Marmara Denizi’nde evsel atık alarmı!

Sözcü’de yer alan habere göre, 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara...

Sözcü'de yer alan habere göre, 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ndeki kirlilik nedeniyle müsilaj tehlikesinin olabileceğinin altını çizdi. Marmara Denizi'nin özellikle deterjan gibi evsel atıklar nedeniyle kirletilmeye devam edildiğini ifade etti. Kimyasal atıkların yeterince arıtılmadığına vurgu yapan Sarı, halihazırda 25 milyon insanın evsel atığının yüzde 50'sinin denize akmaya devam ettiğini ifade etti ve Marmara Denizi'ndeki görüşün şu anda iyi olmadığını belirtti.

AZOT-FOSFAT DENGESİ

Marmara Denizi'ni etkileyen müsilaj, 2021 yılında Nisan ayında Kadıköy Caddebostan sahili ardından Gemlik, Erdek Körfezleri ve Bandırma kıyılarında yeniden ortaya çıkmıştı. Prof. Dr. Mustafa Sarı, denizlerdeki kirliliğin hala devam ettiğini söyleyerek müsilaj tehlikesine dikkat çekti. Prof. Dr. Sarı, 'Müsilaj, denizi aşırı kirletmemizin tetiklediği bir sonucudur. Deterjanlar ve diğer kimyasallar kirlilik kaynağıdır. Müsilajın temel nedeni, denizdeki azot-fosfor dengesinin bozulmasıdır. Kimyasal atıkların arıtılmadan denize gönderilmesi, bu dengenin bozulmasına neden olur ve sonucunda müsilaj ortaya çıkar' dedi.

Sarı, 2021 yılında Marmara Denizi'nin ne kadar kirletildiyse, aynı şekilde kirletilmeye devam edildiğini belirtti ve kimyasalların denizde kirliliğe yol açtığını, atıkların kanalizasyon ve akarsularla denize karıştığını ve gerekli arıtımın yapılmadığını ifade etti. Halihazırda 25 milyon insanın evsel atığının yüzde 50'sinin denize akmaya devam ettiğini ve Marmara Denizi çevresinde bulunan 7 ilde İleri Biyolojik Arıtma Tesisleri sayısının 2021 yılında çok fazla değişmediğini söyledi. Bu nedenle, atıkların denize akmasının devam ettiğini ve müsilaj ve deniz kirliliğini önlemek için İleri Biyolojik Arıtma Tesislerinin sayılarının arttırılması gerektiğini vurguladı.

EKOLOJİK FELAKET

Sarı, müsilajla tekrar karşılaşma olasılığının bulunduğunu ve bu durumun zamanı belli olmayan bir ekolojik felakete neden olabileceğini ifade etti. Marmara Denizi ile yanlış bir ilişki içinde olduklarını, denizi kirletmekten ve deniz ekosistemini desteklememekten vazgeçmedikçe yeni bir müsilaj oluşumunun mümkün olduğunu söyledi.

Olası bir müsilaj durumunda en çok etkilenen yerlerin koy ve körfezler olduğunu açıklayan Sarı, Marmara Denizi'nde İzmit, Gemlik, Bandırma ve Erdek körfezlerinin müsilaj felaketinden en fazla etkileneceğini belirtti. Akıntıların ve sirkülasyonların bu kapalı koy ve körfezlerde daha az olması nedeniyle bu bölgelerin daha fazla etkileneceğini ifade etti.

'DENİZ EKOSİSTEMİNİ İYİLEŞTİRECEK ÇALIŞMALAR HIZLANMALI'

Marmara Denizi'ndeki durumu haftalık dalışlarla takip eden Sarı, denizdeki görüşün şu anda iyi olmadığını belirtti. Deniz suyu sıcaklıklarının hala çok yüksek olduğunu ve aşırı alg çoğalmalarının hala her tarafında gözlemlemeye devam ettiklerini ifade etti. Bu durumun deniz ekosisteminin hala iyileşmediğini gösterdiğini ve deniz ekosistemini iyileştirecek çalışmaların hızlandırılması gerektiğini söyledi. 22 eylemden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı'nın mutlaka uygulanması gerektiğini ve müsilajın, Marmara Denizi'ndeki kirliliğin önlenmediği sürece ortaya çıkabilecek bir ekolojik sorun olduğunu belirtti.

PİNALARIN ÖNEMİ

Müsilajla mücadele için Akdeniz'in en büyük çift kabuklu canlıları olan pinaların önemine dikkat çeken Sarı, pinaların bir saatte 6 litre deniz suyunu filtre edip temizlediğini söyledi. Ancak Akdeniz'deki pinaların, iklim değişikliğine bağlı bir hastalık nedeniyle 2016-2019 yılları arasında topluca öldüğünü belirterek Akdeniz'deki bütün pinaları kaybettiklerini ifade etti.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme