Meb müjde diye duyurdu, uzmanlar uyardı…

Özel eğitim denildiğinde aklımıza özel okul diye adlandırdığımız okullardaki eğitim geliyor. Ancak en basit açıklaması ile...

TAKİP ET

Özel eğitim denildiğinde aklımıza özel okul diye adlandırdığımız okullardaki eğitim geliyor. Ancak en basit açıklaması ile özel eğitim, bir çocuğun dikkat dağınıklığı, hiperaktivite, otizm, üstün zek vb. nedenlerden ihtiyaç duyduğu eğitimdir. Milli Eğitim Bakanlığınca yapımına başlanan 'Özel Eğitim Kampüsü Projesi' Tokat ve Yalova'da hizmete girmesinin ardından bakanlığın müjde olarak duyurduğu kampüsün bir diğerinin Zonguldak'ta yapımına başlandı. Anayasa, yasa ve yönetmeliklere aykırı olduğu uzmanlar tarafından belirtilen özel eğitim kampüsleri, her ilde yaygınlaşırken Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in onayıyla yapılan projeye konunun uzmanı ve aileler tepki göstererek, bu projenin özel çocukların toplumdan 'izole' edilerek kaynaştırma esasının yok sayılacağı konusunda uyardı.  Yeni model olarak tanıtılan özel eğitim kampüslerine ilişkin uzmanlardan, ilgili sivil toplum kuruluşlarından görüş alınarak bilimsel bir çalışma yapılıp yapılmadığı bilinmediği gibi, açılış haberleri gündeme gelen özel eğitim kampüslerinin hangi öğrencileri kapsayacağı, eğitim ve öğretimin nasıl olacağı, faaliyete geçtiği il ve ilçelerde özel eğitim sınıflarının kapatılıp kapatılmayacağı gibi sorular ise belirsiz kaldı.

Özel Eğitim Kampüsü Projesinin neden yapıldığı hakkında bilgi veren Özel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği (ÖÇED) Başkanı Parin Yakupyan,' Ailelerimizden bizlere ulaşan bilgiye göre, Zolguldak'ta bir özel eğitim kampüsü yapıldığı haber aldık. Duyumlarımız özel gereksinimli çocuklar ile ilgili tüm özel eğitim, eğitim okulu ve sınıfı birimlerinin bu kampüste toplanacağı yönündeydi. Aileler bize bu konudaki endişelerini ilettiler. Söz konusu çalışmanın yapıldığı Zonguldak'taki birkaç yetkiliye bunu sorduğumuzda, sadece orta ve ağır durumdakilerin orada eğitime devam edeceği söylendi. Özel eğitim sınıflarının ve kaynaştırmanın yerinde duracağı açıklandı. Ama tabii kampüs ortaya çıkmadan ve fiiliyatı görmeden ne olacağı noktasında ailelerimizin kaygıları devam ediyor' dedi.

'ERKEN YAŞTA YOĞUN EĞİTİMİ ÖNERİYORUZ

Bir çocuğun özel eğitim almasına MEB'e bağlı Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) karar veriyor diyen Yakupyan, 'Fakat çocukların ücretsiz özel eğitim alabilmeleri için önce ÇÖZGER sağlık kurulundan rapor almaları gerekiyor. Çocuklar bu raporla rehabilitasyon merkezlerinde ayda 8 saat bireysel eğitime ulaşıyor. Daha sonra çocuğun örgün eğitim yaşı geldiğinde kaynaştırma eğitimine, özel eğitim sınıfına ya da özel eğitim okuluna yönlendiriliyor. Bunun kararını RAM veriyor. Biz tüm aile STK'ları olarak erken yaşta yoğun eğitimi öneriyoruz. Ancak erken yaşta yoğun eğitimin bireysel yapılmasını ve çocuğun da mümkün olduğu kadar çok akranlar ile iletişimde bulunmasını tavsiye ediyoruz' diye ifade etti.

