Kulakta sıvı birikmesine tüplü tedavi

Kulakta sıvı birikimi, ağrı, tıkanıklık ile işitme kaybı olarak kendini belli ediyor. İşitme kayıpları da konuşma bozuklukları, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü, çocuklarda okul başarısının düşmesine neden olabiliyor. Sorunların çözümü için sık kullanılan etkin bir tedavi yöntemi var kulak tüpü

Kulak tüpü ile pek çok sağlık sorununun önlenebildiğini söyleyen Acıbadem Altunizade Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Berna Yayla Özker, “Kulak tüpü ile ileri dönemde oluşabilecek kulak zarında çökme, orta kulak kemikçiklerinde kireçlenme ya da erime, işitme kayıpları, çocuklarda işitme kaybına bağlı konuşma bozuklukları, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü ve dolayısıyla okul başarısında düşme gibi önemli sorunlar önlenebiliyor” diyor.

Kulağımız, 3 ayrı bölümüyle karmaşık yapıya sahip. Sıvı birikmesi, orta kulakta oluşuyor. Zar ile ayrılan dış kulak gibi, orta kulak da havaya ihtiyaç duyuyor. Orta kulağa hava sağlayan organımız olan östaki borusu yutkunma ve esneme sırasında kendisini çevreleyen kaslar yoluyla açılıp kapanarak orta kulağa hava giriş ve çıkışı sağlar. Östaki borusunun yetersiz çalıştığı durumlarda orta kulakta negatif basınç oluşur. Bu da dokulardan orta kulağa sıvı kaçışıyla sonuçlanır. Bu zamanla orta kulak ve kulak arkasındaki kemikte sıvı birikmine yol açar. Kronik kulak ağrısı, tıkanıklık, çınlama, yükseklikle baş gösteren kulak ağrısı, işitmenin azalması ya da kaybı gibi belirtilerle kendini belli eder.

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Berna Yayla Özker, 3 aydan uzun süren, ilaç tedavilerine cevap vermeyen sıvı birikiminde kulak tüpü uygulamasına başvurulduğunu belirterek, işlevini şöyle açıklıyor: “Poşetin havasını aldığınızı düşünün. Negatif basınç uygulanan poşet adeta söner. Delik açtığınızda negatif basınç ortadan kalkar, hava dolan poşet, normale döner. Kulak tüpünün mantığı bu. Orta kulakta sıvı birikimini gidermek için başvurduğumuz kulak tüpü ile kulaktaki sıvı boşaltılır, kronik sürecin geri dönmesi, östaki borusunun iyileşmesinde orta kulağın havalanması sağlanır” diyor.

6-12 ay arasında kulak zarı kendini onarırken kulak tüpü de dış kulak yoluna atılıyor. Kulak tüplerinin kalıcılık sürelerinin 12 ay ile 2 yıl arasında değiştiğini belirten Dr. Özker, şu bilgileri veriyor: Kulak zarından biraz kalın, ortası delik, silikon, teflon, paslanmaz çelik, altın ya da titanyumdan yapılan, makarayı andıran kulak tüpünün çalışma mantığı havalandırma borusuna benziyor. Makaranın, yani kulak tüpünün ortasındaki delik yoluyla orta kulağa hava girişi sağlanıyor. Böylece tüp, görevini tam olarak yapamayan östaki borusununfonksiyonunu devralarak iyileşme sürecine destek oluyor. Kulak zarına yerleştirilen tüpün boyutu 2 mm'yi geçmediği için kulağın dışından görünmüyor.”

HASTA AYNI GÜN TABURCU OLUYOR

Hastalığın etkenine bağlı olarak, hekimin kalmasını istediği süreye göre kulak tüpü seçiliyor. Tüpün takılması işlemi çocuklarda genel anestezi altında, yetişkinlerde lokal ya da genel anestezi altında kulak zarına açılan küçük kesiyle yapılıyor. KBB Uzmanı Dr. Berna Yayla Özker, orta kulakta biriken sıvının vakumla çekildiğini belirterek, “Daha sonra makara şeklinde ve ortası delik olan kulak tüpü bu kesiye yerleştiriliyor. İşlem 10 dakikada tamamlanıyor. Kulak tüpü uygulaması geniz eti ameliyatıyla birlikte bile olsa hasta aynı gün taburcu oluyor. Orta kulaktan sıvı temizlendiği ve negatif basınç normale döndüğü için ameliyat sonrasında tıkanıklık ile basınç hissi ortadan kalkıyor. Bu sayede işitme kaybı da düzeliyor. Orta kulakta sıvı birikmesi sorununun kulak tüpü uygulamasıyla genellikle düzeliyor. Ancak sıvı birikim nedeni tam çözülemediğinde ve östaki tüpünün kalıcı olarak görevini yapamadığı durumlarda tekrarlar. İşte bu durumlarda daha uzun süre kalacak tüp uygulamaları ya da östaki tüp balon uygulaması düşünülebilir” diyor.

Kulak tüpü 1 yaş itibariyle her yaş grubuna uygulanabiliyor. Damak yarığı ya da tekrarlayan kulak enfeksiyonu gibi özel durumlarda 6 aydan itibaren bebekler için de tercih edilebiliyor. Çocuklarda kulak tüpü uygulamasında büyük olsun ya da olmasın tekrar tüp uygulama riskini azaltmak için geniz eti ameliyatının da yapıldığını belirten Dr. Özker, “Kulağına tüp takılan çocuklarda, küçük ya da büyük olsun geniz etinin de alınması gerekiyor. Çünkü geniz eti, mikropların çok çabuk üreyeceği bir ortam yaratıyor. Bu doku alındığında, bakterilerin yerleşip üreyebilme riski düşüyor. Böylece orta kulağı da korumuş oluyoruz. Bu da tekrar tüp takılma ihtiyacının azalmasını sağlıyor” diyor.

Kulak tüpü takılan hastalar, su kaçarsa sorun olup olmayacağı konusunda endişeleniyor. Dış kulak yolunun yapısı nedeniyle dışarıdan gelen su, kulak tüpüne kolay ulaşamıyor. Yüzme ve duş sırasında suyun tüp yoluyla orta kulağa ulaşma riski yüksek. Orta kulak için enfeksiyon kaynağı olan su, akıntı yaparak tüpün erken çıkmasına yol açabiliyor. Havuz, deniz ve duşta kulak tıkacı kullanılmalı.

Bakmadan Geçme