarını tehdit eden bu sorunun farkında olması, yaşam kalitesini korumak için kritik bir adım. Dr. Mezili, lipödemin ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, kadınları belirtileri gözlemlediklerinde uzman desteği almaya çağırıyor.