'OLAYIN TAKİPÇİSİYİZ

Özel eğitim projesinin  hangi öğrencileri kapsayacağını belirten Yakupyan, 'Daha önce söylediğimiz gibi bu bilgi bize ailelerimizden ulaştı. Tüm eğitim birimlerinin orada toplanacağıyla ilgili bir haber aldıklarını ve bundan kaygı duyduklarını dile getirdiler. Henüz Milli Eğitim'den bununla ilgili kesin bir teyit alınamadı. Biz de olayın takipçisiyiz. Aslında bir yandan da bu çalışmaya ayrılan bütçelere bakınca bunların iyi niyetli çabalar olduğunu da anlıyoruz. Fakat ailelerin de bu tür projelerde fikrinin alınması, bir paydaş olarak ihtiyaçlarının ve düşüncelerinin göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Şu an en üst çatı olan Otizm Konfederasyonu'ndan danışmanlık ve bilgi alınmasını öneriyoruz' diye açıkladı.

'HER ÇOCUK FARKLIDIR'

'Özel durumdaki çocuklar erken dönemde bireysel ve yoğun eğitim aldıklarında, gelişimsel olarak akranlarına yaklaşabiliyorlar. Tabii bu onların spektrumun neresinde olduklarıyla da bağlantılı. Fakat bire bir gerçekleşen özel eğitimin faydası tartışılmaz. Bu yüzden biz de bireysel özel eğitimi savunuyoruz. Çünkü her çocuk farklıdır ve ihtiyacı da farklıdır.  Erken yaşta bireysel eğitimle desteklenen çocuklar,  akran iletişimine yönlendirilmeli ve topluma kazandırılmalıdır. Örgün eğitim döneminde de mümkün olduğunca, akranlarıyla birlikte taklit yoluyla öğrenmeli ve sosyalleşmelidirler. Sadece benzer tanı grubundaki çocuklar ile birlikte eğitim alırlarsa, hem taklit yoluyla öğrenme noktasında hem de sosyal becerilerini geliştirmede ciddi sorunlar yaşar. O zaman da ailelerin istediği topluma karışma noktasında yine bir tecrit söz konusu olur. Burada, otizmliler de dhil olmak üzere her çocuğun üstün yararı göz önünde bulundurulmalı. Çocuklar tanısıyla damgalanmadan eğitim alma hakkına sahip olmalı.'

 'AYRIŞMAYI KABUL ETMİYORUZ'

Özel eğitim alan çocukların bu proje ile normal sınıf  ve öğrencilerden ayrıştırılması hangi haklarını ellerinden alıyor sorusuna da yanıt veren Yakupyan sözlerine şöyle devam etti; 'Topluma entegre olma, birlikte yaşayabilme ve sosyalleşebilme hakları ellerinden alınıyor. Çocuklar akranlarından ayrıştırılarak sadece kendi içlerinde yaşamaya başlıyorlar. RAM'da ilk baştaki değerlendirmelerinde kaynaştırmaya verilen çocukların daha sonra veli ve eğitimci şikyetinden dolayı özel eğitim sınıflarına ve özel eğitim okullarına yönlendirdiklerini, çeşitli kaynaklardan haber alıyoruz. Çocuklarımız sınıflarda istenmediği için sorun bu şekilde çözülüyor. Bu açıdan bakarsak ailelerimizin özel eğitim kampüslerine dair duyduğu endişeyi de daha iyi anlayabiliriz. Biz aileler olarak ayrıştırmayı kabul etmiyoruz. Hukukçular, eğitimciler, akademisyenler de kabul etmiyor. Bu noktada herkes kaynaştırma eğitiminin çocukların faydasına olduğunu söylüyor. Çünkü bu sayede toplum içerisinde yaşamayı öğreniyor. Eğer onları kapalı kampüsler içerisinde eğitime yollarsak, mezun olduklarında nereye koyacağız? Çocuk okuldan çıktı… Ne olacak ona? Nereye gidecek? Nerede yaşayacak? Ailesi de yaşlanmış olacak. Bu yüzden, sosyal hayatı öğrenebilmesi için özel gereksinimli çocuklarımızı elimizden geldiğince akranlarıyla iletişimde desteklemek ve ileriki yaşları için de, ailelerinin yükünü hafifletmek amacıyla yaşam merkezleri kurulması gerekiyor' dedi.

SAMİME EKTİR

Bakmadan Geçme